KARGADAN BÜLBÜL SESİ ÇIKMAZ Adı AK olan Parti, sürekli eğitim merkezi kurmuş.(AKSEM) Burada gençlere siyaset dersi vereceklermiş! Hayırlısı olsun. İlk dersi doğal olarak Başbakan Serok Ahmet vermiş… “Bizim hareketimiz insanlığı kuşatan kadim bir geleneğin ürünüdür. Ak Parti Türkiye gibi belli bir konjonktürel şartlarda ortaya çıkmış bir yapı değildir. Ak Parti de Türkiye de konjonktüre hapsedilemez. Habil ve Kabil’den bu yana…” (Davutoğlu) Erdemli Hareket’in Ak dört Bakanı, Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet olaylarına karıştıkları için istifa etmek zorunda kaldılar. Bunlardan TOKİ ve Kupon Araziler Bakanı; “Ben ne yaptıysam Başbakan Recep Tayyip Erdoğan istediği için yaptım” dedi… (Gazeteler-TV Yayınları- Zabıtlar-Ses Kayıtları-Görüntüler) “Biz her zaman hakkın-hukukun-adaletin temsilcisi olan bir geleneğin ürünleriyiz. Bakınız, Hazreti İbrahim Nemrut’a niçin karşı çıkmışsa, Hazreti Musa Kızıldeniz’i açan yolu hangi inançla açmışsa ve Nebiler Nebisi Kutlu Doğum Haftasında doğumunu idrak ettiğimiz Hazreti Peygamber Aleyhissalatu ve Sellem hangi tevhit inancıyla yola çıkmışsa, biz de o yolun yolcusuyuz!!! (Davutoğlu) Kendilerinin Hz. Peygamber’in yolunun yolcusu olduğunu söyleyenler, Mahkeme Kararı ile dinlenen ve gerçeklikleri Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenen ses kayıtlarında şöyle konuşuyorlardı; “-Babacığım, dün Sıtkı Bey geldi. İşte transferleri doğru düzgün yapamamışlar. 10 getirdi. (10 Milyon Dolar) *Sakın almasaydın, aldın mı? -Almadım tabi Babacığım. * Herkes gibi o da tamamını getirecek. Yakında kucağa oturur nasılsa... (Gazeteler-TV Yayınları-Zabıtlar-Ses Kayıtları-Görüntüler) “Biz adaleti temsil eden Hazreti Ömer’in o temsil gücünü sadece birbirimize güzel bir örnek olarak aktarmak için okumadık. Biz onu yaşatmak için okuduk. Siyasi ahlâkın esası mahviyettir (alçakgönüllülük) , fedakârlıktır, her şeyiyle kendisini davasına adama, kendisini milletine, vatanına, insanlığa adama düşüncesidir!!! (Davutoğlu) Kendilerine Hz. Ömer’in Adalet yolunu seçtiklerini söyleyenler, Cemaat denen Terör örgütü ile işbirliği yapıp Türk Ordusuna kumpas kurdular. Bu davaların SAVCISI olduklarını ilan ettiler. Türk Ordusunun Genelkurmay Başkanını “Terör Örgütü” kurmakla suçlayıp, suçsuz insanları yıllarca zindanlarda çürüttüler. Meslekten attılar, hayatlarıyla oynadılar, intiharlara sebep olup canlar aldılar. Türkiye Cumhuriyeti Devletini tüm Cumhuriyet tarihince yapılan borcun, üç katı borçlandırıp, Cumhuriyetin tüm eserlerini 67 Milyar Dolara sattılar. Türk Milleti fakirleşirken, borç batağına saplanırken, kendileri dünyanın en zengin siyasetçileri oldular. “Fakir, çalmasını beceremediği için fakirdir” dediler. Bunlarla Adalet arasındaki mesafe, Kuzey kutbu ile Güney Kutbu arasındaki mesafeden daha uzaktır!!! Değerli Okurlar; Hem biat kültürüne inanacaksınız, hem demokratız diyeceksiniz! Hem namus bizim için çok önemlidir diyeceksiniz, hem çalacaksınız! Hem yerli-milli diyeceksiniz, hem Öcalan’ı Türk Devletinin muhatabı yapacaksınız! Hem komşularla sıfır problem diyeceksiniz, hem tüm çevremizi kırıp-dökeceksiniz! Hem özgür basın diyeceksiniz, hem haram para ile yandaş basın kuracaksınız! Bu neye benziyor biliyor musunuz? Kumarhanede basılan Binali’nin oğlunu savunmak uğruna “Bakanın oğlu Kumarhaneye, kumar oynamak için değil ‘Yahu hiç olmazsa üç aylar yüzü suyu hürmetine kumar oynamayın’ demeye gitti diye yazan yandaş basının acınacak haline! Adalet kim, siz kim? Allah çarpacak sizleri… Sağlık ve başarı dileklerimle 23 Nisan 2016 Rifat Serdaroğlu