Kayahan’ın bizlere sevdirdiği güzel eserlerinden biridir “Gel Vicdansız Gel İnsafsız” adlı şarkı.
Trump’ın, Merkel’in, Boris’in, Macron’un halklarına “Endişe etmeyin, devletiniz arkanızda. Kimse işini kaybetmeyecek. Herkese karşılıksız nakit vereceğiz. Siz sadece sağlık uzmanlarının çağrılarına uyun” dediği anda, AKP Genel Başkanının televizyonda “Yardım kampanyası açtık. Şu an alt yazı olarak IBAN numarası geçiyor. Hadi sizlerde kampanyaya katılın” demesi, Türk Devletine yapılabilecek en büyük hakarettir.
Tüm dünya insanları virüs salgını altında yaşam mücadelesi verirken, AKP Genel Başkanının salgın riski altındaki kendi insanlarından para istemesinden, o koltukta bir dakika bile oturmaması anlamı çıkar.
Gel bakalım İbansız AKP, size para mı lazım? Aha size kaynak; -Deniz Feneri e.V Almanya’dan Türkiye’ye gönderilen milyonlarca avro var ya, -IMF’nin sizden istediğini söylediğiniz 5 milyar avro var ya, -Bilal Oğlanın vakıflarına gelen yüz milyon dolarlar var ya, -Yandaş-Paydaş müteahhitlerinizden alınan milyarlarca dolar var ya, -Suriyeli sığınmacılara, El-Nusra militanlarına harcanan milyarlarca dolar var ya, -Gerekirse harcamaktan çekinmediğiniz, ikinci kırk milyar dolar var ya, -Zencani’nin “Türkiye’de rüşvet olarak dağıttım” dediği 8,5 Milyar dolar var ya, -Reza Zarrab’ın önüne yatan ve yemlenen, şerefsiz Bakanların paraları var ya, -ABD Temsilciler Meclisinin var dediği yurtdışındaki milyarlarca dolar var ya,
Hah, işte bu paraların hepsi Türk Milletinden çalınan paralardır. Bunları al alabiliyorsan ve harca!
Yetmezse dön gel, size bir liste daha yaparım, öyle isimler veririm ki, aklınız durur. Nasılsa sizin sülalenin keseleri çok bereketlidir, çok!
Değerli Okurlar; İzninizle biraz da kendi sıkıntımdan bahsetmek istiyorum. Akıl verirseniz minnettar olurum.
Evimizin yanında bir site var. Bekçi olarak Suriyeli Arap bir aileyi çalıştırıyor. Suriyeli Arap aile geldiğinden beri, çevremizde hırsızlık eksik olmadı. Suriye’de mi hırsızlığa alıştılar yoksa Türkiye’de mi öğrendiler, bir türlü anlayamadım?
Site halkına; “Arkadaşlar, bunlar hırsız. Çalmaya alışmışlar, değiştirin bunları” diyorum. Verdikleri yanıt; “Belki çalıyorlar ama çalışıyorlar be kardeşim. Hem sana ne, senden mi çalıyorlar?”
Lahavle çekip, evime dönüyorum. Ertesi gün bir hırsızlık daha! Sonunda aile reisini çağırdım ve dedim ki; “Bak evlat, kaçıp gurbete gelmişsiniz. İş bulup hayata tutunmaya çalışıyorsunuz. Hırsızlık niye? Bir gün ya yakalanacaksınız ya da işten atılacaksınız. Yazık değil mi çocuklarına?”
Adam dedi ki, “Bey, haklısın ama biz vazgeçemeyiz. Bizde hırsızlık, babadan oğula geçer. Benim babam da hırsızdı. Bana o öğretti. Suriye’de saf çok. İslam’ı kullanıp insanları kandırır ve soyardı. Ben de hırsızlığa öyle başladım, gittikçe büyüttüm. Biz ailece çalmadan duramayız ki!”
Adamı kovdum ve ilk kez birine gönülden beddua ettim! “Soyun kurusun. İmandan İbana, Saraylardan Musallaya, Dirilişten Dilenişe düşesin, ya fani…”
Sağlık ve başarı dileklerimle 01 Nisan 2020 Rifat Serdaroğlu