Arsızın yüzüne tükürmüşler, yağmur yağıyor demiş. AKP denen şeytani değerlerin savunucusu parti, Türk Milletinin binlerce yılda oluşan değerlerini öyle perişan etti ki, kendi toplumumuzu tanıyamaz hale geldik. AKP’den önce, “söz” senetten de çekten de kıymetli idi. Yalan söylemek, çok ayıp ve insan içine çıkamamayı gerektiren bir utançtı. Şimdi öyle mi? Adamın hırsızlık yaptığı, kamu gücünü en rezil bir şekilde kullanarak devletini ve milletini soyduğu yurtiçinde ve yurtdışında belgelenmiş mi? Belgelenmiş! Adamın hırsızlığı ile ilgili olarak yabancı ülkelerin parlamentoları kararlar almış! Kişi siyasi gücünün arkasına sığınıp, yargılanmaktan kaçmış ve kendisine İslam Ülkeleri tarafından takılan “Ümmetin En Büyük Hırsızı” damgasına aldırmadan, kürsüden rakiplerine bağırıyor; “Dürüst olun be dürüst olun, dürüst! Adam, çocuklarının okul ücretini becerikli işadamına ödetmekten utanmamış. Haram yemeyi, ilkokuldan itibaren çocuklarına da alıştırmış. Hasbelkader, biri bu ümmetin hırsızını alıp, devletin tepelerinden bir tepeye oturtmuş. Seçilmemiş biri olduğundan, sadece kendisini atayan kişiye sorumlu, ümmetin hırsızı şunu rahatlıkla söyleyebiliyor; “Biz Türkiye’de 4 milyon, Suriye’de de 3 milyon olmak üzere toplam 7 milyon Suriyeliyi besliyoruz!” Ümmetin Hırsızı, Avrupa’da ciddi bir lobi dolandırıcılığına karışmış. Bir defada 280 bin avroyu cebe indirdiği tespit edilmiş. Kamuoyundan özür dileyip istifa edeceğine, bakın ne diyor; “Bu iddia, FETÖ’nun bir tezgahıdır. Bunlarla mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz! Değerli Okurlar; İşte, evde, ülke yönetiminde yalan ve hırsızlık varsa orada bereket de huzur da olmaz. Çürüme giderek her tarafı sarar ve bir müddet sonra özellikle gençlerde bu durum normal karşılanmaya başlar. Esas felaket budur, çünkü artık geleceğinizi de kaybetmeye başlamışsınız demektir. Gençler, 2002 yılından bu yana gerçek devlet adamı görmediler. Siyaseti geçim kapısı yapan, çalan, çapsız, bilgisiz, ülke ve dünya gerçeklerinden kopuk, kasaba particilerini devlet adamı sanıyorlar. Bu da, gençlerimizi siyasetten uzaklaştırıyor, yanlışa karşı çıkmaktan alıkoyuyor. Bizler Çoban Ateşi Hareketi Gönüllüleri, Türk Milletinin üzerine örtülmeye çalışılan “Ümmet Hırsızlığı” örtüsünü yırtıp atacağız. Türk Milletinin onurlu, saygın, cömert, hoşgörülü, dostluğuyla gurur duyulan ve tüm medeniyetlere beşik görevi yapmış, özel bir millet olduğunun bilincindeyiz. Türk Gençliğine öz değerlerimizin hatırlatılmasının öğretmenliğini yapmaya gönüllüyüz. Ders 1; Bu yerkürede Türk’ün olduğu her yer huzur ve barış adasıdır. Ümmet Hırsızlarının Türklükle, Türk Milleti ile ilgileri yoktur. Kökleri çok yakında kazınacaktır. Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Kasım 2019 Rifat Serdaroğlu