İttifak kelimesinin iki anlamı vardır; Anlaşma-bağlaşma ve Oy birliği! Partiler arasında ittifak niçin yapılır? Bunun halk dilindeki karşılığı nedir? “Arkadaş, ben tek başıma bu işi beceremeyeceğim beraber olursak, seçimi kazanabiliriz!” Çıplak gerçek budur, partilerin tek başına seçime katılmaya yüreklerinin yetmemesi, karşılıklı menfaat ve sonuçta milleti kandırmak… Niçin farklı siyasi partiler var? Her partinin tüzüğü-programı- hedefleri farklı farklıdır. Partiler, demokrasinin ön önemli kurumlarından olan seçime, yani emanetin esas sahibi halka gitmeyi tek başlarına değil de beraberce yapıyorlarsa, niçin ayrılar? Genel seçime girecek kadar birbirleriyle uyum içinde iseler, birleşip tek parti haline gelsinler ve Türk Milletinin zekasıyla alay etmesinler… İttifak yani birleşme, temel konularda anlaşabilenler arasında yapılabilir! Aynen evlilikte olduğu gibi! En temel konularda anlaşamıyorsanız yapacağınız ittifak, menfaat ittifakıdır ki bunun siyasetteki adı seçmeni kandırmak için yapılan “Cin İttifakıdır”. Bundan da ülkeye fayda gelmez. Şimdi size, kâğıt oyunlarında en değersiz kâğıt “beş benzemez” gibi olan iki ittifaktan söz etmek istiyorum. Bakalım bu ittifaklar tutar mı? AKP+MHP İttifakı; Biri, Cumhuriyet değerlerine, Atatürk ilke ve devrimlerine açıkça karşı, Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına alan, Ne Mutlu Türküm Diyene ve Milli Andımızdan nefret eden, Anayasa Mahkemesi tarafından suçlu bulunmuş Arapçı-Kürtçü Parti! Diğeri; Türk Milliyetçiliğinin temsilcisi olduğu iddiasındaki, tüm teşkilatlarının tümünün Genel Başkan nezdinde Çakıcı kadar ağırlığı olmayan, üst yönetimi kendi delegesinden kaçan bir parti! Gerçek hayatta bu ikisini kırk yıl aynı kazanda kaynatsanız, birbirleriyle kaynaşamazlar. Gözü kör olsun şahsi menfaat ve korku var ya, kim takar ideali-programı-tüzüğü-inancı! Koltuklara başkası oturmasın yeter! Bu birliktelikten doğacak çocuk, ülkesine ihanet edebilecek tıynette biri olur… CHP+İYİ Parti İttifakı; CHP; Cumhuriyetin en önemli kurumlarından birini yönettiklerinin farkında olmayan kişilerin etkin olduğu parti. Bir taraftan “Biz Atatürk’ün kurduğu partiyiz” deyip diğer taraftan Atatürk’e “Kefere Kemal” diyen bir zavallıyı Genel Başkan Yardımcısı yapan bir yönetim. Sosyal Demokrat olduğunda ısrarlı olan bir parti! Diğeri; Genel Başkanının milletvekili olmadığı, akılları hala ayrıldıkları MHP’de olanların üst yönetimde oldukları bir parti. Son genel seçimden sonra, “CHP ile ittifak bize zarar verdi” deyip yine CHP’ye koştular. Topluma verdikleri hava, saraya yakın olup, MHP’nin saraydaki yerini kapmak gibi! Her fırsatta saraya koşmaları bu çağrışımı güçlendiriyor. Bu iki partinin tüzük-program-Türkiye meseleleriyle ilgili ortak tek noktaları yoktur. Tek ortak noktaları “kişisel menfaatlarıdır!” Siyasi Partilerin tümü Türk Milletinin partileridir. Genel Başkanların değil! Siyasette kurumsallaşma olmazsa oradan demokrasi-özgürlük-hak-hukuk-eşitlik çıkmaz. Çıksa çıksa tek adamın ağzına bakan, ona şartsız biat eden faşist dikta özentisi siyasi yapılar çıkar. Değerli Okurlar; Hepimizin bildiği kural, siyasette iki artı ikinin dört etmediğidir. Bir siyasi partiye oy veren vatandaş, partisi onun hiç beğenmediği başka bir parti ile ittifak yaptı diye, diğer partinin adayına oy verir mi? Bu insanlar robot mu? Genel Başkanların, milyonlarca insanın oyunu bir sihirbaz gibi yönetme yeteneği var mı? Bakmayın siz salona doldurulan üç yüz-beş yüz maaşlı elemanın her durumda liderlerini alkışlamalarına! İnsanlar inançlarını, ideallerini teslim edecek kişiyi seçmek için Genel Başkanlarından izin mi alacak? Böyle bir anlayış hem Türk İnsanına hem de demokratik düşünceye hakarettir. Türk Milletinin ihtiyacı olan siyasi parti yapılanmasını en kısa zamanda bizler hazırlayıp sunacağız. Kendine, bilgisine, milletine ve partilisine güvenenler alır uygularlar! Yerin dibine batsın sizin çıkar ittifaklarınız… Sağlık ve başarı dileklerimle 27 Kasım 2018 Rifat Serdaroğlu