ÇAĞIMIZIN DON KİŞOTU
Anadan yok babadan yok, ömrü fakirlik içinde geçti.
Kaliteli eğitim yok, kendini yetiştirmek yok, aileden çevreden görgü yok.
Doğru düzgün bir iş yok, ev yok, bark yok.
Ne zamana kadar? Ta ki önce belediyeye, sonra devlete kapağı atıncaya kadar!
Belediyeden ayrıldığı zaman 1,5 Milyar Doları olduğu yazıldı, itiraz edemedi!
Devlette yükseldikçe zenginleşti, dünyanın en zengin 8 siyasetçisinden biri oldu!
Güç ve para artmaya başladıkça, etrafını saran yağcılar onu pohpohladılar.
Önce, Ortadoğu’nun liderisin dediler.
Yetinmediler, Dünya lideri yaptılar.
Utanmadılar, İslam’ın son Halifesi ilan ettiler.
Allahtan korkmadılar, Peygamber ilan etmeye kalktılar.
En sonunda, Kaçak Saray’da “Çağımızın Selahaddin Eyyübi’si” dediler.
Onu her şey yaptılar ama Türk Milletinin Başbakanı, Cumhurbaşkanı yapamadılar…
Cehalet ve eğitim eksikliği zaman-zaman kontrolünü kaybetmesine sebep oldu!
Kabadayılıkla, herkese bağırmakla partisine ve çevresine etkin oldu.
Sevgi, saygı yerine devlet gücünü kullanarak etrafa korku yayma yolunu seçti.
İdi Âmin kendi seçtiği Bakanını çiğ, çiğ yemişti! Bizimki ise ilk kez Bakan döven, vatandaşına bağıran, kovan ve tokatlayan siyasetçi oldu!
Uluslararası siyaset arenasında deneyimsizliğini, hakaret ederek örtmeye kalktı!
Diplomaside dün söylediğini, ertesi gün inkâr etti. Alay konusu oldu!
Yabancı Devletlerle yapılan ikili görüşmelerde, devlet hafızasının haberi olmadan tutamayacağı sözler verdi, Türk Devletini sıkıntıya soktu.
Kendisine doğruları hatırlatan arkadaşlarını hemen uzaklaştırdı.
Gücü ve zenginliği arttıkça, kibri de arttı! Suçu ve günahı yok saymaya başladı.
Cemaat denen illegal yapıyı devlete soktu. 12 sene beraber iş tuttu.
Ne zaman Cemaat, inkâr edilemeyecek gerekçeler ve gerçek delillerle yolsuzlukları, hırsızlıkları kamuoyuna açıkladı, onları terör örgütü ilan eti.
Yargıyı baskılayarak, insanların mallarına el koydu. Kendisine karşı olanları hapse attırdı. Kendi sözünü, kendi sesini inkâr etti, montaj dedi.
Türk Milleti diyemedi, PKK Narko-Terör örgütüne hep şaşı baktı.
Ülke, terör örgütlerinin bomba-silah deposu haline getirildi.
Atatürk ve İnönü’ye “iki ayyaş” dedi onlardan nefret etti! Barzani’yi -Talabani’yi-Şivan Perver’i pek sevdi, onlarla şarkılar söyledi!
Güneydoğu bölgesinin, eğitim yapılamaz, sağlık hizmetleri alınamaz, sokağa çıkılamaz hale gelmesine yıllarca göz yumdu.
Tarihin en büyük “Korku içgöçünü” yaşattı.
Kibri o kadar arttı ki, çevremizdeki tüm komşularla kavgalı hale geldik.
Irak-Suriye-İran- Rusya-Mısır-Libya ile diplomatik ilişkilerimizi kopardı.
Bu ülkeler ile iş yapan binlerce işadamımız battı!
Eyy Bademler siz adamı nereye yakıştırırsanız yakıştırın, nasılsa hayal görmek bedava! Amma Demokratik rejimle yönetilen ülkelerde adamınızın yeni ismi “Don Kişot” oldu. İnanmıyorsanız yabancı basını dikkatle izleyin.
Devlet Adamları içinde, yel değirmenlerini canavar sanıp, saldıran var mı?
Dinimizce en büyük günahlardan sayılan o kibir yok mu?
İşte o dizginleyemediğiniz kibir sizi yeyip bitirecek…
Sağlık ve başarı dileklerimle 25 Aralık 2015
Rifat Serdaroğlu