Dostlarım bilir. Kendimden ailemden bahsetmekten hoşlanmam.
Ama seçimlere iki gün kaldı.
Erdoğan’ın gerçek Demokrat Partiyi istismar edip, “MERKEZ SAĞ OYLARI” tekrar almasını önlemek için bugün yazacağım.
İzmir’in Evladı Yılmaz Özdil’in “Mavi Gözde bir elem katresi” adlı yazısını aşağıdaki linke tıklayarak mutlak okuyunuz. Ne demek istediğim çok daha iyi anlaşılacaktır.
https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/mavi-gozde-bir-elem-katresi-7345576/
Ben, “Küçük Menderes” lakaplı 1957 İzmir Mebusu, DP Parti Meclisi Üyesi, Eczacı Kemal Serdaroğlu’nun 6 çocuğundan biriyim. Babam 33 yaşında MV oldu, önce idama daha sonra 8 ayı hücre cezası olmak üzere ömür boyu hapse mahkum edildi. Yaklaşık 6 yıl sonra babamıza kavuştuk!
Serdaroğlu, 1960 Askeri Darbesinden sonra tutuklandı ve her DP’li gibi hakkında araştırma yapıldı. Makine Kimya Enstitüsü kayıtlarında bulunan Serdaroğlu adına kesilmiş faturada, binlerce tabanca ve hafif otomatik silahın, Serdaroğlu’na ve DP Antalya MV’i Sadık Erdem’e teslim edildiği yazıyordu.
Bizlerin neler çektiğimiz önemli değil. Ama babam “Bu silahlar nerede” diye çok acı işkencelere maruz kaldı. Gece yarısı beline urgan bağlanıp, saatlerce Yassıada çevresinde dolaştırıldı. Saçlarını sıfır numara kazıyıp, canlı fareyi üzerine tas kapatarak, başında uzun süre tutuldu, yüksek ışık altında diz altlarına top mermisi konup, omuzlarına birer asker oturtuldu. Rahmetli babam, silahların nerede olduğunu söylemesine rağmen, dinlemeyip işkencelere devam ettiler.
Bu arada Yargıç Salim Başol Başkanlığında kurulmuş özel mahkeme, hiçbir yolsuzluğu olmayan, “Tahkikat Komisyonuna” da karşı çıkıp oy vermeyen Serdaroğlu’nu ÖNCE İDAMA sonra da “Ömür Boyu Hapse” mahkum etti.
Gençler bilmez. 27 Mayıs Darbesi, “Emir ve Komuta” içinde yapılmış bir darbe değildi. 38 kişilik askeri cunta darbeyi yapmıştı. İçinde Yüzbaşı Muzaffer Özdağ gibi (Ümit Özdağ’ın babası) olan da vardı, Alpaslan Türkeş gibi Albay da vardı. Komite sonradan içinden 14 kişiyi de dünyanın dört bir yanına sürdü.
Milli Birlik Komitesi, dönemin Genel Kurmay Başkanı Rüştü Erdelhun’u yaka paça Yassıada’ya atmış, 1400 üst düzey komutanı, Askeri İstihbaratçı ve MİT üst düzey yöneticilerini anında ihraç etmişti. Bunların bazıları silahların nerede olduğunu biliyorlardı. Korkudan konuşamadılar.
Gerçek şudur;
Rahmetli Dışişleri Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatını (TMT) kuran, fikir babası olan kişidir. Bayar ve Menderes’in emriyle Kıbrıs Türklerinin kendilerini Rum Çetelerine karşı korumaları için çok sayıda silah TMT’ye gönderilmiş ve iki bölgeden adaya çıkarılmış ve Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş komutasındaki Türklere teslim edilmiştir. Silahların parası “Başbakanlık Örtülü Ödeneğinden” ödenmiştir. Silahların MKE’den çıkışı sırasında Serdaroğlu ve Erdem’e fatura edilmiş ve silahlar iki MV’nin eşliğinde Kıbrıs’a götürülmüştür.
1959 yılında iki bölgeye MV’nin isimleri verilmiştir. Bugün Kıbrıs’ta “Serdarlı ve Erdemli” adında iki Belediyesi olan beldeler vardır…
Aziz Türk Milleti;
Darbe sonrası, tek taraflı propaganda ile DP’liler Türk Milletine “Türkiye’yi ABD’nin kucağına oturtan, İrticaya geçit veren, ezanın Türkçe okunmasını yasaklayan dinciler olarak tanıtıldı.
Gerçek şu idi; “ABD ile yapılan antlaşmalar, 14 Mayıs 1950’de iktidar olan DP’den önceki yönetim tarafından imzalanmıştır. Kore’ye asker gönderilmesi bile, DP iktidarından önce yasaya bağlanmak istenmiştir.
Ezan’ın Arapça okunması yasağı da DP ve CHP Milletvekillerinin ortak kararıyla kaldırılmıştır.
Bu tek taraflı propaganda ile Kurtuluş Savaşımızın Galip Hocası olan Bayar ve Atatürk tarafından TBMM’ye sokulan, ikisi de “İstiklal Madalyası” sahibi Menderes’i ve DP kadrolarını gönüllerine yerleştiren çok büyük bir kitle yıllarca sürecek bir gönül kırıklığı yaşadı, hala yaşanıyor.
Erdoğan, utanmadan bu kitleyi sahiplenmek cinliğini gösterdi.
Esasında DP ve bu kitlenin tamamının yani mütedeyyin kitlenin AKP ile hiç alakası yoktur.
DP’liler, HIRSIZ değildi. “Darbe Mahkemesi” tarafından yargılanmışlar ve bir tane bile yolsuzluk olayı çıkmamıştır.
Mütedeyyin Kitle her seçimde, “Devlet Adamları” Bayar-Menderes-Demirel çizgisindeki “MERKEZ SAĞ” partilere oy vermiştir. Merkez Sağ, Türkiye’nin çimentosudur. Merkez Sağ, Erdoğan tarafından Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu’ya parçalattırılmış ve bu oylara Erdoğan çökmüştür.
Bizler, yaşadığımız acıları kalplerimize gömdük ve ne devletimize ne ordumuza en ufak bir sitemimiz bile olmadı. Olmaz da! Üzerimizden tank geçse de, o tank Türk Devletinin tankıdır, der güler geçeriz! Demokrasi uzun bir yoldur ve cesur insanların bedel ödemeleriyle güçlenir.
Gelelim Erdoğan’ı asla affetmemek konusuna!
DOĞRU Parti önümüzdeki yerel seçimlere kadar gelişecek ve “Merkez Sağ” oyların tamamını alacaktır.
ERDOĞAN, bizlerin yani gerçek DP’lilerin hatıralarını kirletti.
Yaşamı boyunca paradan ve güçten başka bir şey düşünmeyen Erdoğan, TOBB Başkanı olan has adamı ile birlikte, bizler için sevdiklerimizin anıları ile dolu Yassıada’yı, kumar ve fuhuş merkezine çevirdi.
Bu yüzden, TC Başbakanını, Dışişleri Bakanını, Maliye Bakanını astıran, milletvekillerini zindanlarda çürüten mahkemenin başkanı Salim Başol’u belki affedebilirim ama, anılarımızı kirleten Erdoğan’ı asla affetmeyeceğiz…
Bayar-Menderes-Demirel ekolünden gelen değerli dostlarım ve çocukları!
28 Mayıs’ta Erdoğan’a verilecek her oy, bu yolda verdiğimiz şehitlerimizin aziz ruhlarını acıya boğacaktır. Lütfen bu seçimde Erdoğan’a oy vermeyin ve tekrar demokrasinin yolunu açmak için Sayın Kılıçdaroğlu’na oy verin.
Takdir ve karar sizlerindir…
Sağlık ve başarı dileklerimle 26 Mayıs 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı