Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

DARBE GİRİŞİMİ/ VESAYET/ DARBE

2002 seçimlerinde Erdoğan Milletvekili olamadı. Çünkü Anayasal ve yasal engeli vardı. Böyle bir şey olabilir miydi? Yargı kararı-mahkûmiyet-temiz kâğıdı ne demekti yani! O sıradan biri miydi ki, yargı kararları onun önünü kessin? Adamın partisi iktidar olmuş, kendi milletvekili bile seçilemiyor. Hiç böyle bir rezillik olabilir miydi? İşte size buz gibi bir darbe girişimi ve Yasal Vesayet! Demokrat hem de sosyallisinden demokrat, yıların CHP’lisi Deniz Baykal aniden kendini ortaya attı ve Atatürk’ün kurduğu Lâik Cumhuriyeti ve Demokrasiyi yıkacak, Türkiye’yi Federe İslam Devletine götürecek pandoranın kutusunu açıverdi. Kimse ona, “Hadi Sayın Genel Başkan, git bu ayıbı düzelt” dedi mi? Demedi! Erdoğan’ın durumunda Baykal olsaydı, Erdoğan aynı işi yapar mıydı? Niye yapsın ki? Hem bu durum özel değildi ki, geneldi geneeeel! Neyse, eğdiler büktüler, Siirt’in 3 köyünde yapılan seçimde birdenbire bir hile buldular. Siirt seçimleri önce iptal edildi, yandaş basında hala reklamları yayınlanan uluslararası dolandırıcı Jet Fadıl’ın adamı istifa ettirildi ve Erdoğan Milletvekili seçildi. İlk darbe girişimi böylece def edilmiş ve Erdoğan TBMM’ye girmişti. Aradan bir miktar zaman geçince, yaklaşık 20 yıldır CHP’nin başında olan o zaman 71 yaşındaki Baykal’ın bir seks kaseti yayınlandı! Kasette bir CHP’li Kadın milletvekili ile Baykal vardı! Dünya bu kasetle Baykal’ın kıçını görmüştü. Baykal istifa etti. Kaseti kimin yayınlattığı bu güne kadar bulunamadı, iyi mi? Bu defa “Vesayet” galip gelmiş ve darbe önlenememişti. Darbe CHP’nin kafasını gözünü yardı. O günden beri de CHP bir türlü toparlanamadı. CHP devre dışı bırakılıp “etkisiz eleman” konumuna getirilince. Sıra diğer darbe girişimlerini önlemeye ve vesayet zincirinin kırılmasına gelmişti. AKP-FETÖ-CIA işbirliği bu konuda harikalar yaratıyordu! Önce Askeri Vesayet bitirilmeliydi! Türk Ordusunun Genelkurmay Başkanı “Öcalan ile aynı seviyeye düşürülerek 8 metrekarelik hücreye hapsedilirken, Mehmet Ağar için özel cezaevi açılıyordu! Askeri Vesayet ’in bitirilmesinde en başarılı aktörler Özel Paşa ile Hulusivil Paşa oldu. Önce Askeri okullar kapatıldı. Askeri Hastaneler, Menzil tarikatının emrine verildi. En sonunda Türk Ordusu tüm gelenek ve görenekleriyle tarihe gömüldü, Savunma Bakanına bağlandı. Hulusivil Paşanın işi bitip, Bülent Arınç gibi kapının önüne konulduktan sonra Savunma Bakanlığına, sürekli uyuyan eski Bakanın sıkmabaşlı kızı veya “Kız Bekir” namlı yiğit getirilirse hiç şaşırmayın! Sivil elbise ile esas duruş gösteren eski Paşa, artık rahatlıkla Atatürk’e küfreden yobazlardan ders almaya Fidan oğlan ile birlikte evlerine kadar gidebilirdi! Oh be sonunda Askeri Vesayet de sıfırlanmıştı! Yaşasın demokrasi… Sonra FETÖ’nun gazete ve televizyonlarında bir reklam yayınlanmaya başladı; İki komşu huzur içinde oturup zenginleşirken, aralarında kavga çıkınca tekme-tokat birbirlerine giriyorlar ve ikisi de kan revan içinde kalıyordu. Yani FETÖ, “böyle olmayalım, şimdi kardeşlik zamanı” diye mesaj gönderiyordu! Fakat AKP ve FETÖ kaynak paylaşımında anlaşamayınca öyle bir kavga çıktı ki, ortalığı pislik götürdü. AKP, 17/25 Aralık Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet olaylarına “Darbe Girişimi” adını verdi ve tüm milleti darbeye karşı koymaya çağırdı! Bazı geri zekalılar; “Ulan bunun neresi darbe? Bal gibi malı götürmüşsünüz işte! Baksanıza kendi Bakanlarınız bile, ben yapmadım o yaptı demedi mi?” şeklinde konuştular. Ama AKP önderliği, çok başarılı bir şekilde bu darbe girişimini atlatıp, tüm serveti sıfırlamanın bir yolunu buldu. Sonunda, baktılar vesayetleri teker-teker bitiremiyorlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürüp kökünden bitirelim diye karar verdiler. Örnekleri CIA tarafından dünyanın pek çok bölgesinde uygulanmış bir “Kontrollü Darbede” karar kıldılar ve uyguladılar. Cumhurbaşkanı, darbe girişimini Marmaris’te otelde 4 uçak ve 2 helikopter eşliğinde, Başbakan ise bir otoyol tünelinde kahramanca izlediler. Ertesi sabah “Bu darbe girişimi bize Allah’ın bir lütfudur” dediler. Gene mahkemeler safhası başladı. Darbeyi engelleyemeyen tüm üst düzey komutanlar yerlerinde kaldılar ve terfii ettiler! Gariban 33 tane silahsız er, darbe girişiminde bulundukları gerekçesiyle yargı tarafından YEDİŞER DEFA Ömür boyu ağırlaştırılmış hapse mahkûm ettirildiler… Evini kirasını, ev sahibi öyle istedi diye Bank Asya’ya yatıran öğretmenler zindana atıldı! Kardeşi FETÖ elemanı olanlar Bakan yapıldı. Bu arada çok sayıda kişinin malına mülküne el kondu. Tıpkı Uzan Ailesi ve Adnan Hoca gibi… Sonunda her şey tüm makamlar, tüfekli kuvvetlerden İHA’lara, kır bekçilerinden SİHA’lara kadar hepsi Sayın Cumhurbaşkanı’na bağlandı. Siz sağ ben selamet! Vatana ve millete hayırlı ve uğurlu olsun… Demokrasi, Hukuk Devleti, Lâik Cumhuriyet, Özgür ve Adil Seçimler mi? Geç kardeşim geç, bundan sonra o ne derse o! Benim diyeceğim şudur; Kar ne denli çok yağarsa yağsın yaza kalmaz, bokla yapılan sidikle bozulur! Olan, önündeki hırsızlıkları-haksızlıkları görmek istemeyen gariban halka olur! Zengin, dağdan aşırır yine halleder işini, gariban muhallebi yerken kırar dişini… “Çalıyorlar ama çalışıyorlar” veya “Bunlar besmele ile çalıyorlar” demeyecektin be gariban kardeşim. Sen yine bunlara oy vermeye devam et… Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Temmuz 2018 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 16 Temmuz 2018 - Pazartesi
Rıfat SERDAROĞLU

DARBE GİRİŞİMİ/ VESAYET/ DARBE

2002 seçimlerinde Erdoğan Milletvekili olamadı. Çünkü Anayasal ve yasal engeli vardı. Böyle bir şey olabilir miydi? Yargı kararı-mahkûmiyet-temiz kâğıdı ne demekti yani! O sıradan biri miydi ki, yargı kararları onun önünü kessin? Adamın partisi iktidar olmuş, kendi milletvekili bile seçilemiyor. Hiç böyle bir rezillik olabilir miydi? İşte size buz gibi bir darbe girişimi ve Yasal Vesayet!

Demokrat hem de sosyallisinden demokrat, yıların CHP’lisi Deniz Baykal aniden kendini ortaya attı ve Atatürk’ün kurduğu Lâik Cumhuriyeti ve Demokrasiyi yıkacak, Türkiye’yi Federe İslam Devletine götürecek pandoranın kutusunu açıverdi. Kimse ona, “Hadi Sayın Genel Başkan, git bu ayıbı düzelt” dedi mi? Demedi! Erdoğan’ın durumunda Baykal olsaydı, Erdoğan aynı işi yapar mıydı? Niye yapsın ki? Hem bu durum özel değildi ki, geneldi geneeeel!

Neyse, eğdiler büktüler, Siirt’in 3 köyünde yapılan seçimde birdenbire bir hile buldular. Siirt seçimleri önce iptal edildi, yandaş basında hala reklamları yayınlanan uluslararası dolandırıcı Jet Fadıl’ın adamı istifa ettirildi ve Erdoğan Milletvekili seçildi. İlk darbe girişimi böylece def edilmiş ve Erdoğan TBMM’ye girmişti.

Aradan bir miktar zaman geçince, yaklaşık 20 yıldır CHP’nin başında olan o zaman 71 yaşındaki Baykal’ın bir seks kaseti yayınlandı! Kasette bir CHP’li Kadın milletvekili ile Baykal vardı! Dünya bu kasetle Baykal’ın kıçını görmüştü. Baykal istifa etti. Kaseti kimin yayınlattığı bu güne kadar bulunamadı, iyi mi? Bu defa “Vesayet” galip gelmiş ve darbe önlenememişti. Darbe CHP’nin kafasını gözünü yardı. O günden beri de CHP bir türlü toparlanamadı.

CHP devre dışı bırakılıp “etkisiz eleman” konumuna getirilince. Sıra diğer darbe girişimlerini önlemeye ve vesayet zincirinin kırılmasına gelmişti. AKP-FETÖ-CIA işbirliği bu konuda harikalar yaratıyordu! Önce Askeri Vesayet bitirilmeliydi! Türk Ordusunun Genelkurmay Başkanı “Öcalan ile aynı seviyeye düşürülerek 8 metrekarelik hücreye hapsedilirken, Mehmet Ağar için özel cezaevi açılıyordu! Askeri Vesayet ’in bitirilmesinde en başarılı aktörler Özel Paşa ile Hulusivil Paşa oldu. Önce Askeri okullar kapatıldı. Askeri Hastaneler, Menzil tarikatının emrine verildi. En sonunda Türk Ordusu tüm gelenek ve görenekleriyle tarihe gömüldü, Savunma Bakanına bağlandı. Hulusivil Paşanın işi bitip, Bülent Arınç gibi kapının

önüne konulduktan sonra Savunma Bakanlığına, sürekli uyuyan eski Bakanın sıkmabaşlı kızı veya “Kız Bekir” namlı yiğit getirilirse hiç şaşırmayın! Sivil elbise ile esas duruş gösteren eski Paşa, artık rahatlıkla Atatürk’e küfreden yobazlardan ders almaya Fidan oğlan ile birlikte evlerine kadar gidebilirdi! Oh be sonunda Askeri Vesayet de sıfırlanmıştı! Yaşasın demokrasi…

Sonra FETÖ’nun gazete ve televizyonlarında bir reklam yayınlanmaya başladı; İki komşu huzur içinde oturup zenginleşirken, aralarında kavga çıkınca tekme-tokat birbirlerine giriyorlar ve ikisi de kan revan içinde kalıyordu. Yani FETÖ, “böyle olmayalım, şimdi kardeşlik zamanı” diye mesaj gönderiyordu! Fakat AKP ve FETÖ kaynak paylaşımında anlaşamayınca öyle bir kavga çıktı ki, ortalığı pislik götürdü. AKP, 17/25 Aralık Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet olaylarına “Darbe Girişimi” adını verdi ve tüm milleti darbeye karşı koymaya çağırdı! Bazı geri zekalılar; “Ulan bunun neresi darbe? Bal gibi malı götürmüşsünüz işte! Baksanıza kendi Bakanlarınız bile, ben yapmadım o yaptı demedi mi?” şeklinde konuştular. Ama AKP önderliği, çok başarılı bir şekilde bu darbe girişimini atlatıp, tüm serveti sıfırlamanın bir yolunu buldu.

Sonunda, baktılar vesayetleri teker-teker bitiremiyorlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürüp kökünden bitirelim diye karar verdiler. Örnekleri CIA tarafından dünyanın pek çok bölgesinde uygulanmış bir “Kontrollü Darbede” karar kıldılar ve uyguladılar. Cumhurbaşkanı, darbe girişimini Marmaris’te otelde 4 uçak ve 2 helikopter eşliğinde, Başbakan ise bir otoyol tünelinde kahramanca izlediler. Ertesi sabah “Bu darbe girişimi bize Allah’ın bir lütfudur” dediler. Gene mahkemeler safhası başladı. Darbeyi engelleyemeyen tüm üst düzey komutanlar yerlerinde kaldılar ve terfii ettiler! Gariban 33 tane silahsız er, darbe girişiminde bulundukları gerekçesiyle yargı tarafından YEDİŞER DEFA Ömür boyu ağırlaştırılmış hapse mahkûm ettirildiler… Evini kirasını, ev sahibi öyle istedi diye Bank Asya’ya yatıran öğretmenler zindana atıldı! Kardeşi FETÖ elemanı olanlar Bakan yapıldı. Bu arada çok sayıda kişinin malına mülküne el kondu. Tıpkı Uzan Ailesi ve Adnan Hoca gibi…

Sonunda her şey tüm makamlar, tüfekli kuvvetlerden İHA’lara, kır bekçilerinden SİHA’lara kadar hepsi Sayın Cumhurbaşkanı’na bağlandı. Siz sağ ben selamet! Vatana ve millete hayırlı ve uğurlu olsun…

Demokrasi, Hukuk Devleti, Lâik Cumhuriyet, Özgür ve Adil Seçimler mi? Geç kardeşim geç, bundan sonra o ne derse o!

Benim diyeceğim şudur; Kar ne denli çok yağarsa yağsın yaza kalmaz, bokla yapılan sidikle bozulur! Olan, önündeki hırsızlıkları-haksızlıkları görmek istemeyen gariban halka olur! Zengin, dağdan aşırır yine halleder işini, gariban muhallebi yerken kırar dişini…

“Çalıyorlar ama çalışıyorlar” veya “Bunlar besmele ile çalıyorlar” demeyecektin be gariban kardeşim. Sen yine bunlara oy vermeye devam et…

Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Temmuz 2018 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.