Bana sorsanız, “Erdoğan’ın ABD gezisinin sonuçları ne, neler oldu?” Vereceğim yanıt aynen, AKP Genel Başkan Yardımcısı Yavuz gibi olurdu! “Ne olduğunu tam bilmiyorum ama, kesinlikle bir şeyler oldu!” Hadi gelin beraberce neler olduğunu bulmaya çalışalım! Giriş ve ağırlama; Türk ve Amerikan Cumhurbaşkanları koltuklarında tebessüm ederek, oturuyorlar. Türk Först Leydisi ve ABD Först Leydisi de karşılıklı oturmuş, sadece bakışıyorlar. ABD’li Senatörler de sorguya gelmiş, işkenceci gibiler. İki ülke basını fotoğraf alıyor. Aha o da ne? Trump’un arkasında ABD Bayrağı var. Erdoğan’ın arkasında Türk Bayrağı yok ama, Amerika’nın gurur kaynağı, ABD Deniz Piyade Kolordusunun üzerinde Marin Corps yazan bayrağı var? Peki, size üç soru; 1) Trump Türkiye’ye gelse ve oturduğu koltuğun arkasında ABD Bayrağı konmamışsa, oraya oturur mu? 2)Barzani-Trump arasındaki heyetlerarası (!) görüşmede, masada hem ABD hem de Kürdistan Bayrağı bulunması sizce normal mi? 3) Erdoğan, odada Türk Bayrağının bulunmadığını gördüğü veya kendisine söylendiği anda şunu demesi gerekmez miydi; “Haydi Emine Hanım, görüşme odası henüz hazırlanmamış, Türk Bayrağı konulmamış. T.C Cumhurbaşkanının olduğu her yerde Türk Bayrağı olmalıdır. Çıkalım, oda hazırlanınca geliriz!” Giriş ve Ağırlama tam bir felaket! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsında Türk Devleti, mektup olayından fazla aşağılandı. Sonuç; -FETÖ Liderinin Türkiye’ye iadesi sağlandı mı? -“S-400’leri biz aldık, parasını ödedik, o iş bitti, nokta” demiştik. Nokta hala yerinde mi? -F-35 programına davet edildik mi? -ABD, (Pİ KE KE ve VAY Pİ Jİ’yi yani PKK/YPG’yi desteklemekten vaz geçti mi? -Burnumuzun dibinde Barzani’ninkinden sonra Suriye’de ikinci parça olan İsrail-Kürt Devleti kurulmayacak mı? -ABD artık, teröristlere silah yardımını kesecek mi? -Ermeni Tasarısı geri çekildi mi? -Erdoğan’ın ve Bakanlarının mal varlıklarının araştırılmasına son verildi mi? -Kıbrıs-Mavi Vatan’da ABD, Türkiye il mi olacak, Yunanistan’la mı? -Vatansever-Hayırsever Reza Zarrab’ın bir eksiği var mı diye soruldu mu? Basın Toplantısı; Türk Basını bu kadar aşağılanabilir. ABD, bugün AKP’nin kayığına binen yandaş-yalaka-besleme basın mensuplarının hepsinin önceden FETÖ militanı olduklarını bilmiyor mu? Salonda Türk Basınından sanki muhalif gazeteci varmış gibi, Hilal Kaplan’la “Dost Gazeteci sorsun, sanki başkası var mı ki” diyerek alay ediyor. Erdoğan hala “I speech Kürsü” ye takıldığı için olayın farkında bile değil, çok yazık! El İnsaf Min El İman… (İnsafı olmayanın imanı olmaz) Serdaroğlu, sen imanlı birisin, hiç mi iyi bir şey olmadı? Biraz insaf etsene, diyenlere yanıtım şudur; Olmaz mı? Hem de çok iyi bir şey oldu. Türk Yargısının ne kadar bağımsız, ne kadar özgür, ne kadar tarafsız olduğunu bizzat Trump’ın ağzından duyduk. Trump koltuğa oturur oturmaz, Erdoğan’a teşekkür etti, dedi ki; “Sayın Erdoğan’a, Serkan Gölge’yi serbest bıraktırdığı için çok teşekkür ediyorum. Memnun oldum…” Kim bu Serkan Gölge? ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Üssü NASA’da çalışan ve 8 ay önce FETÖ üyesi olmaktan tutuklanan bir kişi. Gördünüz mü Erdoğan’ın gücünü? Sıkıysa Trump, ABD’de bir Yargıca, bir Mahkemeye emir versin de görelim. Anında paçavraya çevirirler… Bize de, Cihan Pehlivanı Kel Aliço’dan sonra gurur duyacağımız bir Cihan Başkanı verdiği için Allah’a şükretmek kalıyor. Demokrasi mi? Yemişim sizim demokrasinizi, o bir araçtır demedik mi birader… Sağlık ve başarı dileklerimle 15 Kasım 2019 Rifat Serdaroğlu