Asrın lideri Amerika'da Amerika Birleşik Devletleri Başkanı DonaldTrump ile ancak telefonla görüşebildi.
Oysa sadece 8 gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi taciz eden, bölgeye sıkıntı veren terör örgütlerinden Fırat’ın doğusunu temizlemeye kararlı olduklarını Amerika ziyareti kapsamında ABD Başkanı Donald Trump'a bizzat vurgulayacağını söylemişti.
Bu ne demek?
Öncelikle, eğer böyle bir görüşme önceden her iki devlet arasında planlanmış ve Donald Trump programa riayet etmemiş ise:
Bu durum, bilinen tüm tarihi boyunca Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı yapılmış olan en büyük hakarettir.
Yok eğer, bu görüşme için önceden bir plan ve program yapılmamış, asrın liderinin kafasına göre aldığı bir karar ise:
Bu durum, ABD Başkanı Donald Trump'ın asrın liderini zerre kadar ciddiye almaması demektir.
Bu durum, " Kız evi dambur dumbur oğlan evinin bundan haberi yok, siz kendi kendinize gelin güveyi oluyorsunuz" demektir.
Bu durum, sizinki sadece kuru gürültü, ancak biz izin verirsek ve ancak bizim izin verdigimiz mesafede bu operasyonu yapabilirsiniz demektir.
Bu durum, Türk tarihinde bin yılın rezaleti ve aynı zamanda makama ve onun temsil ettiği devlete ihanet demektir.
Fıratın doğusunda 30-40 kilometrelik güvenli bölge oluşturacağız.
Pardon ama bizim asıl amacımız terörü toptan bitirmek değil miydi?
Fıratın doğusunda 30- 40 kilometre geriye püskürtülen PKK, YPG ve PYD li teroristler intihar ederek kendi yaşamlarına son mu verecekler?
Bırakın Fıratın doğusunu, Fıratın batısı terörden tamamen temizlendi mi?
Mesala İblid meselesi ne oldu?
Geçen yıl tamamen bizim kontrolümüzde olacak denilen İblid şimdi bizim kontrolümüzde mi? Burada ki terör örgütleri tamamen yok edildi mi?
Özetle, Fıratın doğusuna terör örgütlerini çökertecek ve terörü tamamen ortadan kaldıracak bir operasyon falan ya-pıl-ma-ya-cak...
Yapılmayacak çünkü terörün bitmesi demek AKP ve MHP yi ayakta tutan Din ve Milli duygular ayaklarının kendi elleriyle kesilip atılması demektir.
Sahi biz ne yapıyoruz bir bilen var mı?
Binlerce yıllık köklü ve şerefli bir geçmişi olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin yanına rejim karşıtı ÖSO militanlarını katarak Başer Esadı devirmek için operasyonlar yapıyor ve Amerika ile aynı safta aynı amaca hizmet ediyoruz.
Başer Esat rejiminin yanında yer alan ve onunla birlikte rejim karşıtı militanlara karşı birlikte savaşan Rusya ve İran ile Astana da üçlü mutabakat muhtırası imzalayarak güvenli bölgeler adı altında Suriye nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz.
Bir şey anlayan oldu mu?
Üzülmeyin kimse anlayamaz.
Anlaşılır bir sey değil ki...
Dünya devletlerinin bize saygı duymamasının nedeni de budur zaten
Peki biz bu duruma nasıl geldik?
Bir çok nedeni var
1) Kendi ikbali, sarayı ve saltanatı için lale devrini yaşayan ve yandaşlarına yaşatan iktidarın ekonomik olarak çöküşü
2) Hava kuvvetleri komutanlığının elinde ki en genç savaş ucaklarının 32 yıllık metal ömrünü ve 12 bin saat uçuş saatini neredeyse tamamlamış olmaları...
3) Kara Kuvvetleri komutanlığının envanterinde bulunan tanklarda ki çelik aksamının yeni geliştirilen silahlara karşı yetersiz olması ve Almanyanın bu yöndeki ambargosu nedeniyle motor bakım ve onarımının yapılamaması...
4) Dış politikamız da, herhangi bir sebepten dolayı, herhangi bir devletle sürtüşme yaşaması halinde uzlaşma yolu olarak o devletten bir şeyler satın alarak ve bir nevi rüşvet verilerek bu şekilde bozulan ilişkileri düzeltme alışkanlığı...
(Rusya dan alınıp aktif edilmeyerek depoya konulan S-400 ler, Akkuyu nükleer santrali yapımı, ve Amerikaya siparişi verilen Boeing 787-9 Dreamliner yolcu uçakları vs gibi)
5) İç politikada halkın dikkatini din ile milli meseleler üzerinde yoğunlaştırıp, suni gündemler ve duygusal ortamlar yaratarak kendi beceriksizliklerini ve tükenmişliklerini gizlemek.
(Hırsızlık ve yolsuzluklar, ekonomik kriz, işsizlik, gelir adaletsizliği, emekli, memur maaş zamları, tarımın çöküşü, orman yangınları, mafya çeteleri, hukuk sistemi, Diyarbakır anneleri vs)
Öyle bir iktidar düşününüz ki:
İktidar IMF heyetini görüşmeler yapmak üzere Türkiye ye davet ediyor. 4 - 8 milyar dolar tutarında kredi almak istediğini belirtiyor ve IMF heyetinden bu görüşmenin ve kredi taleplerinin olabildiğince gizli kalması talebinde bulunuyor. Bu talepleri IMF raportorleri tarafindan imkansız ve kabul edilemez bulununca sanki IMF yi Türkiye ye muhalefet çağırmış ve gizlice görüşmüş gibi bir algı operasyonu yapıyor.
Nereye gidiyoruz?
Meçhule
Nasıl kurtuluruz?
Bilinen tüm tarih boyunca kurduğumuz 16 devletle övünen biz Türkler, yıkılan 15 devleti hangi nedenlerle ve ne şekilde yıktığımızı, yeni bir devlet kurmaya neden gerek duyduğumuzu araştırıp ve bunun aslında övünülmesi gereken değil de utanılması gereken bir durum olduğunu idrak ettiğimizde...
Not: IMF ile ilgili iddialar ve ikili görüşmeler çok güvenilir kaynaklar tarafindan saat saat, dakika dakika olarak şahsıma iletilmiş, tüm detaylar çok yakında tarafımdan kamuoyuna açıklanacaktır.)
Sevgiyle kalın