2007 yılından bu yana yaklaşık on iki yıldır, her gün yazıyoruz. Bu arada, Mayıs 2001’de “Türkiye’de Sistem Sorunu”, Temmuz 2004’te “Yeni Dünya Düzeni Büyük Ortadoğu ve Türkiye”, Şubat 2016’da “FETÖ’den Önce”, Nisan 2016’da “FETÖ’den Sonra” adlı kitapları yazdım.
Bıkmadan usanmadan yorulmadan, ülkemizin her bölgesinden gelen yüzden fazla mahkemede kah FETÖ Yargıçları, kah AKP’nin tetikçi Yargıçları ile boğuştum. Bu arada değmez bir sürü kişiye, ciddi miktarlarda tazminat ödedim. Yaptığım mücadeleden pişman mıyım? Asla! Bir an bile duraksamadım! Yalnızca eşimin ve evlatlarımın desteğiyle, kimseden bir şey talep etmeden ve almadan bu onurlu mücadeleyi sürdürdüm, sürdüreceğim.
Bazı arkadaşlarım bana, “Niçin sen? Rahatına bak, ülkenin en güzel yerinde oturuyorsun, mutlu bir aile yaşantın var! Yaşamana, eğlenmene baksana” derler. Kırmamak için, güler geçerim. Benim anlayışıma göre, bilgi paylaşılınca değerlenir. Eğer bilginizi insanlarla paylaşmazsanız, kendinizde saklarsanız, isterseniz dünyanın en bilgili kişisi olun, o bilgi bir gün sizinle toprak olur…
“Serdar’ca” adlı bloğumuzu açarken “Neden Yazıyoruz” başlığıyla şunları yazmışız; “Biz, düşüncesi, dini ırkı, kökeni, kültürü, geleneği ve görgüsü ne olursa olsun, bu milletin özünde, vatan sevgisinde buluşabileceğimize gönülden inanıyoruz. Demokrasi ve fikir özgürlüğü aşkıyla, bildiklerimizi yeni kuşaklara aktarmak için yazıyoruz. Yıllardır bu mücadeleye devam ettik, ömrümüzün son nefesine kadar da devam edeceğiz. Benim güzel kardeşim; Oku, yaz, paylaş ve dinle lütfen. Başkasının ateşini sen yak. Kendini ve insanları tahammül ile aydınlat. Bu yolda hiçbir baskıdan korkma. Fikrin ve inancın ne olursa olsun unutma; Sensiz bu vatan, bu millet bir kişi eksiktir.”
Değerli Okurlar; Bu yazılar her gün yüz binlerce kişi tarafından okunur. Gün gelir “Medya Siyaset” adlı sitede yayınlanan bir yazı bir milyondan fazla tıklanır. Her gün binlerce e-posta, mesaj alırım. Hepsini okurum, fırsat bulabildiğim kadarıyla yanıt vermeye çalışırım. Bu mücadele beni dinç tutuyor, bilgilerimi her gün yenilememe, çağın
gelişmelerini takip etmeme olanak veriyor. Bunun için ısrarla söylüyorum; Lütfen sizler de yazın. En azından çevrenizdeki olayları, güzellikleri-yanlışlıkları yazın. Dost çevreniz inanılmaz ölçüde genişleyecektir. Benim yazılar sayesinde öyle güzel dostlarım oldu ki birbirimizi hiç görmediğimiz halde, yazı dostlarımdan birinin vefatı halinde, en yakın akrabamı kaybetmiş gibi olurum!
Bildiğiniz gibi “Çoban Ateşi Hareketi” adıyla oluşturduğumuz fikir platformunu, gönüllü arkadaşlarımızla, gelişmiş demokrasinin evrensel değerlerini bünyesinde taşıyan bir siyasi partiye dönüştürme çalışmalarımız hızla devam ediyor. Bu yaz sonuna doğru 81 İl 924 İlçe’de örgütlenmeyi tamamlayacağız.
Kılıçdaroğlu ve Yavuz Selim Demirağ’a yapılan linç girişimlerini organize edebilen, Türkiye’nin en büyük nakit zengini olan “Çete” anlayışıyla yönetilen, Ortaçağ kafasına sahip, demokrasiye inanmayan, bilgi ve ahlak açısından çok fakir bir yapı ile nasıl mücadele edileceğini çok iyi bilen bir kadromuz var. Her gün daha da çoğalıyoruz.
Günü geldiğinde, çalışmalarımız tamamlandığında elbette ki sizlerle paylaşıp, fikri desteğinizi, katkılarınızı isteyeceğiz.
Şu iki konuda bizleri özellikle takip etmenizi rica ediyoruz; -Bu parti, Türk Milletine asla yalan söylemeyecektir. -Bu parti, ön şart olarak “Güzel Ahlakı” uygulayacak ve anlatacaktır.
Bunlar bizim olmazsa olmazlarımız olacaktır. Türk Milletinin tamamına çok iyi anlatmamız gereken iki Mustafa, rehberimiz olacaktır. “Ben, ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” diyen Hz. Muhammed Mustafa, “Bir millet zenginliğiyle değil, ahlaki değeriyle ölçülür” diyen Gazi Mustafa…
Vay Türk Milletini soyanlara vay Türk Milletine yalan söyleyen ahlaksızlara…
Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Mayıs 2019 Rifat Serdaroğlu