İktidarda veya bürokraside karar mevkiinde bulunanlar hata ypamazlar mı?
Yapılan hata ülkenin temel değerlerini, anayasayı, siyasi ahlakı, kişi hak ve özgürlüklerini zedelemiyorsa ve tekrar edilmiyorsa “Hata” olarak kabul edilebilir. Denetim organları ve toplum tarafından belki bağışlanabilir.
Örnek verelim;
C. Savcısı, bir soruşturma için sizi ifadeye davet eden yazısında, adresinizi yanlış yazması nedeniyle siz savunmanızı zamanında yapmamış olursunuz! Fakat Savcılık daha sonra bunu düzeltirse ve sizden özür dilenirse, bu tutum bir “Hata” olarak kabul edilebilir!
Fakat, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı çok sayıda tutuklunun bulunduğu bir davada (Biri seçilmiş Milletvekili) , Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderdiği tebliğnamede, iddia ettiği tarihte herhangi bir ölüm gerçekleşmediği halde, tutukluları, ölüme sebebiyet verecek olayları çıkarmakla suçlarsa, bu hata olmaz! Sonuçta, insanların özgürlüklerini yok edecek derecede korkunç bir yanlışı yapan Başsavcı bu yaptığını suçladığı kişilere ve kamuoyuna açıklamak zorundadır. Eğer böylesine ciddi hatalar tekrarlanmaya devam edilirse, bunu adı Hukuka İhanet olur ve hesabı sorulur.
Bir başka örnek;
Suriyeli-Afgan-Afrikalı sığınmacılar, AKP Hükümet yetkililerinin bir emperyalist plan çerçevesinde bilerek, planlayarak para karşılığı ülkemize kabul edildiler. Sınırlarımızdaki mayınlı alanlar planlanarak temizlenmiş, güvenlik güçlerine “Dokunmayın” emri verilmiş ve 13 milyon sığınmacı, Türk Milletinin sırtına yüklenmiştir.
Türk Milletine bu kötülüğü yapan ve mutlaka yargılanması gerekenler şunlardır;
Erdoğan-Binali-Davutoğlu-Babacan-Fidan-Akar!
Türk Devletinde, iktidar sahipleri kaynağı belli olmayan 1 TL alamaz.
Türk Devletinde, iktidar sahipleri, bütçe fasıllarında yeri olmayan, makbuz-fatura-harcama belgesi olmayan 1 TL harcayamaz.
Sığınmacılar için başka ülkelerden kaç milyar dolar alındığını ne Türk Milleti, ne TBMM, ne Bakanlar, ne Milletvekilleri, ne de bürokratlar bilmiyor!
Erdoğan birgün “Sığınmacılara 50 Milyar Dolar harcadık” diyor, başka bir gün “80 Milyar Dolar harcadık” diyor. Peki nerede harcama belgeleri? Babanızın parası olsa böyle harcayamazsınız!
Sonuçta, 13 Milyon “Demografik Bomba” 81 şehrimize yayıldı.
Son Genel Seçimde kaç tanesinin seçmen yazılıp oy kullandırıldığını ne YSK biliyor, ne de muhalefet partileri! Yarın düğmeye basıldığında, bu sığınmacıları İslam Ümmetinin silahlı askerleri olarak karşınızda göreceksiniz.
Ya onlar sizi öldürecek, ya da siz onları. Tabii ki yapacak gücünüz varsa!
John Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Ekonomi Profesörü Steve Hanke, “Dünya Sefalet Endeksini” yayınladı.
Dünyanın en sefil ülkesi Zimbabve oldu!
Türkiye ise 157 ülke arasında 10’ncu sıradaki en sefil ülke oldu!
Tabii ki bu sefaletimizin, rezaletimizin sorumlusu Erdoğan-AKP ve Ortaklarıdır. (Bunun sebepleri ayrı bir yazı konusudur)
Bu listede Suriye de var! Bu sene Suriye’nin durumu bizden daha iyi bir sırada olacak. Nasıl olmasın ki? Milyonlarca kaçağı, teröristi, Türkiye’ye sürdüler, kendileri rahatladı!
Altında milletçe ezildiğimiz zamların, hayat pahalılığının birinci sebebi, Erdoğan’ın kabul ettiği fakat ceremesini Türk Milletinin sırtına yüklediği sığınmacılardır.
Anadolu’da buna ne derler bilir misiniz?
Tırnağı yok kaşınmaya ama, tahtırevanla gider s.çmaya!
Çoklu ve üst üste yapılan bu hatalar, dünyanın en kıt akıllı insanları tarafından bile yapılamaz.
Bunun adı düpedüz, Türk Devletine ve Türk Milletine ihanettir.
“Neden böyle yapıyorlar” sorunuza Büyük Atatürk yanıt versin;
“İhanetin nedeni olmaz. İhanetin bedeli olur ve o bedel birgün mutlaka ödetilir.”
“Nasıl ödetilir” sorusunun yanıtı ise, Ancak Türk Milletinin kaderine el koymasıyla ödetilir.
Şu an TBMM’deki partilerle hiçbir şey olmaz. Onların şimdiki görevleri; Önce Büyükşehir Belediyelerini, sonra da tüm ülkeyi AKP’ye teslim etmek ve sonra istifa etmektir… Uyansak mı artık?
Sağlık ve başarı dileklerimle 10 Temmuz 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı