Çanakkale Haber

Dr. İzzet Akın TÜTÜNCÜLER
Köşe Yazarı
Dr. İzzet Akın TÜTÜNCÜLER
 

ÇÖZÜMÜ İSTEMEK

                                                               ÇÖZÜMÜ İSTEMEK                  Çok da eski olmayan bir zamanda ve çok da uzak olmayan bir ülkede, o ülkenin en büyük şirketlerinden birisinde, çok tecrübeli ve birbirinden başarılı mühendisler çalışıyormuş. Bu büyük şirketin de her büyümeyi başarmış şirket gibi bir de  yöneticisi varmış. Şirket yöneticisi şirketin sahiplerince istenen hedefleri tutturduğu için çok başarılı bulunuyormuş. Ama gelin görün ki şirket çalışanları bu yöneticiden yaka silkmiş durumdaymış. Uzun yıllar yurtdışında yöneticilik yapmış bu zatın türlü gıcık huyları varmış var olmasına da, bir tane huyu tüm mühendislerin dengesini alt üst ediyormuş.                  Şirket çalışma alanı gereği saha görevleri çok olan bir şirketmiş.  Yöneticimiz iş için yanına mühendis arkadaşlarından birkaçını alıp her dışarı çıktığında, şirket gideri olarak harcanacak çok büyük olmayan meblağlarda harcamaları karşılamak için, her seferinde  kredi kartı çıkarırmış cüzdanından, her seferinde de “ne demek burada kart geçmiyor” diyerek söylenip yanındakilere dönüp: “ çocuklar biriniz verin de ben bana hatırlatın bordronuza ekleteyim” dermiş. Her gün patronla dışarı çıkan mühendislerden birisine kaçan bu hesap işi ciddi anlamda mühendislerin canını sıkıyormuş. Ama hiçbir mühendis de patrona maaşıma bu cüzzi meblağları ekleyin demeyi göze alamıyormuş. Örneğin bir otopark parası, bir çorba parası ya da üç-beş çay parası gibi küçük miktarları kimse gururuna yedirip muhasebeden isteyemese de damlaya damlaya büyük yekünlere varan bu miktar, mühendislerimizin canını çok sıkıyor iş huzurunu bozuyormuş. Bir diğer neden de yöneticinin bu mühendislerimize kendilerini böyle yaparak vale gibi hissettirmesiymiş. Bu durumu kendi aralarında sürekli konuşuyorlarmış. Bir tanesi "geçen ay günde altı çaydan yüz yirmi çay parası verdim" derken bir başkası "ben de yirmi kez otopark parası "verdim  diye homurdanıyormuş bir diğeri ise "görmemiş bu adam ya! Kredi kartını gösterip duruyor, otoparkta kart geçmeyeceği belli değil mi" diye söyleniyormuş. İyice kendini enayi gibi hisseden bir diğer mühendis ise  “adam para yerine yanında mühendis taşıyor halimize bak” diyerek kendini ve arkadaşlarını her seferinde daha da körüklüyormuş. Günler günleri kovalarken ne bizim görmemiş yöneticimiz kart sevdasından vazgeçmiş ne de büyük mühendislerimiz sürekli ceplerinden şirket gideri ödemekten kurtulmuş. Kendilerini rahatlatmak için de  yöneticinin arkasından sürekli “ukala, kendini beğenmiş, ABD görünce adam sanıyor kendini, belediye tuvaletinde kart mı geçer, bir gün kartla gazete aldım, paran yoksa mühendisin de mi yok” diye birbirlerine takılıyorlarmış.  Bu süre zarfında bir mühendisimiz direk şirketin patronuna gidip yöneticiyle anlaşamadığını söyleyerek istifa etmiş bir başka mühendisimiz de o ana kadar yöneticinin arkasından konuştukları her şeyi gidip adamın suratına haykırmış ve “rahatlayarak istifa ediyorum şimdi” diyerek dilekçesini vermiş. Ne gidenler yüzünden şirket batmış ne de patron açıp yöneticiye “ne oluyor orada” diye telefon etmiş. Sormamış çünkü şirketin karlılığı gayet iyiymiş. Sadece boşalan kadrolara yeni mühendis alınması için konuşmuşlar.                   Kısa bir süre sonra genç ve ülkenin çok kaliteli bir okulundan yeni mezun bir mühendis başlamış ofise. Daha geldiği ilk günden itibaren  tüm iş arkadaşı abileri kendisine yöneticiyi kötülemeye başlamışlar. Bizim yeni mühendisimiz bu konuda her iki tarafı da dinlemek gerektiğini düşünerek kendini daha fazla tutamayarak yöneticiyle bu konuyu konuşmak için odasına girmiş: “yönetici bey geleli bir hafta oldu ama ciddi bir problemimiz olduğunu hissettim, sizinle bu konuyu paylaşmak istiyorum” “evet dinliyorum birazdan sahaya çıkıcaz senle beraber yolda da konuşuruz hazırlan istersen” “tam olarak da bu saha gezileri sırasındaki harcamaları mühendis arkadaşların ödemesi ve miktarların birikmesi alamadıkları ile ilgili konuşmak istediğim” “hiç birisi miktarları yazıp muhasebeye ay sonunda vermedi ne yapabilirim? Sana mı söylettiriyorlar yoksa?” “hayır da alamadıkları paraları ve sizin her seferinde para lafı geçince kredi kartı çıkarmanız canlarını çok sıkıyor ve iş huzuru bozuluyor galiba” “iyi de oğlum geçen ay istifa etti biri o bile bunları söylemedi şahsıma hakaret etti gitti” “öfkeli anımızda demek istediklerimizi yanlış aksattırabiliyoruz o yüzden ben de sorun yaşamadan sizle konuşmak istedim” “ölsem para taşımam öneriyle gel zamanımı alma” “evet önerim şu bir para havuzu oluşturalım sahaya çıkarken oradan nakit para alınsın giden ekibin de adı yazılsın?” “süper fikir! Al şu kredi kartını hemen para çek ve bir kasa koyun yanına da bir defter”   Genç mühendis sadece bir kez ve son kez göreceği kredi kartını alıp sorunu çözmenin huzuruyla arkadaşlarına durumu anlatmak için odadan çıkmış.              
Ekleme Tarihi: 14 Ekim 2015 - Çarşamba
Dr. İzzet Akın TÜTÜNCÜLER

ÇÖZÜMÜ İSTEMEK

                                                               ÇÖZÜMÜ İSTEMEK

                 Çok da eski olmayan bir zamanda ve çok da uzak olmayan bir ülkede, o ülkenin en büyük şirketlerinden birisinde, çok tecrübeli ve birbirinden başarılı mühendisler çalışıyormuş. Bu büyük şirketin de her büyümeyi başarmış şirket gibi bir de  yöneticisi varmış. Şirket yöneticisi şirketin sahiplerince istenen hedefleri tutturduğu için çok başarılı bulunuyormuş. Ama gelin görün ki şirket çalışanları bu yöneticiden yaka silkmiş durumdaymış. Uzun yıllar yurtdışında yöneticilik yapmış bu zatın türlü gıcık huyları varmış var olmasına da, bir tane huyu tüm mühendislerin dengesini alt üst ediyormuş.

                 Şirket çalışma alanı gereği saha görevleri çok olan bir şirketmiş.  Yöneticimiz iş için yanına mühendis arkadaşlarından birkaçını alıp her dışarı çıktığında, şirket gideri olarak harcanacak çok büyük olmayan meblağlarda harcamaları karşılamak için, her seferinde  kredi kartı çıkarırmış cüzdanından, her seferinde de “ne demek burada kart geçmiyor” diyerek söylenip yanındakilere dönüp: “ çocuklar biriniz verin de ben bana hatırlatın bordronuza ekleteyim” dermiş. Her gün patronla dışarı çıkan mühendislerden birisine kaçan bu hesap işi ciddi anlamda mühendislerin canını sıkıyormuş. Ama hiçbir mühendis de patrona maaşıma bu cüzzi meblağları ekleyin demeyi göze alamıyormuş. Örneğin bir otopark parası, bir çorba parası ya da üç-beş çay parası gibi küçük miktarları kimse gururuna yedirip muhasebeden isteyemese de damlaya damlaya büyük yekünlere varan bu miktar, mühendislerimizin canını çok sıkıyor iş huzurunu bozuyormuş. Bir diğer neden de yöneticinin bu mühendislerimize kendilerini böyle yaparak vale gibi hissettirmesiymiş. Bu durumu kendi aralarında sürekli konuşuyorlarmış. Bir tanesi "geçen ay günde altı çaydan yüz yirmi çay parası verdim" derken bir başkası "ben de yirmi kez otopark parası "verdim  diye homurdanıyormuş bir diğeri ise "görmemiş bu adam ya! Kredi kartını gösterip duruyor, otoparkta kart geçmeyeceği belli değil mi" diye söyleniyormuş. İyice kendini enayi gibi hisseden bir diğer mühendis ise  “adam para yerine yanında mühendis taşıyor halimize bak” diyerek kendini ve arkadaşlarını her seferinde daha da körüklüyormuş. Günler günleri kovalarken ne bizim görmemiş yöneticimiz kart sevdasından vazgeçmiş ne de büyük mühendislerimiz sürekli ceplerinden şirket gideri ödemekten kurtulmuş. Kendilerini rahatlatmak için de  yöneticinin arkasından sürekli “ukala, kendini beğenmiş, ABD görünce adam sanıyor kendini, belediye tuvaletinde kart mı geçer, bir gün kartla gazete aldım, paran yoksa mühendisin de mi yok” diye birbirlerine takılıyorlarmış.  Bu süre zarfında bir mühendisimiz direk şirketin patronuna gidip yöneticiyle anlaşamadığını söyleyerek istifa etmiş bir başka mühendisimiz de o ana kadar yöneticinin arkasından konuştukları her şeyi gidip adamın suratına haykırmış ve “rahatlayarak istifa ediyorum şimdi” diyerek dilekçesini vermiş. Ne gidenler yüzünden şirket batmış ne de patron açıp yöneticiye “ne oluyor orada” diye telefon etmiş. Sormamış çünkü şirketin karlılığı gayet iyiymiş. Sadece boşalan kadrolara yeni mühendis alınması için konuşmuşlar.

                  Kısa bir süre sonra genç ve ülkenin çok kaliteli bir okulundan yeni mezun bir mühendis başlamış ofise. Daha geldiği ilk günden itibaren  tüm iş arkadaşı abileri kendisine yöneticiyi kötülemeye başlamışlar. Bizim yeni mühendisimiz bu konuda her iki tarafı da dinlemek gerektiğini düşünerek kendini daha fazla tutamayarak yöneticiyle bu konuyu konuşmak için odasına girmiş:

“yönetici bey geleli bir hafta oldu ama ciddi bir problemimiz olduğunu hissettim, sizinle bu konuyu paylaşmak istiyorum”

“evet dinliyorum birazdan sahaya çıkıcaz senle beraber yolda da konuşuruz hazırlan istersen”

“tam olarak da bu saha gezileri sırasındaki harcamaları mühendis arkadaşların ödemesi ve miktarların birikmesi alamadıkları ile ilgili konuşmak istediğim”

“hiç birisi miktarları yazıp muhasebeye ay sonunda vermedi ne yapabilirim? Sana mı söylettiriyorlar yoksa?”

“hayır da alamadıkları paraları ve sizin her seferinde para lafı geçince kredi kartı çıkarmanız canlarını çok sıkıyor ve iş huzuru bozuluyor galiba”

“iyi de oğlum geçen ay istifa etti biri o bile bunları söylemedi şahsıma hakaret etti gitti”

“öfkeli anımızda demek istediklerimizi yanlış aksattırabiliyoruz o yüzden ben de sorun yaşamadan sizle konuşmak istedim”

“ölsem para taşımam öneriyle gel zamanımı alma”

“evet önerim şu bir para havuzu oluşturalım sahaya çıkarken oradan nakit para alınsın giden ekibin de adı yazılsın?”

“süper fikir! Al şu kredi kartını hemen para çek ve bir kasa koyun yanına da bir defter”

 

Genç mühendis sadece bir kez ve son kez göreceği kredi kartını alıp sorunu çözmenin huzuruyla arkadaşlarına durumu anlatmak için odadan çıkmış.

         

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.