Biri evinizin camını kırsa umursar ve kim yaptı diye sorgularsınız değil mi? Çocuğunuzu biri rahatsız etse, sorgulayıp engel olursunuz değil mi? Arazinize birileri gecekondu yapsa, yasal yollara başvurup kaldırtırsınız değil mi? Hırsızın biri traktörünüzün tekerini çalsa, araştırır bulursunuz değil mi?
Tamam da, bu ülkenin çocuklarının büyük bir kısmı, kaçak kurslarda birer Taliban militanı olarak yetiştirilirken neden susuyorsunuz?
Bu yavrularımızın birer “kafa kesici militan” olacaklarını görmüyor musunuz?
Her yıl doğan 500 bin Suriyeli çocuğun çoğunluğunun, ileride birer potansiyel militan olup, sokakta sizi veya çocuğunuzu bıçaklayabileceği olasılığını yok mu zannediyorsunuz?
Cumhuriyet değerlerimizin, başta demokrasi-laiklik-hukuk devleti-sosyal devlet ilkelerinin 18 yıldır, teker-teker saldırıya uğradığını görmüyor musunuz?
Uzun zamandır tv dizilerinde içki içilen görüntülerin, öpüşme sahnelerinin, kıyafet serbestisinin olmadığını fark etmiyor musunuz?
Türbanın anaokullarına kadar indirildiğini, eğitimin tarikat ve cemaatlere terk edildiğini, Vakıf Üniversiteleri eliyle tarikat yapılanmasının üniversitelerde güçlendirildiğini görmüyor musunuz?
AKP Genel Başkanı; “Artık şehirlerimizde güvenliği, mevcut kolluk kuvvetleriyle sağlamak mümkün değil, yeni çareler bulmalıyız” deyip, herbiri AKP militanı olan Bekçilere silah ve tutuklama yetkisi vermeye, Cami Gençlik Kolları yoluyla on binlerce genci silahlandırmaya, SADAT tipi kuruluşlara ve mafya tarzı yapılara güç verildiğini görmüyor musunuz?
Askeri Okulların kapatıldığını, Türk Ordusuna Subay yetiştiren Milli Savunma Üniversitesinin başına, yıllarca FETÖ gazetelerinde köşe yazısı yazan birinin getirildiğini, böylelikle geçmişinden kopartılan TSK’nın geleceğinin de berbat edildiğinin farkında değil misiniz?
Şehir Hastaneleri denen “AKP Soygun Çarkı” ile sağlık hizmetlerinin çöktüğünü, Üniversite Hastanelerinde acil ameliyatların bile yapılamadığını görmüyor musunuz?
AKP Genel Başkanı ve atanmış Bakanlar sık sık şunu söylüyor; (Suriyeli sığınmacılara şimdiye kadar 45-50 MİLYAR DOLAR (Yaklaşık 225-250 Trilyon TL) harcadık!)
Şunları niçin sormuyorsunuz? -Beyefendi, bu paraları harcarken Türk Milletine sordunuz mu? -Harcadığınız para babalarınızın parası mı, yoksa bizlerin parası mı? -Türk Milletinin %60’ı yoksulluk sınırı altında yaşarken, gençlerimiz işsiz gezerken, hangi vicdanla bizim paralarımızı elin eşkıyalarına harcarsınız? -Harcadığınızı söylediğiniz paranın, harcama ve dağıtım gider makbuzlarını niçin açıklamıyorsunuz?
Değerli Okurlar; Bir devletin öncelikli görevlerinden üçü ile ilgili tespitler yapmaya çalıştım. Güvenlik-Sağlık-Eğitim! Haklı olarak bana şunu söyleyeceksiniz. Biz ne yapabiliriz? Bu görevler Muhalefet Partilerinin değil mi? Onlar neden yapmıyor?
Haklısınız ama muhalefet Genel Başkanları, şu anki konumlarından çok memnun! Sadece eleştirmek ve sorumluluk almaktan kaçmak bunların tek işi! Meczubun biri, “Yeni Devlet kuracağız” diyor, muhalefetten ses yok! Parlamenter sisteme dönmeyi bile AKP’den bekleyen muhalefet liderleriyle ne yapılabilir ki?
Anayasanın bizlere tanıdığı “ demokratik tepki” hakkımızı kullanmalıyız. Yapamazsınız, istemiyoruz, diyerek e-posta ile, sosyal medya yolu ile tavrınızı ortaya koymak zorundasınız. Meczupların ve Yobazların, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti yıkma eylemlerine, aynı şiddetle karşılık vermeliyiz. Bu bizlerin en doğal hakkımızdır.
Çoban Ateşi Hareketinin siyasi partiye dönüşmesi için gece-gündüz çalışıyoruz. Çok az bir işimiz kaldı! Partileştiğimiz zaman, Cumhuriyet tarihimizin “Anayasal çerçevede” en yoğun muhalefet hareketin başlatacağız. Sizlerden talebimiz, bu harekete destek vermenizdir.
Kimse Türk Milletini yalnız zannetmesin! Atatürk’ü, Demokrasiyi, Cumhuriyeti, Özgürlükleri ve Çağdaşlığı içselleştirmiş milyonlarca vatanseveri birleştirmek bizim görevimizdir.
Atatürk’ün olduğu yerde Çoban Ateşi vardır! Çoban Ateşi varsa, hayat vardır. Çoban Ateşi varsa Umut her zaman vardır!
Ne Mutlu Türküm Diyene ve sözünden dönmeyene…
Sağlık ve başarı dileklerimle 24 Ocak 2020 Rifat Serdaroğlu