Adına zorla AK dedirten partinin üst düzey yöneticileri için, avantanın küçüğü-büyüğü fark etmez. AK’lar her türlü avantayı kabul eder. Avantayı verenin kimliği de, görevi de önemli değildir. Devletin Valisi de olur, partili Belediye Başkanı da olur, devleti dolandıran sahtekârlar da olur (Reza-Katar Şeyhi vs.), yerli de olur, yabancıysa daha ballı olur. Yeter ki avantalar gelsin… 18 senedir Müslüman Muhafazakarların yönetimindeki (aslı Siyasal İslam’dır) Türkiye’de, aklın-vicdanın-namuslu olmanın yerini, avanta- rüşvet-çıkar aldı! Bunlar, Siyasal İslam’ın Avanta Koludur. (AK) Değerli Okurlar; Hayat insanlara verilmiş bir armağan gibidir. İsterseniz bu armağanı insan gibi onurlu bir şekilde yaşarsınız ve arkanızdan hayırla anılırsınız, dilerseniz asalak gibi, onun bunun sadakalarıyla yaşar, yok olup, çöp olup gidersiniz! Avanta Kolu (AK) mensupları, taa cami yaptırma derneklerinden ve Cuma günleri cami önünde mukavva kutularda toplanan avantalara alıştırıldıkları için, avanta almadan rahat edemezler! O gün avanta yoksa, ibadetlerini bile sakatlayabilirler! Fakat okkalı bir avanta kaptılar ise, öylesine yürekten ibadet ederler, öylesine coşkuyla “Allahuekber” derler ki, Bilal-i Habeşi’nin sesi bile sönük kalır… Son günlerde öylesine bir rezillik yaşıyoruz ki, insanlıktan bir parçacık nasibini alan biri, böyle bir durumda yerin dibine girer ve insan içine çıkamaz! Türk Devletini Oslo’da PKK ile aynı masaya oturtan, İmralı Aposunu öve öve göklere çıkartan, Dolmabahçe Sarayında PKK ile anlaşma imzalayan, Diyarbakır Meydanında Türk Devletine “Terörist Devlet” diyen bir pisliğin şarkılarıyla coşup ailece ağlayan AKP, terör gerekçesiyle belediye başkanlarını, haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı olmadan görevden aldı. Yerlerine, AKP Valilerini kayyım diye atadı. Eee bu AKP Valileri de kendilerini atayanlara avanta vermesinler mi? Hem de milletin parasını yasa dışı olarak kullanıp vermesinler mi? Versinler, versinler! Peki, AKP büyükbaşları bu avanta hediyeleri kabul etmesinler mi? Etsinler, etsinler! Etmezlerse ayıp olur!!! Birileri haksız ve kanunsuz bir şekilde avanta verdi. Diğerleri de haksız ve kanunsuz bir şekilde aldı. Fakat olay patlayıp, koku tüm ülkeyi sarınca, inkara kalkışmazlar mı? İşte bunun için insanda kösele gibi bir surat, nasır tutmuş bir vicdan olması gerekir. Belediye Başkanlarını görevden alan İçişleri Bakanı, kendisini nasıl savundu? “Tamamen uydurma. Yolda vatandaş bana, bakın bizim ne güzel tespihlerimiz var, takılarımız var dedi. AKP düşmanları, fotomontaj ile beni kuyumcu dükkanına sokmuşlar. Külliyen iftira!” İftira iddiasını kabul etmesine edeceğiz amma, faturalar resmi! Kime avanta verildiği her faturada isim-isim yazılı! Bunları ne yapacağız? Nerenize sığdıracağız? Bilinen fıkradır; Adam 1 kilo ciğer almış. Eve giderken, bankaya gitmesi gerektiğini hatırlayıp, ciğeri bakkala bırakmış. Bakkal ciğerin güzelliğine dayanamayıp çırağıyla eve göndermiş. Ciğer sahibi gelince sormuş, ciğer nerede? Bakkal; Kediyi göstererek, aha bu yedi, demiş. Adam kediyi tuttuğu gibi teraziye koymuş, bakmış ki kedi tam tamına 1 kilo! Bakkala; Behey utanmaz arlanmaz adam. Bu ciğerse kedi nerede, bu kedi ise ciğer nerede? Eyy Avanta Kolu (AK); Nerede namus, nerede dürüstlük, nerede onur, nerede şeref! Allah cezanızı verecek. Hem de çok yakında, çok yakında… Sağlık ve başarı dileklerimle 28 Ağustos 2019 Rifat Serdaroğlu rifatserdaroglu@gmail.com