Tanrıya şükürler olsun ki sanatsever insanlar onun kıymetini biliyor.
Dünya çapındaki olağan üstü yeteneği ile göğsümüzü kabartan sanatçımızın promiyerleri milyonlarca insanın dikkatini çekiyor.
Ülkemizi dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın sevgisini ve takdirini kazanarak temsil eden bu olağanüstü sanatçımızla gurur duymak yerine maalesef;
eserlerini Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın programından çıkararak ona bu şekilde teşekkür ediyoruz.
Ne acıdır ki dünya çapında bir sanat dehasına sahibiz ama onu tüm dünya dinlerken bizler dinleyemiyoruz..
Bu durum da bizlere yönetim seklimizi sorgulama hakkını veriyor.
☆
Hepimizin bildigi gibi;
Devletler yönetim şekillerine göre;
Monarşi, Oligarşi, Teokrasi, Meşrutiyet ve Cumhuriyet sistemlerinden birisi ile idare edilirler.
Bu yönetim biçimlerinin işleyişi "UYGULAMALARLA" şekil kazanır..
Benimsenmiş olan bu model, "REJİM" dir..
Cumhuriyet sisteminin yönetim biçimi "DEMOKRASİ" dir ...
İngiltere de Krallık yönetimi hakimdir. Fakat dünyanın EN DEMOKRAT ülkesidir..
İran bir Cumhuriyettir. Teokrasi ile yönetilir. Demokrasiden bahsetmek imkansızdır. "İSLAMİ REJİM" kuralları uygulanır.
Türkiye dünyada Cumhuriyeti benimseyen, "demokrasiyi rejim olarak model seçen nadir müslüman ve LAİK ülke konumunda dır.. (ŞİMDİLİK)
Demokrasilerde esneklik vardır.
NE KADAR İSTENİRSE, O KADAR DEMOKRASİ UYGULANIR..
CERVANTES'in "insan eğitim almış olarak doğmaz. Eğitimle yetişir" düşüncesini benimseyen kalkınmış ülkeler 21. yy ı bilim ve sanat yılı ilan edip, olması gerektiği gibi saygı gösterip, sanatı ve sanatçıyı desteklerken, BiZiM SANATIMIZA, BiLiMİMİZE, KÜLTÜRÜMÜZE balta vuran zihniyetler gerici EĞİTİM YASASI İLE BİRLİKTE, din tohumlarını ekme çabasına soyunmuşlardır..
Dünyanın hiç bir ülkesinde sanat'a ve sanatçıya "BU KADAR DUYARSIZ ve RUHSUZ" kalan bir başka anlayış göremezsiniz..
Sanat ve sanatçı, ülkesinin çağdaş değerlerini dünyaya tanıtan ve ülkelerini temsil eden elçilerdir.. Ama ne acıdır ki geçmişinde bu anlayış, bu zihniyet;
"Tencere, tava çalan bir nesil istemiyoruz" diyerek sanatı, sanatçıyı ve sanat severi aşağılamıştır. Bununla da yetinmeyip sanatçıyı yargılamıştır.
Yılda ortalama 160 dan fazla konser vererek bir anlamda Türkiye yi dünyaya tanıtan FAZIL SAY mı yargılanmalıydı? YOKSA...
"istediğin yere git, seni annen kerhanede mi doğurdu!" diye saldıran, basit SOKAK AĞZININ POLİTİKAYA OTURMUŞ ZİHNİYETİ mi yargılanmalıydı??
EKRANLARDA TARTIŞILMASI GEREKEN KONU FAZIL SAYLAR DEĞİLDİR!
EKRANLARDA TARTIŞILMASI GEREKEN KİŞİSEL TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERDİR..
DEMOKRAT ÜLKELERDE ANAYASANIN İLK MADDESI OLAN BU HAKLAR;
TARTIŞILAMAZ..
BU HAKLARA DOKUNULAMAZ...!
Bugün RTE Türkiyesinde tartışılma sebebi PARTİNİN İLERİ DEMOKRASİ PAKETİ dir..
BU PAKETi, İSTEDİĞİNİZ KADAR SARIP SARMALAYIN ALLAYIP PULLAYIN
ICERIĞİ BURAM BURAM ORTA ÇAĞ KOKMAKTADIR..
Televizyon ekranlarında FAZIL SAY tartışma konusuna dönüştürmek YÜZ KARASI bir durumdur.. Özellikle Fetullah Gülen cemaatine yardım ve yataklık yapmaktan dolayı bu gün hapiste olan Nazlı ILICAK gibi bir gazeteciyle tartışmak, FAZIL SAYIN PORTRESİ ni göz önüne alindığında, bu onun kendisine yapılmış ikinci haksızlık, ve adaletsizliktir.. ŞİDDETLE KINIYORUM..
Gerçi, ben artık, her okuduğum, seyrettiğim, duyduğum haberlerin "HANGI ANLAYIŞIN HANGİ ZİHNİYETİN ÜRÜNÜ OLDUĞUNU" sizlerin de arasında olduğu %50 gibi biliyorum..
Beni korkutan GERİ KALAN % 50 dir..
Türk medya dünyasından uzaklaştığımız da, Uluslararası medya da güçlü bir isim olarak karşımıza çıkan GUARDIAN gazetesinin yazarı, Fiachra GiBBONS FAZIL SAY ve devletin TİYATRO "DESTEĞİ" için, bakın ne demiş. (06/05/2012)
"BU DAVRANIŞ ANCAK SULTANLAR ÜLKESİNDE YAŞANIR.. BÖYLE BİR ANLAYIŞLA SANAT VE SANATÇILARA HAKARET EDİLEMEZ.. TÜRKİYEDE BİR BASBKAN KENDİ SANATÇISINA "KÜSTAH" diyor.. SANAT KURUMLARINI BÖYLESİNE SUÇLAMASI, TÜRKİYE YE ZARAR VERİYOR"
Sizce Guardian gazetesinin yazarı GIBBONS a, Twitter dan,
"KALEMİNDEN PİSLİK DAMLIYOR" mesaji göndermişmidir??
icTen