TESBİH KARDEŞLİĞİ
Şaşkın ördek suya, başı yerine kıçıyla dalar! Her seferinde canı yanar ama şaşkın olduğu için, aynı hatayı sürekli olarak tekrar eder…
“Gerekirse her gün onlarca şehit veririz” diyen Kefenlerin Efendisi, açılım sürecinin adını önce, “Milli Birlik ve Beraberlik Projesi” sonra “Kardeşlik Projesi”- daha sonra “Kobani Kardeşliği” en sonunda da “Mastır Plan” olarak koymuştu!
Toledo Ahmet; Mastır plan adını beğenmeyip mastıra, hastir dedi ve
“Birlik Huzur ve Demokrasi Eylem Planı” adını koydu. Bu da tutmazsa sırada “Amedspor Projesi” var, o da olmazsa en sonunda herkesin hayran kalacağı ve hah şimdi oldu, diyeceği bir isme sıra gelecek; “Tespihlerin Kardeşliği”…
Düşünebiliyor musunuz, tespih taşıyan herkes kardeş olacak!
Namazında niyazında Allah rızası için ibadetini yapanlar, gösteriş olsun diye tespih taşıyan yandaş ihaleciler, ellerindeki tespihi fır-fır döndüren mahalle bitirimleri, sıkıntısını tespihle paylaşan emekliler, cübbeliler, sarıklılar, takkeliler, kravatlı Cemaatçiler hepsi ama hepsi kardeş olacaklar!
Yani tüm Müslümanlar kardeş olacak, PKK-IŞİD-El Kaide gibi terör örgütlerinin, tamamı pişman olup tövbe edecekler ve terör bitecek!
Diyelim ki, PKK’lı keskin nişancı bir askerimizi veya bir polisimizi ateş edip öldürecek, asker veya polisimiz elindeki tespihi bir sallayacak, hoop PKK’lı kardeş olduklarını anlayıp, öldürmekten vaz geçecek!
Bu muhteşem buluşun sahibi Toledo Ahmet bakın kafasındaki Tespih Kardeşliğini nasıl anlatıyor;
“Sol tarafımda bir Mezopotamyalı Kürt çocuğu Mehmet Şimşek, sağ yanımda Batı Trakya’dan bir Rumeli çocuğu (Ben Türk değilim, demişti) Sağlık Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu oturuyor. Arkamda Karadeniz’den bir başka vatan evlâdı Numan Kurtulmuş! (Doğrusu Karun Numan olacak) Allaha çok şükür ki, işte Mezopotamya- Anadolu-Balkan çocukları birleşti, işte Türkiye’nin harmanı bu!”
Bademlerin beyinlerinde “Türk-Türk Milleti” karşıtlığı mikrobu vardır ve kalıtımsaldır. Tarihin belli dönemlerinde ortaya çıkar, tahribatını yapar, sonunda Türk Milletinin sillesini yer ve tekrar çıkmak üzere yeraltına kaçar.
Bir Başbakan Türk Milleti demekten çekinir ve yerine “Türkiye’nin Harmanı” derse, Türk Milletinin kendini bilen hangi ferdi, onu Başbakan olarak kabul eder?
Terörle mücadelede, İslam Kardeşliğine sığınmak ve çözüm olarak göstermek aptallığın dik alasıdır.
Bugün öldürülen her 10 Müslümanın 9’u yine Müslümanlar tarafından öldürülmektedir. Bırakın kardeşliği, birbirleriyle normal insani ilişki bile kuramamışlardır!
Dünyada, halklarının büyük çoğunluğu Müslüman olan 63 ülke var.
63 Müslüman ülkeden, Müslüman KKTC’yi tanıyan BİR tane ülke var mı?
Hz. Peygamberin vefatından 250 yıl sonra, güç ve para için ortaya çıkan mezhep, tarikat, cemaatler Müslümanların birliğini paramparça etmedi mi?
Orta veya Doğu Anadolu’da küçücük bir ilçeye gidin, orada belli tarikatların ve cemaatlerin zavallı Müslümanları nasıl ayrıştırdıklarını görebilirsiniz.
Bunlar birbirlerinin Camilerine gitmezler, birbirlerine selam vermezler!
Ülke birliği böyle mi sağlanacak?
Ülkede beraberliği, birliği sağlamanın yolu, akıldan-bilimden- demokrasiden ve vatan bilincini yerleştirmekten geçer.
Demokrasimizin standartları, tüm Türk Milleti için en üst seviyeye çıkartılmalıdır. Türk Milleti-Türk Bayrağı-Türk Vatanı-Türk Dili-Türk Demokrasisi ortak değerlerimiz olarak kabul edilmelidir. Bu kabul altında herkes, inancını, etnik kökenini, dilini, kültürünü özgürce yaşamalıdır.
Bunları kabul etmeyen, Türkiye’yi beğenmeyen fakat Barzani denen eşkıyanın kıçının dibine sığınmak isteyenleri, gitmek istedikleri yere göndermek gerekir…
Eyy cahil Badem;
Huşu içinde Allaha yönelen gönüllerin okuduğu duaların kabulü için, abdestli ellerle çekilen o tespihler var ya, işte sizi onlar çarpacak, hem de çok yakında…
Sağlık ve başarı dileklerimle 12 Şubat 2016
Rifat Serdaroğlu