Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz dehasıyla, kahraman Türk Askerinin mukaddes vatan mücadelesinin azmi birleşmiş, kazanılan zaferle Türk Tarihine altın harflerle “Çanakkale Geçilmez” destanı yazılmıştır. 24 Kasım Cumartesi günü ülkenin dört bir yanından gelen vatanseverler, demokratlar, cumhuriyetimizin temel değerlerine yürekten bağlı olan arkadaşlarımızla birlikte yeni bir “Çoban Ateşini” yaktık ve Çanakkale’deki arkadaşlarımıza emanet ettik. Bir defa daha gördük ve emin olduk ki her yaştan Türkiye sevdalısı gönüllüler vatanımızı, birer nefer olarak ülkemizde 2002 yılından beri hızlanan emperyalist saldırıya ve onun yerli elemanlarına karşı korumak ve oyunlarını bozmak için aynen dedeleri gibi mücadeleye hazırlar. Tek adam yönetimini sandıkta yıkmak, tekrar parlamenter sisteme dönmek, kuvvetler ayrılığını yeniden oluşturmak, yargıyı ve eğitimi iktidarın-tarikatların-cemaatlerin tasallutundan kurtarmak, duran kalkınma hamlesini yeniden başlatmak, Türk Milletine dayatılan Suudi-Vahabi kültürünü yırtıp atmak, TSK’yı Türk Milletinin ordusu yapmak, öz olarak Atatürk Cumhuriyetinin ve çağdaşlığın, esas alındığı Büyük Türkiye’yi yeniden kurmak için yaktığımız ateşi kimsenin söndürmeye gücü yetmeyecektir… Değerli Okurlar; Yıllardır, amacı “vatan ortak paydasında ve Anayasamızın ilk altı maddesinde” vücut bulan, Türk Milletini bütünleştirmek amacını taşıyan yazılarımı sizlerle paylaşıyorum. Sizler de yorumlarınızla katkılarınızı esirgemiyorsunuz. Bu yazılar sayesinde, birbirimizin yüzünü görmeden öylesine güçlü dostluklar oluştu ki, hepsi birbirinden daha değerlidir benim için! Yazılarımda gördüğünüz gibi açık bir insanım. Ailemin ve benim geçmişimizle ilgili veremeyeceğim hiçbir hesabım yoktur. Her isteyen, her istediğini sorabilir. Ömrüm boyunca kimsenin adamı olmadım ve inandığım doğruları yüksek sesle söyledim. Türk Devletine, Türk Milletine ve Türk Siyasetine bizler gibi bakan herkesi, bulunduğu yerde bir “Çoban Ateşi” yakmaya ve bize güç vermeye çağırıyorum. Halkın bu demokratik hareketini, doğacak sinerji ile siyasete ve çözüme dönüştürecek hareketi, özellikle gençlere anlatınız. Onları toplantılarımıza katılmaya yönlendiriniz. Bizim Türk Milletinden başka gücümüz yok. Sizlerin, çocuklarımızın ve torunlarımızın çağdaş, zengin ve itibarlı bir Türkiye’de yaşaması için yaptığımız mücadelede bizi yalnız bırakmayacağınıza eminiz. Türk Devleti ve Türk Milletini korumak ve yüceltmek amacını taşıyan bu hareketimizden rahatsız olacaklar elbette olacaktır. Rahatsız olmalıdırlar da! Kim ki Atatürk’e hakaret eder, kim ki Türk Milletini hükmedilecek bir tebaa gibi görür, kim ki Türk Milletinin eserlerini çalmaya kalkar, kim ki T.C Devletini, bir bölümü “Kürdistan Devleti” olacak şekilde “Federe İslam Devleti” haline getirecek emperyalistlerin amacına hizmet ederse yani Türk Milletine ihanet ederse, onların adlarını demokratik yolla bu vatan sathından sileceğiz… Yazıyı tamamlarken, izninizle bazı kesimlere bir çağrıda bulunmak isterim; -Yıllardır siyasetin içinde olup da ülkedeki sandık sayısı kadar oy alamayan partilerimizden bizim düşüncemizde olanlar; Lütfen durumunuzu ve ülke şartlarını bir daha gözden geçirin! Sağlıklı bir değerlendirme yaptığınızda, yerinizin bizim yanımız olduğunu göreceksiniz. Gelin, güç verin, beraberce mücadele edelim… -Sayın Ülkücü Kardeşlerim; Geçen sene Sayın Bahçeli aynen şunu söylemişti; “Hiçbir Ülkücü, Erdoğan’ın yalanlarına kanmaz. Kanıyorsa o zaten Ülkücü değildir!” Sayın Bahçeli’nin Ülkücülüğünün “Püskevit’in dik durması çaya banıncaya kadardır” deyişiyle cuk oturduğunu çizdiği son zikzaklardan gördük. Sizler görmüyor musunuz? Kendisi Ankara’da oy kullanacak ama partisine oy veremeyecek! Sizler üç büyük şehirde partinize oy veremeyecek ve AKP’ye zorunlu olarak oy vermek durumunda kalacaksınız. Bu durum sizi rahatsız etmiyor mu? Gelin Büyük Atatürk’ün yolunda, beraberce mücadele edelim. Ya da AKP’ye kaydolun da hiç olmazsa AKP bastonu olmaktan kurtulun… -Sayın Kürt kökenli olan ve HDP’yi destekleyen kardeşim; PKK Narko-Terör örgütü ile arasına mesafe koyamayan HDP hareketi, sizlerin daha fazla acı ve ıstırap çekmenize yol açmaktadır. Sizler bu ülkenin birinci sınıf vatandaşlarısınız. Kendi yöneticileriniz tarafından istismar edilmek, sömürülmek yetmedi mi? Sizlerden bizim sadece istediğimiz şudur; PKK Narko-Terör örgütünün Kürdü olmayın! Barzani’ Kürdü olmayı reddedin! İsrail’in Kürdü olmayı kabul etmeyin! Sizi defalarca satan ABD’nin Kürdü olmayın! Gelin binlece yıldır olduğu gibi, Aziz Türk Milletinin Kürdü olmaya devam edin ve demokrasinin çağdaşlığın, özgürlüğün tüm olanaklarından beraberce faydalanalım… Herkes anlasın ki bu demokrasi mücadelesinde de Çanakkale geçilemeyecektir… Sağlık ve başarı dileklerimle 26 Kasım 2018 Rifat Serdaroğlu