Rusya’nın tahrik ve teşvikiyle Ermenistan’ın Osmanlı’ya baş kaldırdığını anlattım. Bugün ise Ermeni konusunda Fransa’nın tahrik ve teşvikini ele alacağım.
Osmanlı Üzerinde, İngiliz – Fransız Menfaat Çatışması
Fransa; Süveyş kanalına yerleşmiş bulunan İngiltere ve Rusya’nın İskenderun’a inerek Hindistan yolu üzerine yerleşmesini kendisi için tehlikeli gördü.
Rakiplerinden geri kalmak istemeyen Fransa da 1860 yılında çeşitli tahriklerle “Dürzi İsyanı” sonunda Lübnan’a muhtariyet verilmesini temin etti.
Fransa’nın Ermeni faaliyeti:
1. “Dürzi İsyanı” neticesinde “muhtariyet” olan Lübnan, Fransız müstemlekesi oldu.
2.“Zeytunlu” Ermenilerine de muhtariyet koparmak maksadıyla Zeytunlu Ermenilerini teşvik etti ([1])
Osmanlı Devleti’nin yerinde ve zamanında aldığı tedbirler
Sayesinde Zeytunlu Ermenileri konusunda Fransa muvaffak olamadı.
İngiltere’nin asıl hedefi
1.Türkiye üzerindeki siyasetinin asil hedefi “Süveyş Kanalı,
2.Süveyş Kanalının açılışına kadar İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına hâkim olmaktı.
İngilizler için Mısır’ın önemi:
İngilizler için, Mısır, Hindistan’ın bir anahtarı vaziyetindeydi. Bundan sonra İngiliz- Fransız menfaat ihtilafları şarkta en şiddetli bir şekilde kendini göstermiştir.
Sultan Abdülhamid Han ve Hilâfet Siyaseti
II Sultan Abdülhamit Han, Fransa ve İngiltere’nin oyunun karşısında aldığı tedbirler:
1.Hicaz Demiryolu taviziyle Almanları; İngiliz ve Fransızların karşısına çıkarmıştır. Hicaz Demiryolunun üçte bir masrafı, Hint Müslümanları tarafından ödenmiştir.
2.Sultan Abdülhamit, takip ettiği “Hilâfet siyaseti” sayesinde tebaasını ve bütün Müslümanları devlete son derecede bağlamış ve Hilâfeti müessir bir kudret haline getirmiştir. 0 kadar ki;
İngilizler, Hindistan’da çıkan bir isyanı Halifeden aldıkları bir “sükûnet fermanı “ile güçlükle önleyebilmişlerdir.
Dünyanın ikinci donanması
Sultan Abdülâziz Rusya ile tam bir hesaplaşmadan Türk devletinin idamesinin mümkün olamayacağını biliyor ve orduyu ona göre hazırlıyordu. Bu maksatla donanmayı dünyanın ikinci büyük donanması haline getirmiş ve kara ordusunu da en yeni silahlarla teçhiz etmişti.
Çarlık Rusya’sının siyaseti, Osmanlılarla zahiren dost görünmek
Sultan Abdülhamit Padişah olduğu zaman, Çarlık Rusya’sının, siyaseti, Osmanlılarla zahiren dost görünmek aslında;
1.Bulgarları, Sırpları, Karadağlıları ve Ermenileri tahrik ve teşvik ederek onlara istiklâl kazandırmaktı. Bu sebeple Rusya fırsat gözetiyordu.
Mithat Paşa’nın muhalefeti ve Osmanlı kumandanları arasındaki rekabet:
Sultan Abdülhamit, ihtilâl yaparak disiplini bozulan bir ordunun savaş kazanamayacağını bildiğinden, Ruslarla bir harbe girmeye şiddetle karşıydı. Ama
Fakat Mithat Paşa gibiler, 1877’de Ruslara, ilân-i harp etti.
Neticede Ruslar, Osmanlı kumandanları arasındaki rekabet ve anlaşmamazlıklardan faydalanarak Ayastefanos (Yeşilköy)’e kadar geldiler.
Sonuç:
Yukarıda ifade ettiğimiz Fransız- İngiliz rekabeti, Rusya’nın fırsatçılığı, Muhalefetin tutumu, Osmanlı komutanlarının rekabet ve anlaşmamazlıklardan ders çıkaracak olursak;
1.Batı, Papalık makamını nasıl kullanıyorsa biz de hilafet makamını kullanmalıyız. Sultan Abdülhamit Han gibi…,
2.HDP’nin içinde olacağı bir blok oluşturmalı ve Batı’ya karşı milli dil kullanmalıyız. HDP aynı milli dili kullanmamakta ısrar ediyorsa HDP yöneticilerinin tutumuna iktidar ve muhalefet birlikte gerekeni yapmalıdır.
3.Kabadayılıkla işler çözülmez. İncirlik üssü ucuza harcanacak şekilde akıl vermekten ve tahrikten uzak durmalıyız.
4.Tahriklere kapılmadan cevap vermeliyiz ve oyunu kurallarına göre oynamalıyız….
Selam ve saygılarımla…
[1] Zeytun, Osmanlı Devleti zamanında Maraş Sancağına bağlı bir kazaydı.