Krizi yönetebilmenin belli koşulları vardır; -Devlet olarak her konuda önceden planlama ve hazırlık yapmak. -Zamanında tanı. (Teşhis) -Hasar tespiti. -Doğru bilgiye erişimi sağlayan açıklık ve şeffaflık. -Bilginin işlenmesi ve paylaşılması. -Doğru tedavi ve onarım süreci. -Gerektiğinde radikal kararlar alabilecek etkili liderlik. -Güvenilir olmak… Bu kurallara uyarsanız, krizin adı ne olursa olsun yönetebilir ve en az zararla atlatabilirsiniz. Fakat yönetenler GÜVENİLİR değilse, kriz en kısa zamanda KAOS’A döner ki, kaosu kimse yönetemez. Çünkü kaos, yaşamı teslim alır… AKP’ye neden güvenilmez, biraz tarihe göz atıp açıklamaya çalışalım mı? Büyük Atatürk, 1923-1938 arasında 15 yıl Türkiye’yi yönetti. 15 senede Türk Devleti, dışarıda itibar gören, dostluğundan gurur duyulan, düşmanlığından korkulan bir dünya devleti oldu. Osmanlı’dan kalan borçlar ödendi ve tüm yurtta yüzlerce eser yapıldı. (AKP hepsini sattı) İsmet İnönü; 1938-1950 arası 12 yıl Türkiye’yi yönetti. 2. Dünya Savaşına rağmen, ülkenin bütünlüğünü korudu ve çok partili demokratik düzene geçilmesini sağladı. Celal Bayar ve Adnan Menderes; 1950-1960 arası 10 yıl Türkiye’yi yönettiler. 10 yılda Türkiye, kalkınma ile sanayi ile, tarımda makineleşmekle tanıştı. Bu dönemde de ülke, eserlerle donatıldı. (AKP hepsini sattı) Süleyman Demirel; Demirel, 6 kez iktidardan indirildi fakat Türk Milletinin sayesinde 7 defa iktidara geldi. “Barajlar Kralı” olarak tanındı. Ülkemizdeki Demir-Çelik, Petrokimya, GAP, Elektrik Santralleri- Dağıtım Hatları, Atatürk Barajı ve 7 Küpeli gelin olarak anılan barajlar dizisi (250 Baraj-1000 Gölet) onun eseridir. Türkiye’deki 21 ABD üssü Demirel tarafından kapatılmıştır. (Eserlerin çoğu AKP tarafından satıldı) Bülent Ecevit; Haşhaş yasağını kaldıran, Kıbrıs Barış Harekatını Necmettin Erbakan ile gerçekleştiren lider. Çalışma yaşamı ile ilgili yasaları ülkemize kazandırmıştır. Bu liderlerin hiçbiri için içinde “Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet” konuşmaları olan ses kayıtları (doğruluğu kanıtlanmış) yayınlanmadı. Bu liderlerin hiçbiri yurtdışında mal edinmedi. Hiçbiri için yabancı parlamentolarda, yurtdışındaki malları- paraları için araştırma istenmedi. Hiçbiri için, Devlet Bahçeli’nin dediği “Hazine Soyguncusu- Hırsız-Soysuz” kelimeleri asla kullanılmadı. Hiçbiri Türk Milletine yalan söylemedi! AKP, 18 yıldır tek başına iktidarda! Söylenen yalanları yan yana yazarsanız, dünyanın çevresini defalarca döner. AKP; 54 bin insanımızın hayatını çalan eşkıya başını Türk Devletinin muhatabı yaptı. El-Nusra, HTŞ gibi dinci terör örgütleri militanlarını ücretsiz tedavi ettirdi. Dış politikada tek dostumuz kalmadı. Ekonomimizi batırdı. Borcumuzu 17 senede tam dört kat arttırdı. Tek yüzükle HARUN olmak için geldi, iki günde evdeki paraları sıfırlayamayarak KARUN oldular. Garip-gureba diye geldiler, fakir fukarayı açlığa mahkum ettiler. Kimsesizlerin sesi olacağız dediler, yandaş müteahhitlerin ve TOBB’çu Hisarcıklıoğlu’nun adamı oldular. Şimdi, kendileri Kaçak Saraylarının duvarlarının arkasına saklandılar, Türk Milletini virüs salgını ile baş başa bıraktılar. Kaçak Sarayın duvarları arkasına saklandılar, Türk Milletinin evlatlarını Suriye’de-İdlip ’de- Libya’da unuttular. Bunlara nasıl güvenelim ki? Aziz Türk Milleti; Siz ne zaman bunları unutup, kendinize yakışan bir yönetim isteyeceksiniz? Sakın ne yapacağız, demeyin. Çoban Ateşini görmüyor musunuz? Hadi ayağa kalkın artık, kaderinize el koyun… Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Mart 2020 Rifat Serdaroğlu