Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

KAPLARI BOŞALTMALIYIZ/ UZLAŞMALIYIZ

Hayat, kişiye baktığı kadarını gösterir. O bir film makinesi olmadığından oturduğumuz yerden bize “32 kısım tekmili birden” her şeyi göstermez! Bilginin sonsuz, bilgiye ulaşımın sınırsız olduğu günümüzde biz kendimizi yetiştireceğiz, geliştireceğiz, okuyacağız, gezecek göreceğiz, faydalı sohbetler yapacağız, kendimizle çevremizle dünya ile barışık olacağız ki hayata bakış penceremiz genişleyecek ve biz daha fazla şey göreceğiz! Bunun için hayatın belli dönemlerinde kapları boşaltmak, yenilenmek gerek. Kap ağzına kadar dolu ise içine yeni bir şey katamayız. Yararlı deneyimlerimizi hafızamızın bir başka kısmına aktarıp yeni fikirlerle, bilimle kaplarımızı doldurmalıyız… Bu girişi, 27 Ağustos 2018’de ki “DOĞRU VE KALİTELİ SİYASET” başlıklı yazıma aldığım binlerce ileti sebebiyle yazdım. Olumlu, olumsuz tüm iletilere çok teşekkür ederim. Tartışa-tartışa sonunda doğru yolu bulacağımıza inanıyorum. Yazıda “Türkiye’de, AKP’yi demokratik siyasetle yıkmanın yolunun Merkez Sağda kurulacak ve çoğunluğu genç beyinlerden oluşacak yeni bir siyasi parti olduğunu” söylemiştim! Hangi siyasi görüşten olursak olalım, hangi partiye sempati duyarsak duyalım, Anayasamızın ilk altı maddesi ile problemi olmayan ve aklı başında olanlarımızın ortak düşüncesi şudur; “AKP, 17 yılda ülkeye büyük zarar vermiştir ve demokratik siyasetle ülkenin başından mümkün olan en kısa zamanda uzaklaştırılmalıdır” İyi de bu nasıl olacak? Mevcut muhalefet partileri bu görevi neden yapmıyorlar? Yapabilirler mi? Bir daha bakalım; MHP; Aynı anda mafya babalarına verilen söz gereği hem AF hem de dünyanın ileri demokrasilerinde artık uygulanmayan İDAM isteyen bir parti! Genel Başkanı esir alınmış hafızasını yitirmiş gibi, tüm siyasi hayatı boyunca söylediklerinin şimdi tersini yapan biri! Gücünü, kendisini destekleyen ve AKP’den beslenen birkaç müteahhit milletvekilinden alan ve Saray’ın peyki olmuş bir Genel Başkan ve partisi! Bu yönetim için çok kısa zamanda öyle şeyler ortaya çıkacak ki, herkes değil küçük dilini, büyük dilini bile yutacak! HDP; Aldığı yaklaşık 6 Milyon oyun, değerini bilemeyen, PKK Narko-Terör örgütüyle arasına bir türlü mesafe koyamayan, tarihi gerçeklerin farkında olmayan, ülkenin düze çıkması için “Türkiye’nin Partisi” haline getirilmesi gereken bir parti! İYİ Parti; Bir kişiyi Cumhurbaşkanı Adayı yapabilmek için kurulmuş, yakında AKP ile iş birliğine gidebilecek bir parti! CHP; Kurucusuna layık olan bir CHP olsa, söyleyecek sözümüz olamaz! Ama hangi CHP? M. Bekaroğlu ve S. Tanrıkulu’nu milletvekili, Genel Bşk. Yard yapan CHP mi? TESEV üyelerini baş tacı yapan CHP’mi? Kıbrıs’ı Rumlara armağan eden planın sahibine saygı duyan bir CHP mi? Türk Milletinin oyuna, sandıklarda 8 seçimdir sahip çıkamayan CHP mi? Kendi Milletvekilini zindandan çıkaramayan CHP mi? Hangi CHP? Yeni kurulacak bir parti bunları bilmeli, geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarmalı ve AKP’ye rağmen kurulmalıdır. Bu yeni parti nasıl olmalıdır? (rifatserdaroglu@gmail.com Düşüncelerinizi bekliyorum) -Anayasamızın ilk altı maddesinin yılmaz savunucusu olmalı mıdır? -Türk Siyasi yelpazesinde nereye konumlandırılmalıdır? -Parti içi demokrasi mi lider sultası mı olmalıdır? -Örgütlenme tavandan tabana mı yoksa tabandan tavana mı olmalıdır? -Parti giderleri, kaynakları şaibeli paralarla mı, üyelerin katkılarıyla mı sağlanmalıdır? -Başkanlık Sistemi ve Parlamenter Sistem hakkında ne düşünmelidir? -Kuvvetler Ayrılığına ve iktidarın denetlenmesine nasıl bakmalıdır? -Dokunulmazlıklar hakkında ne düşünmelidir? -Toplumsal uzlaşmanın taçlanacağı Yeni Anayasa nasıl olmalıdır? -Nasıl bir Siyasi Parti ve Seçim Kanunu düşünmelidir? -Genel olarak Türk Ekonomisine, özelde Türk Tarımına nasıl bakmalıdır? -Eğitim sistemini nasıl düzenlemelidir? -Anayasanın 174. Maddesindeki Devrim Yasalarına nasıl bakmalıdır? -Mütedeyyin kitleyi nasıl kucaklamalıdır? -Kürtçü-Bölücü hareket hakkında ne düşünmelidir? -Nasıl bir Dış Politika uygulamalıdır? Yukarıdakilerin ve diğer konuların hazırlıkları tarafımızdan yapılmaktadır. Bunlar kamuoyuna sunulacak hale geldiğinde, çeşitli platformlarda tartışmaya açılacak, toplumun ve uzmanların katkılarıyla oluştuktan sonra “Türk Devleti ile Türk Milleti arasında yeni bir sosyal antlaşma” adıyla yeni Anayasaya temel oluşturacaktır. Her şey açık ve Türk Milletinin gözü önünde olacaktır. Tüm bunların sonucunda, Türk Milleti elini taşın altına koymaya karar verirse, böyle bir parti kuruluşunun üçüncü ayında sel gibi gelir ve ülkedeki tüm pislikleri önüne katar! Değerli Okurlar; İşimizin ne denli zor olduğunun bilincindeyiz. Fakat işimizin Büyük Atatürk’ün Kurtuluş Savaşına başladığı şartlar kadar ağır olmadığını da biliyoruz. Her şey adım-adım ve siyasetin gerçekleri göz önünde tutularak yapılacaktır. Hiç birimizin unutmamamız gereken temel doğrular şunlar olmalıdır; -Siyaset mümkün olanı en iyi ve en kısa zamanda yapabilme sanatıdır. -Siyasette kolaycılık, ülkeyi felakete götürür. -Siyaset, yedi gün yirmi dört saat çalışmayı gerektirir. -Siyasette asla mucize kişiler yoktur. Önemli olan ekip çalışmasıdır… Eskiden siyaset yapmak kolaydı! İktidarlar ne kadar taraflı ve baskıcı olsalar da asla Anayasanın dışına çıkmazlar, yargıyı-maliyeyi-polisi sopa olarak kullanmazlardı. Şimdi çok zor. Özellikle AKP diktasında! “Dağda, mağarada tek başına yaşayarak derviş olmak kolaydır. Hadi gel de İstanbul’da derviş ol!” İşimiz zoru kolay etmek oldu, vesselam… Not: Yazının en önemli kısım olan “UZLAŞMALIYIZ” bölümü bir dahaki yazıya kaldı. Kusura bakmayın lütfen! En büyük zaferi bizlere armağan eden Büyük Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla, rahmetle ve minnetle anıyorum… Sağlık ve başarı dileklerimle 30 Ağustos 2018 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 27 Ağustos 2018 - Pazartesi
Rıfat SERDAROĞLU

KAPLARI BOŞALTMALIYIZ/ UZLAŞMALIYIZ

Hayat, kişiye baktığı kadarını gösterir. O bir film makinesi olmadığından oturduğumuz yerden bize “32 kısım tekmili birden” her şeyi göstermez! Bilginin sonsuz, bilgiye ulaşımın sınırsız olduğu günümüzde biz kendimizi yetiştireceğiz, geliştireceğiz, okuyacağız, gezecek göreceğiz, faydalı sohbetler yapacağız, kendimizle çevremizle dünya ile barışık olacağız ki hayata bakış penceremiz genişleyecek ve biz daha fazla şey göreceğiz!

Bunun için hayatın belli dönemlerinde kapları boşaltmak, yenilenmek gerek. Kap ağzına kadar dolu ise içine yeni bir şey katamayız. Yararlı deneyimlerimizi hafızamızın bir başka kısmına aktarıp yeni fikirlerle, bilimle kaplarımızı doldurmalıyız…

Bu girişi, 27 Ağustos 2018’de ki “DOĞRU VE KALİTELİ SİYASET” başlıklı yazıma aldığım binlerce ileti sebebiyle yazdım. Olumlu, olumsuz tüm iletilere çok teşekkür ederim. Tartışa-tartışa sonunda doğru yolu bulacağımıza inanıyorum. Yazıda “Türkiye’de, AKP’yi demokratik siyasetle yıkmanın yolunun Merkez Sağda kurulacak ve çoğunluğu genç beyinlerden oluşacak yeni bir siyasi parti olduğunu” söylemiştim!

Hangi siyasi görüşten olursak olalım, hangi partiye sempati duyarsak duyalım, Anayasamızın ilk altı maddesi ile problemi olmayan ve aklı başında olanlarımızın ortak düşüncesi şudur; “AKP, 17 yılda ülkeye büyük zarar vermiştir ve demokratik siyasetle ülkenin başından mümkün olan en kısa zamanda uzaklaştırılmalıdır”

İyi de bu nasıl olacak? Mevcut muhalefet partileri bu görevi neden yapmıyorlar? Yapabilirler mi? Bir daha bakalım; MHP; Aynı anda mafya babalarına verilen söz gereği hem AF hem de dünyanın ileri demokrasilerinde artık uygulanmayan İDAM isteyen bir parti! Genel Başkanı esir alınmış hafızasını yitirmiş gibi, tüm siyasi hayatı boyunca söylediklerinin şimdi tersini yapan biri! Gücünü, kendisini destekleyen ve AKP’den beslenen birkaç müteahhit milletvekilinden alan ve Saray’ın peyki olmuş bir Genel Başkan ve partisi! Bu yönetim için çok kısa zamanda öyle şeyler ortaya çıkacak ki, herkes değil küçük dilini, büyük dilini bile yutacak!

HDP; Aldığı yaklaşık 6 Milyon oyun, değerini bilemeyen, PKK Narko-Terör örgütüyle arasına bir türlü mesafe koyamayan, tarihi gerçeklerin farkında

olmayan, ülkenin düze çıkması için “Türkiye’nin Partisi” haline getirilmesi gereken bir parti!

İYİ Parti; Bir kişiyi Cumhurbaşkanı Adayı yapabilmek için kurulmuş, yakında AKP ile iş birliğine gidebilecek bir parti!

CHP; Kurucusuna layık olan bir CHP olsa, söyleyecek sözümüz olamaz! Ama hangi CHP? M. Bekaroğlu ve S. Tanrıkulu’nu milletvekili, Genel Bşk. Yard yapan CHP mi? TESEV üyelerini baş tacı yapan CHP’mi? Kıbrıs’ı Rumlara armağan eden planın sahibine saygı duyan bir CHP mi? Türk Milletinin oyuna, sandıklarda 8 seçimdir sahip çıkamayan CHP mi? Kendi Milletvekilini zindandan çıkaramayan CHP mi? Hangi CHP?

Yeni kurulacak bir parti bunları bilmeli, geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarmalı ve AKP’ye rağmen kurulmalıdır. Bu yeni parti nasıl olmalıdır? (rifatserdaroglu@gmail.com Düşüncelerinizi bekliyorum) -Anayasamızın ilk altı maddesinin yılmaz savunucusu olmalı mıdır? -Türk Siyasi yelpazesinde nereye konumlandırılmalıdır? -Parti içi demokrasi mi lider sultası mı olmalıdır? -Örgütlenme tavandan tabana mı yoksa tabandan tavana mı olmalıdır? -Parti giderleri, kaynakları şaibeli paralarla mı, üyelerin katkılarıyla mı sağlanmalıdır? -Başkanlık Sistemi ve Parlamenter Sistem hakkında ne düşünmelidir? -Kuvvetler Ayrılığına ve iktidarın denetlenmesine nasıl bakmalıdır? -Dokunulmazlıklar hakkında ne düşünmelidir? -Toplumsal uzlaşmanın taçlanacağı Yeni Anayasa nasıl olmalıdır? -Nasıl bir Siyasi Parti ve Seçim Kanunu düşünmelidir? -Genel olarak Türk Ekonomisine, özelde Türk Tarımına nasıl bakmalıdır? -Eğitim sistemini nasıl düzenlemelidir? -Anayasanın 174. Maddesindeki Devrim Yasalarına nasıl bakmalıdır? -Mütedeyyin kitleyi nasıl kucaklamalıdır? -Kürtçü-Bölücü hareket hakkında ne düşünmelidir? -Nasıl bir Dış Politika uygulamalıdır?

Yukarıdakilerin ve diğer konuların hazırlıkları tarafımızdan yapılmaktadır. Bunlar kamuoyuna sunulacak hale geldiğinde, çeşitli platformlarda tartışmaya açılacak, toplumun ve uzmanların katkılarıyla oluştuktan sonra “Türk Devleti ile Türk Milleti arasında yeni bir sosyal antlaşma” adıyla yeni Anayasaya temel

oluşturacaktır. Her şey açık ve Türk Milletinin gözü önünde olacaktır. Tüm bunların sonucunda, Türk Milleti elini taşın altına koymaya karar verirse, böyle bir parti kuruluşunun üçüncü ayında sel gibi gelir ve ülkedeki tüm pislikleri önüne katar!

Değerli Okurlar; İşimizin ne denli zor olduğunun bilincindeyiz. Fakat işimizin Büyük Atatürk’ün Kurtuluş Savaşına başladığı şartlar kadar ağır olmadığını da biliyoruz. Her şey adım-adım ve siyasetin gerçekleri göz önünde tutularak yapılacaktır. Hiç birimizin unutmamamız gereken temel doğrular şunlar olmalıdır; -Siyaset mümkün olanı en iyi ve en kısa zamanda yapabilme sanatıdır. -Siyasette kolaycılık, ülkeyi felakete götürür. -Siyaset, yedi gün yirmi dört saat çalışmayı gerektirir. -Siyasette asla mucize kişiler yoktur. Önemli olan ekip çalışmasıdır…

Eskiden siyaset yapmak kolaydı! İktidarlar ne kadar taraflı ve baskıcı olsalar da asla Anayasanın dışına çıkmazlar, yargıyı-maliyeyi-polisi sopa olarak kullanmazlardı. Şimdi çok zor. Özellikle AKP diktasında! “Dağda, mağarada tek başına yaşayarak derviş olmak kolaydır. Hadi gel de İstanbul’da derviş ol!” İşimiz zoru kolay etmek oldu, vesselam…

Not: Yazının en önemli kısım olan “UZLAŞMALIYIZ” bölümü bir dahaki yazıya kaldı. Kusura bakmayın lütfen!

En büyük zaferi bizlere armağan eden Büyük Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla, rahmetle ve minnetle anıyorum…

Sağlık ve başarı dileklerimle 30 Ağustos 2018 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.