Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

BABA / OĞUL / KUTSAL DAMAT

8 Ocak 1995 Hürriyet Gazetesi manşeti; Erdoğan; “Ben İstanbul’un İmamıyım!” (Ne tekzip etti ne de yalanladı) 1995’te İmam olanın 23 sene sonra hala imam olarak kalması mümkün mü? 23 sene sonunda ulema mı oldu, derviş mi oldu, erdi mi, halife mi oldu, yoksa peygamberliğe mi terfi etti? Orasını ben bilemem. Bilse bilse ancak kendisi bilir! Bir gün sarığı kafasına takıp, “Düşün peşime ey Ümmet-i Muhammed, cihad var” derse, biz de o zaman kendisine sorarız; İyi de sen kimsin be Müslüman? Baba, şaşkın! Aynı cümle içinde hem kriz var hem de kriz yoktur diyor! İslam Dünyasından istediğini alamayan Baba, Papa ile dostluğunu pekiştirip “Dinler Arası Diyalog” masalıyla son Hak dini İslam’ı, Hıristiyanlığa yamamaya kalktı… Oğul, kayıp! Attığı okun peşine düştü, yolu İstanbul American Montesori Society Okulu Yönetim Kurulu Başkanlığına kadar gitti. İmam Hatip nireee gavur okulu nire? Kendisinden maalesef haber alamıyoruz! Damat, kafayı yemiş vaziyette! Amerika’da yabancı televizyona çık “Biz Türkiye olarak McKenzi ile anlaştık” de ve tüm dünyaya ilan et, kayınpeder damadın dediğini çöpe atsın! Kafası sürekli öne eğik, kutsal yerine bakar vaziyette duruyor! Yazıyı değerli kardeşim Zahide Uçar’ın DİN-KÂR adlı şiiriyle noktalayalım; Sözde büyük davaları vardı, garip ve kimsesizlerin kimsesi olacaklardı, Avrupa’ya, Amerika’ya pabuç bırakmayacaklardı… Biz bu ülkenin zencileriyiz, ezileni ezenin elinden alacağız dediler, Birileri inandı, bunları kurtarıcı sandı, başına taç ülkeye baş yaptı… Şimdi, çobanın yağı traktörün mazotu bitti, ambara fare, kovana ayı dadandı, Dereleri el oldu, sendikası uçtu, hakları masal oldu… Ekmeğinin peşinde işçiydi, yerin yüzlerce kat altında kaldı, Kendinden zannettikleri “güzel öldüler” dedi… Din dediler, haçlı savaşına destek verdiler, din dedikleri sadece ambalaj çıktı, Dinin içi boşaldı, yıkıntılar arasında yalan, dolan haram kaldı… Tarlalar kıraç bahçeler ota bastı, Yaylalar meralar sığıra-koyuna hasret kaldı, Bakkallar mazi, doktorlar esnaf, köprüler Deli Dumrul’a kaldı… Milletin çocuklarına İHL, kendi çocuklarına Amerikan Koleji, Millete Arap dayatması, kendileri Amerikan vatandaşı… Kendi ülkemizde haraca kesildik, elektrik çalanların hırsızların borcunu ödedik, Namussuzlar baştacı, namuslular namuslu olmaktan hükümlü… Dilimizde kelepçe kalemlerimiz kırık, kadın olmaktan hükümlü, Çocuk olmaktan cezalı, gülmeyi unuttuk… Sizdeniz dediler, Millete borç icra yoksulluk, Kendilerine, uçak filoları saltanat araçları kaldı… Sizdeniz dediler, Milletin anasına sövdürüp, söveni baştacı ettiler, ABD’ye AB’ye teslim olmayız dediler, Milleti gırtlağından CIA’ya teslim ettiler… Mazlumuz mağduruz diye geldiler, en büyük insanlık suçu işlediler, Toplumun vicdanını öldürüp, kitle cinayetiyle karanlıklar tarihine geçtiler… Din, din diye geldiler, Din garibana, kâr da onlara kaldı… Sağlık ve başarı dileklerimle 08 Ekim 2018 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 07 Ekim 2018 - Pazar
Rıfat SERDAROĞLU

BABA / OĞUL / KUTSAL DAMAT

8 Ocak 1995 Hürriyet Gazetesi manşeti; Erdoğan; “Ben İstanbul’un İmamıyım!” (Ne tekzip etti ne de yalanladı)

1995’te İmam olanın 23 sene sonra hala imam olarak kalması mümkün mü? 23 sene sonunda ulema mı oldu, derviş mi oldu, erdi mi, halife mi oldu, yoksa peygamberliğe mi terfi etti? Orasını ben bilemem. Bilse bilse ancak kendisi bilir! Bir gün sarığı kafasına takıp, “Düşün peşime ey Ümmet-i Muhammed, cihad var” derse, biz de o zaman kendisine sorarız; İyi de sen kimsin be Müslüman?

Baba, şaşkın! Aynı cümle içinde hem kriz var hem de kriz yoktur diyor! İslam Dünyasından istediğini alamayan Baba, Papa ile dostluğunu pekiştirip “Dinler Arası Diyalog” masalıyla son Hak dini İslam’ı, Hıristiyanlığa yamamaya kalktı…

Oğul, kayıp! Attığı okun peşine düştü, yolu İstanbul American Montesori Society Okulu Yönetim Kurulu Başkanlığına kadar gitti. İmam Hatip nireee gavur okulu nire? Kendisinden maalesef haber alamıyoruz!

Damat, kafayı yemiş vaziyette! Amerika’da yabancı televizyona çık “Biz Türkiye olarak McKenzi ile anlaştık” de ve tüm dünyaya ilan et, kayınpeder damadın dediğini çöpe atsın! Kafası sürekli öne eğik, kutsal yerine bakar vaziyette duruyor!

Yazıyı değerli kardeşim Zahide Uçar’ın DİN-KÂR adlı şiiriyle noktalayalım;

Sözde büyük davaları vardı, garip ve kimsesizlerin kimsesi olacaklardı, Avrupa’ya, Amerika’ya pabuç bırakmayacaklardı…

Biz bu ülkenin zencileriyiz, ezileni ezenin elinden alacağız dediler, Birileri inandı, bunları kurtarıcı sandı, başına taç ülkeye baş yaptı…

Şimdi, çobanın yağı traktörün mazotu bitti, ambara fare, kovana ayı dadandı, Dereleri el oldu, sendikası uçtu, hakları masal oldu…

Ekmeğinin peşinde işçiydi, yerin yüzlerce kat altında kaldı, Kendinden zannettikleri “güzel öldüler” dedi…

Din dediler, haçlı savaşına destek verdiler, din dedikleri sadece ambalaj çıktı, Dinin içi boşaldı, yıkıntılar arasında yalan, dolan haram kaldı…

Tarlalar kıraç bahçeler ota bastı, Yaylalar meralar sığıra-koyuna hasret kaldı, Bakkallar mazi, doktorlar esnaf, köprüler Deli Dumrul’a kaldı…

Milletin çocuklarına İHL, kendi çocuklarına Amerikan Koleji, Millete Arap dayatması, kendileri Amerikan vatandaşı…

Kendi ülkemizde haraca kesildik, elektrik çalanların hırsızların borcunu ödedik, Namussuzlar baştacı, namuslular namuslu olmaktan hükümlü…

Dilimizde kelepçe kalemlerimiz kırık, kadın olmaktan hükümlü, Çocuk olmaktan cezalı, gülmeyi unuttuk…

Sizdeniz dediler, Millete borç icra yoksulluk, Kendilerine, uçak filoları saltanat araçları kaldı…

Sizdeniz dediler, Milletin anasına sövdürüp, söveni baştacı ettiler, ABD’ye AB’ye teslim olmayız dediler, Milleti gırtlağından CIA’ya teslim ettiler…

Mazlumuz mağduruz diye geldiler, en büyük insanlık suçu işlediler, Toplumun vicdanını öldürüp, kitle cinayetiyle karanlıklar tarihine geçtiler…

Din, din diye geldiler, Din garibana, kâr da onlara kaldı…

Sağlık ve başarı dileklerimle 08 Ekim 2018 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.