Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, herkesin yerini-rengini belli etmesi gerek. Her Türk Aydınının, Cumhuriyetin her kurumunun, demokrasiye inanan her Sivil Toplum Kurulunun önünde iki yol var; -Ya, AKP önderliğine biat edip, Laik Cumhuriyete, Demokrasiye elveda diyeceksiniz ve Ortadoğu’nun çadır devletlerinden birine benzeyerek tebaa olarak yaşayacaksınız, -Ya da, “Hayır, bizler Cumhuriyetimizin kurucularına ve değerlerine bağlıyız, bizler kimseye biat etmeyiz. Bizler özgür bireyler olarak gelişmiş ülkelerin demokratik standartlarında, hür ve demokrat dünya ile beraber yaşamak istiyoruz” diyeceksiniz ve gereğini yerine getireceksiniz! Durumumuz bu kadar korkunç! Halk diliyle anlatmak gerekirse; Ya Çakıcı-Peker gibi asalakların, sözü geçecek, ya da bu ülkenin gerçek sahibi olan Türk Milletinin dediği olacak… Bir ülkede, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı ve 16 milyon nüfusa sahip bir megapolün Belediye Başkanı açıkça “ölümle” tehdit ediliyor, basın yoluyla da ağır hakaretlere uğruyor ve Cumhurbaşkanı-TBMM Başkanı-İçişleri Bakanı-Adalet Bakanı “Böyle bir şey olamaz. Devlet olarak gereken önlemleri alıyoruz ve derhal soruşturma başlatıyoruz” demiyorlar, aksine kendi maaşlı elemanları olan tetikçi gazetecilere “Ölüm tehdidi” yazıları yazdırıyorlarsa, o ülkede mafya, devlete hakim olmuş demektir. TSK-Yargı-RTÜK gibi kurumlarının ne hale geldiğini berberce irdeleyelim; Bir Milletvekili, Türk Ordusuna ait Tank-Palet Fabrikasının satıldığını Habertürk Televizyonun bir tartışma programında ifade etti! Vay, sen misin bunu söyleyen? Lafı evirdiler-çevirdiler “TSK Satıldı” diye saldırdılar. -AKP-FETÖ-CIA işbirliği ile Türk Ordusuna kumpas kurup dönemin Genelkurmay Başkanını “Terör Örgütü” kurmak suçlamasıyla zindana atan dönemin Başbakanı “Ordu Satılamaz” dedi! -Yaverleri tarafından yerlerde sürüklenen, boğazına basılan çakma paşalar da “Ordu Satılamaz” dediler! -Kendilerine emanet edilen Türk Milletinin evlatlarının, köprüde boğazlarının kesilmesini seyredenler de “Ordu Satılamaz” dediler! -Türk Ordusunun Fabrikalarını- arazilerini satanlar da, “Ordu Satılamaz” dediler! -Askeri Okulların-Askeri Hastanelerin kapatılmasını seyredenler de “Ordu Satılamaz” dediler! -Asker-Polis katillerini, seyyar tuvalet benzeri seyyar mahkemelerde beraat ettirenler de “Ordu Satılamaz” dediler! -Türk Ordusunu-cihatçı kafa kesicilerle birlikte savaştıranlar da “Ordu Satılamaz” dediler! -Türk Ordusunu, Katar Emirinin özel koruması yapanlar da “Ordu Satılamaz” dediler! -Laik Cumhuriyetin her gün darbe almasını, ülkenin soyulmasını bir türlü göremeyen Yargımız, bu tartışma üzerine anında soruşturma açtı! -Bir ayağı Halkbank Yönetim Kurulunda, diğer ayağı RTÜK’ün başında olan kişi ise, Habertürk Kanalına en ağıt yaptırımı uyguladı! Sonuçta ne kadar Türk Ordusu düşmanı, ne kadar yobaz özentisi hırsız var ise “Ordu Satılamaz” dediler! AKP-MHP-Perinçek-Çakıcı-Destici ortaklığı, Türk Ordusunu da, Türkiye’yi de, Türkleri de sevmez. Bunlar, İngiliz’in altınlarına tapıp, Türk Askerini arkadan vuran Arap sevdalısıdır… Demokrasi Zombilerini yenmenin tek yolu, onlarda daha fazla cesur olup, bunlarla mücadele etmek, açıklığı-şeffaflığı-aydınlığı etkin kılmaktır. Bizler DOĞRU Partililer bu mücadeleyi her ortamda yapıyoruz. Anayasal çerçevede ve demokratik rejim içinde, sorumlu bireyler olarak mücadelemizi sonuç alıncaya kadar sürdüreceğiz. Her hal ve şartta, Laik Cumhuriyete- Büyük Atatürk’e ve ilkelerine, Sosyal Hukuk Devletine, özgürlüklerimize ve Türk Milletine sahip çıkacağız. Eğer demokrasinin bu evrensel değerlerine sahip çıkmak ve görevinizi yerine getirmek isterseniz, “Silahsız Kuvayı Milliye” hareketi olan DOĞRU Partiye destek verin. Not; “dogruparti.org.tr” adresinden sitemizi ziyaret edip veya “0312 438 20 20” numaralı çağrı merkezinden yirmi dört saat bize ulaşabilirsiniz… Ne Mutlu Türküm Diyene ve Sözünden Dönmeyene Sağlık ve başarı dileklerimle 03 Aralık 2020 Rifat Serdaroğlu DOĞRU Parti Genel Başkanı