İlk iki yazıda 14 Mayıs 2023’te yapılacak CB ve MV seçimlerinde, yapılabilecek hile ve oy kaydırmalarını belge- yer göstererek anlatmaya çalıştık.
Alınması gereken önlemleri ve “Seçim ve Sandık Güvenliğinin” nasıl sağlanacağını, yani çözüm önerilerimizi de yazdık.
Anayasaya göre seçimin sağlıklı ve doğru yapılmasının baş sorumlusu YSK’dır.
Seçimdeki gizli gerçekleri, sadece TV’lerdeki cahil medya maymunlarından öğrenen vatandaşlarımız da böyle düşünür!
Fakat bizler gibi, ömrü parti içi seçimler-Yerel Seçimler-Genel Seçimler ve Referandumlarda geçmiş siyasetçiler, seçimin arka planında olanları, olabilecekleri net olarak görürüz.
Türkiye’de yapılan seçimlerde, “Seçim sonuçlarına etki edebilme sırası” şöyledir.
Birinci derecede, İçişleri Bakanlığı bulunur. İçişleri Bakanlığında seçime baştan sona etki edebilecek kuruluşlar şunlardır;
-Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Gen. Md. -Göç İdaresi Başkanlığı -Emniyet Gen. Md.
-Bilgi Teknolojileri Gen. Md. -AFAD -Jandarma Gen. Kom.
İkinci derecede, Adalet Bakanlığı gelir.
-Bilgi İşlem Gen. Md. -HSK -İlçe, İl Seçim Kurulu Başkanlıkları- SEÇSİS Seçim Merkezi
Aziz Türk Milleti;
2002 öncesi seçimlerden 3 ay önce İçişleri-Adalet-Ulaştırma Bakanları istifa ederler, yerlerine “Bağımsız” kişiler Bakan olarak atanırdı. Kanun koyucunun amacı, seçimlerde hile yapılmaması ve Türk Milletinin İradesinin DOĞRU olarak sandıktan çıkmasını sağlamak idi.
AKP, sandığa ve seçim sonuçlarına müdahale edebilmek için bu yasayı değiştirdi.
Tıpkı, Başbakanlık Teftiş Kurulunu- Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulunu- Maliye Teftiş Kurulunu ve Bakanlıkların Teftiş Kurullarını ya kaldırdığı ya da işlevsiz hale getirdikleri gibi!
İktidar Partisi neden seçime doğrudan etki edebilecek Bakanlarını yerinde tutar? Neden denetim kurullarını kaldırır? Rahatça çalabilmek için olabilir mi?
Türk Milletinin Merkez Bankasını boşaltan, parasını ve malını çalan bir iktidar, Türk Gençlerinin sınav sorularının FETÖ tarafından çalınmasına izin veren, hırsızlıklara ortak olan bir iktidar, sandığa giren oyları değiştirmekten çekinir, utanır mı?
Ve tüm bunlar, Muhalefet Partilerinin, itiraz etmeyerek direnmeyerek, dolaylı desteğiyle olmadı mı?
Aynı muhalefet partileri şu an dahi “Biz tedbirlerimizi aldık, sandıklara sahibiz, herkes oyuna sahip çıksın” diyerek Türk Milletini aldatmıyor mu?
Süleyman Soylu’ya güvenebilir misiniz?
Sedat Peker’in ve şimdi de Muhammed Yakut adlı “Organize Suç Örgütleri” liderlerinin Soylu hakkında söylediklerini anımsatalım!
Sedat Peker; “Ulan Süslü Sülo, sana tasma takıp öyle dolaştıracağım!”
Muhammed Yakut; “Hokkabaz-Çete-Kokaincilere sahip çıkan kişi!”
Mafya Reisleriyle, bu kadar içli dışlı olmuş, makamında “Suç Örgütü Reisleriyle onlarca fotosu” olan birine, siz güvenebilir misiniz?
7-9 yaşlarındaki çocuklara tecavüz eden ve Yerel Mahkeme tarafından 60 yıl hapse mahkum edilmiş bir Tarikat Reisi için Yargıtay’da “Çocukların rızası vardı” diye şahitlik eden ve yobazın serbest bıraktıran birine güvenebilir misiniz?
Elbette ki güvenmezsiniz. DOĞRU Parti olarak bu iki kişiye hiç güvenmediğimizi defalarca haykırdık.
Ama ne Ana Muhalefet Partisini ne de İyi Partiyi ikna edemedik!
Bu kadar ilgisizliği, ne ile izah edecekler acaba?
Muhammed Yakut şu korkunç iddiada da bulundu;
“15 Temmuz bir tiyatrodur. 252 vatandaşımızı bilerek öldürdüler. Bunun kasetlerini açıklayacağım. Davutoğlu ve Babacan gerçeği biliyorlar!”
Davutoğlu ve Babacan!
Bu konu ile ilgili olarak dosyanız bizde de hazır. DOĞRU Parti olarak sizi yargılatacağız. Kasetleriniz çıkmadan, içinizde bir parça insanlık, biraz görev ahlakı ve Allah korkusu kaldı ise çıkın açıklayın. Susarak, görmezden gelerek,
252 vatandaşımızın ve canlı-canlı kafaları kesilerek öldürülen ASKERLERİMİZİN cesetlerine basarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı makamına oturamazsınız!
Sizleri orada oturtmayacağız. İstikamet Silivri, marş - marş…
Sağlık ve başarı dileklerimle 19 Nisan 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı