DEVLET REZALETİ Devlet yönetiminde adalet yoksa nizam bozulur. Nizam bozulursa ahlâk da, tüm sistem de bozulur. Bu durumdan maalesef nizamı bozanlar değil, toplum çok zarar görür. Bademler iktidara geldiklerinden bu yana hem Devlet işleyişini hem de Cumhuriyet değerlerini bilerek tahrip ettiler. Akılları sıra her şeyi çok iyi bildiklerini sanıyorlardı! Belediye encümenini yönetmekle, devlet yönetmeyi eşit tuttular. Eski Anayasa Komisyonu Başkanı yeni Cumhurbaşkanı Başdanışmanı bir Profesör ve bir AKP Milletvekili ile televizyonda konuşuyorlar! “Yasama bizim elimizde, Yürütme bizim elimizde, Yargı da bizim elimizde. Mecliste çoğunluğumuz var. Meclisin AK Parti Hükümetini denetlemek gibi bir şeyimiz olabilir mi? Yok böyle bir şey!” Anayasa Hukuku Profesörü olan Burhan Kuzu da bu konuşmayı onaylıyordu! Bu konuşmanın üzerinden günler geçti. Cumhurbaşkanından da, bir AKP yetkilisinden düzeltme, bir açıklama gelmedi! Erdoğan’dan korkularına tek kelime edemediler. Yasama-Yürütme-Yargı ancak dikta rejimlerinde bir kişinin elinde olur. Bir de Erdoğan’ın hayalindeki Başkanlık sisteminde… Rejime, Anayasa’ya, Yasalara karşı yapılmış bir darbe girişimidir bu sözler. Tam bir Devlet Yönetim rezaletidir… Yürürlükte olan Anayasa üzerine yemin etmiş ve seçilmiş olan Erdoğan, “Demokratik Parlamenter” rejimin askıya alındığını, sistemin fiilen değiştiğini söyleyerek bu darbe girişimini destekliyor! Görevi, yetkileri Anayasanın 104. Maddesinde yazılı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, her gün yetkisi dışında emirler vermekte ve “Anayasayı İhlal” suçunu işlemektedir. Cumhurbaşkanı anayasa ve yasaları ihlal suçunu açıkça işledikçe, çürüme aşağıya doğru sürmekte ve “Nizam” dediğimiz devlet düzeni bozulmakta yerini adaletsizlik, kargaşa, hırsızlık, ahlaksızlık almaktadır. Cumhurbaşkanı, maalesef sağlıklı düşünememektedir. Çok sayıda uzman Doktor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın durumunu üzülerek izlemekte ve kendisinde “Narsisistik Kişilik Bozukluğu” teşhisinde birleşmektedirler. Bu, Türk Devletinin ve Türk Milletinin geleceği açısından çok tehlikeli bir durumdur. Her geçen gün kendisini biraz daha fazla özel, eşi bulunmaz, her şeyi bilen, herkesten çok daha önemli, üstün ve seçilmiş ilahi güçlerce vazifelendirildiğini düşündüğünü izlediğimiz Erdoğan’ın rahatsızlığı giderek artmaktadır. Son günlerde “Vatandaşlıktan çıkarma” “toplu infaz”  “Mahallelerin tamamen yok edilmesi” “taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmama” “Ya baş eğeceksiniz ya baş vereceksiniz” gibi Hukuk Devletinde olmayan çok tehlikeli ve suçsuz kişilere de uygulanabilecek konuları dillendirmeye başlaması endişe duymamızı haklı çıkarmaktadır. Erdoğan’ın bu tutumundan etkilenen AKP Teşkilatları da, saldırganlaşmaya başladılar! Lidere şartsız itaat “biat” kültürü ile yetişen AKP’liler, hırsızlık-yolsuzluk-rüşvet-devlet olanaklarını kullanıp usulsüz zenginleşmek, kadın cinayetleri, küçük çocuklara tecavüz olaylarında sağır ve dilsiz rolünü üstlenip sessiz kalan Bademler, kendi Bakanlarının kullandığı bir cümlenin, onlara karşı kullanılması üzerine çılgına döndüler! Siyah çelenk koymalar, konuşmalar vs… Hele kendisi evli ve çocukları varken, sekreterini hamile bırakıp, kızı imam nikâhı ile susturan birinin “Kadın Hakları” konusunda konuşması işe çok trajikomik bir durumdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yardımsever” “Hayırsever” “Rıza Bey” “Türkiye’nin Cari Açığının %15 ini kapatan işadamı” diye nitelediği altın kaçakçısı, ABD’de tutuklu olan Reza Zarrab’ın, “Önüne Yatmak” benzeri başka bir sözü var; Erdoğan’ın Rıza Bey’i diyor ki; “Memur ile O.ospunun bahşişini peşin vereceksin!” AKP’li Bakanlar, rüşveti peşin peşin mi aldılar? Bu, Bademleri rahatsız etmez mi? Rıza Bey’in patronu Babek Zencani ’nin Türkiye’de dağıttık dediği 8,5 Milyar Doları peşin peşin kimler aldılar? Kim bir türlü doymak bilmeyen hırsa sahipse, kim ölüm korkusuyla tir-tir titriyorsa, kim gölgesinden bile korkup binlerce korumayla dolaşıyorsa, o rüşvet paralarının kimlere gittiğini biliyordur.  Ona sorun! Hadi AKP’li hassas ve namuslu milletvekilleri sıkıyorsa sorun…   Sağlık ve başarı dileklerimle 08 Nisan 2016 Rifat Serdaroğlu