Aktif Karbon, aslında karbonun değişim gösteren bir formu ve doğal bir ürün değildir. Tıbbi ortamda üretilen, karbonun kimyasal tepkimelerine karşı dayanıklılığının artması için belirli miktarda ısı ve kimyasal maddeye maruz bırakılması ile elde edilen bir maddedir.
Son zamanlarda, kömür karası ekmeklerde, sandviçlerde, virüs salgını sebebiyle çokça kullandığımız siyah renkli maskelerde kullanılan bir üründür, Aktif Karbon. Bunun en etkin özelliği, gözeneklerdeki kire kadar ulaşıp, pislikleri temizleyen bir madde olmasıdır.
Nereden çıkardın bu Aktif Karbonu, diye soracak olursanız, ben çıkarmadım. Yeni Şafak yazarı Siyasal İslam’ın önemli ideologlarından Abdürrahim Dilipak çıkardı!
Dilipak şunu dedi; “AK Partinin bağırsaklarını aktif karbonla temizlemesi gerek. Perhiz gerek. HIRSIZ İÇERDE. O kadar çoklar ki, her yerdeler ve çok fazlalar. Ama bir el, siyaset-bürokrasi ve BEŞTEPE’DE, medyada-sermaye çevrelerinde operasyonu engelliyor…”
Bu laflar o kadar ağır ki, namuslu birine kurşun atmak yerine bu sözleri söyleyin, o kişi utancından ölür. Dilipak daha ne desin? AK Parti’de hırsız çok, diyor. Bu hırsızlar, siyasette-bürokraside-Beştepe’de-medyada-sermaye çevrelerinde var, diyor. Hırsızları engelleyecek, onları yargıya teslim edecek bir irade AK Partide YOK, diyor.
Şimdi beraberce düşünelim; Dilipak; Bir şey bilmese, görmese, belgelendirmese böyle ağır sözler söyler mi? Dilipak; Tarlaya karga, ambara fare, fırına arsız, memlekete hırsız dadanmasa böyle yazar mı? Dilipak; Bu güne kadar her hangi bir yolsuzlukla ilişkilendirilmiş mi?
Dilipak’ın inandığı davaya inanırsınız inanmazsınız, ama şu gerçeği kimse inkar edemez; Dilipak namuslu adamdır ve cesur biridir. Kimseye iftira atmaz. Doğru bildiğini de çekinmeden söyler.
Eee buraya kadar tamam. Dilipak söyleyeceğini söyledi. Bu sözler, görmezden gelinemez, geçiştirilemez. Şimdi geçiştirmeye çalışılsa da, ilerde yargı mutlaka hesap soracaktır.
Şimdi sıra AKP’li Milletvekilleri ve AKP’nin atadığı asker-sivil üst düzey bürokratlarda! Her birinden beklediğimiz yanıt; “Ben Dilipak’ın dediği hırsızlardan değilim. Ben haram yemedim” diye açıklama yapmalarıdır.
Ayrıca 2002 yılından bu yana AKP’li olup da, Bakanlık-Başbakanlık-Cumhurbaşkanlığı yapanların Türk Milletine bir parça saygıları varsa şunu söylemeleri gerekir; “Benim Türkiye dışında, her hangi bir ülkede, gizli hesaplarda param- taşınmaz malım-yatırımım-iştirakim ve ortaklığım yoktur!”
Derler mi? Bence derler! Yaş yememiş kişinin karnı neden ağrısın ki?
Yazıyı, Halkın Filozofu Bergamus’un güzel bir sözüyle bağlayalım; “Bir yerde herkes birbirine benziyorsa, orada adalet yoktur…”
Sağlık ve başarı dileklerimle 06 Nisan 2020 Rifat Serdaroğlu