Mondros Antlaşmasından sonra havadan tüm Anadolu’yu izlemek mümkün olsaydı, tüm vatan sathında ufak-ufak fakat sürekli yanan “Çoban Ateşleri” görürdünüz der Kazım Karabekir Paşa hatıratında! Kurtuluş Savaşına Mustafa Kemal’in emrinde girmeye karar veren Türk Milleti, on binlerce çoban ateşini birden yakmıştı. Geceleri Anadolu ışıl ışıldı! Çoban Ateşleri birleşti, alev topu oldu, yıldırım oldu, dünyanın en güçlü ordularına sahip emperyalist devletleri ve onların maşalarını yaktı, kavurdu. Büyük Atatürk ve silah arkadaşları Türkiye Cumhuriyeti’ni, Türk Milleti ile birlikte kurdular… 17 yıllık AKP iktidarı sonunda Türkiye, aynen 1919 şartlarına döndürüldü. Binlerce yıllık öz tohumlarımızı İsrail ile bozdular, toprağımızı zehirlediler. Derelerimizi, aç gözlü yandaşlara peşkeş çektiler, kuruttular. Cumhuriyet’in tüm eserlerini üç otuz paraya satıp peşkeş çektiler. 1976’da temelini attığımız PETKİM’i Türk Milletinden koparıp, ortaklık yapısı şaibeli “SOCAR” (Sokar okunur) şirketine sattılar. Şimdi de SOCAR’ın yatırımlarıyla övünür hale geldiler. Kendi vatanımızda, Suriyeli kaçkınlar birinci sınıf, bizler ikinci sınıf vatandaş olduk. Her gün yalan dinledik, her gün soyulduk, değerlerimizden koparıldık… Adana’da, Türkiye’nin her yerinden gelen Demokratların-Atatürkçülerin- Cumhuriyetçilerin-Vatanseverlerin katılımıyla bu gidişe “DUR” denildi ve ilk çoban ateşi yakıldı! Yılbaşı’na kadar, ülkenin çeşitli illerinde bu toplantıları her gün daha da büyüterek yapmaya devam edeceğiz. Siyaseti, geçim kapısı olarak görmeyip sadece Türk Milletinin rızasını kazanmak için yapacak dürüst-kaliteli-eğitimli- vatansever insanlarımızla, özellikle gençlerimiz ve kadınlarımızla çoban ateşlerini ülkenin her yanında yakacağız. Adana toplantısı, bizim “Sivas Kongremiz” oldu. Bu çoban ateşi, öncelikle Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmak için planlanan BOP Eşbaşkanlarını ve emperyalizmin yerli uşaklarını yakacaktır. Daha sonra “İndirilmiş Kur’an’a” değil “Uydurulmuş Kur’an’a” göre hareket edip, Türk Milletini soyan, yanmaz kefen-uçan nalın satan seccade şeytanlarını yakacaktır. Ülkede üretimi durma noktasına getiren, tarımı saman ithal eder hale düşürüp Türk Çiftçisini icralık yapanlar da bu ateşten nasiplerini alacaklardır. Değerli Okurlar; Bizler, Türk Milleti sayesinde belli makamlara gelmiş, kendilerini Türk Milletine borçlu hisseden siyasetçileriz. Hiçbirimizin geçmişinde kum tanesi kadar leke yoktur. Darbelere dahi hesap vererek bugünlere geldik. Kurulacak Siyasi Parti gerek parti içi demokrasi gerek örgütlenme gerek çeşitli kademelere aday olacak arkadaşlarımız için eşit yarışma olanağı tanıyacak “örnek” bir hareket olacaktır. Bu parti, kendi üyelerinden başka hiç kimseden maddi yardım almayacaktır. Partide deneyimli devlet adamları ve uzmanların sayısı gerekli seviyede tutulacak ve üye bazında yapılacak şeffaf seçimlerle kadrolarımızın çoğunluğu gençlerimiz ve kadınlarımızdan oluşacaktır. Bu harekete destek verip, Türkiye’de tekrardan kuvvetler ayrılığının olduğu, yargının gerçekten bağımsız olduğu, TBMM’nin ve devlet denetim kurumlarının yetkilerinin arttırıldığı, herkesin hesap verebilir olduğu, özgür ve demokratik düzene katılmak isteyenlerin aşağıdaki mail adresine iletişim bilgilerini açık olarak göndermelerini rica ediyoruz. Bu, özgürce ve çabuk haberleşmenin olmazsa olmaz şartıdır. Sözün Özü; Anadolu toprağını tekrar Kuvâ-i Milli tohumlarıyla buluşturacaksak, Anadolu’da mevcut 3500 endemik tohumun hepsini kucaklamak zorundayız. Vatan ve Anayasamızın ilk 6 maddesini ortak payda olarak kabul eden herkes, etnik kökeni-inancı-kültürü ne olursa olsun, “Türk Milleti” adı altında bulunmaktan gurur duyan herkese gönlümüzde ve yanımızda yer vardır. Not; halkindemokratikhareketi@gmail.com iletişim bilgilerimizi göndereceğimiz adrestir. Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Ekim 2018 Rifat Serdaroğlu