İHANET / MERHAMET
Bu iki duygu birbiriyle ters orantılıdır.
İhanet ne kadar yakından gelirse, merhamet oradan çok uzaklara kaçar.
Yıllardır Bademlere vermediğimiz ders, anlatmadığımız konu kalmadı.
Her gün bunları uyarmaya çalıştık.
Dedik ki; “Elindeki silahı bırakmamış, insan öldürmekten vazgeçmemiş bir örgütle müzakere yapamazsınız. Yaparsanız ihanete düşmüş olursunuz!” Demedik mi? Dedik ama dinlemediler…
Dedik ki; “Emasya Protokolünü kaldırıp Askeri kışlasına, Polisi karakoluna kapattınız. Şehirlerimizde, İlçelerimizde alan hâkimiyetini Terör Örgütüne bilerek ve planlayarak terk ettiniz. Bakın ülkemizin her yanı bomba ve ağır silah deposuna döndü. Yapmayın, eğer bunu yaparsanız ihanete düşmüş olursunuz!” Demedik mi? Dedik ama dinlemediler…
Dedik ki; “Dış Politikada yanlış yapıyorsunuz. Böyle devam ederseniz çevremizde konuşabilecek tek komşu kalmayacak! Kaldı mı? Kalmadı.”
Demedik mi? Dedik ama dinlemediler…
Dedik ki; “2002 yılından bu yana dünya ilk kez bu kadar para bolluğu yaşıyor. Dışardan aldığınız borç paraları yatırıma, üretime, istihdama, sanayileşmeye, bilgi ve teknolojik gelişmelere harcayın ki size misliyle geri dönsün.
Bademler ne yaptılar? Aldıkları borç paraları taşa-toprağa-yandaşlara gömdüler.
2002 yılına kadarki borcun dört katını, 13 senede yaptılar. Şimdi ise bol-bol yenilen hurmalar, tırmalamaya başladı!” Demedik mi? Dedik ama dinlemediler…
Değerli Okurlar;
Bademlerin, “İndirilmiş Gerçek İslam” ile hiçbir ilgileri yoktur.
“Milli Görüş” adıyla Türk Siyasi hayatına giren bu hareketin hafızalarımızda ve arşivlerde şimdiye kadar ne iz bıraktığını beraberce hatırlayalım mı?
-Bosna Savaşı sebebiyle toplanan yardım paraların kaybolması!
-Süleyman Mercimek adlı kişi üzerinden yapılan yolsuzluklar!
-Sanayi Bakanlığı üzerinden, belli vakıflar kanalıyla toplanan rüşvetler!
-Müslüman ülkelerde olan doğal afetler için toplanan yardım paralarının iç edilmesi!
-Kombassan-Yimpaş gibi İşçi Şirketleri kanalıyla yapılan yolsuzluklar!
-“Deniz Feneri e.V” gibi yurtdışında kurulmuş onlarca “Yardım Dernekleri” soygunları!
-Cami Yaptırma Dernekleri- Kaçak Yurtlar-Kaçak Kurslar sayesinde yapılan hırsızlıklar!
-Filistin için toplanan yardım paralarının buharlaşması!
-17/25 Aralık, Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet olayları!
-Devletten ihale alan müteahhitlerden toplanan “Haram Havuzu” paraları!
-24 saat boyunca sıfırlanamayan rüşvet paraları!
-Görgüsüzce yapılan mağaza kapatmaları!
-Ailece haksız ve kaynağı belli olmayan zenginleşmeler…
Erbakan’la başlayıp, Erdoğan ile devam eden Milli Görüş çizgisinde bunlardan başka hatırlanacak ne var?
Bunlar mı Müslüman? Bunları yapanlar mı kul hakkı yemeyenler? Bunlar mı dürüst? Bu Bademlerin bir tanesinin ahlâkının Şirazlı Şadi’ye, Mevlana’ya, Yunus Emre’ye, Karacaoğlan’a benzer tarafı var mı?
İtalyan edebiyatının öncülerinden Dante’nin ünlü eseri “İlahi Komedya”nın bir kısmının, kendisinden yüzlerce yıl evvel yaşamış olan Ebu Âlâ Maarri’nin “Risalet-ül Gufran” adlı eserinden alıntı yaparak yazdığı kesinleşmiştir.
Bademlerin herhangi birinde Ebu Âlâ Maarri’den veya diğer Türk-Müslüman bilim-sanat adamlarından birinin kırıntısını bulabilir misiniz? Bulamazsınız.
Gelelim, yazının başlığına;
Kendi ülkesine ihanet edenin, kimseden merhamet beklemeye hakkı yoktur.
Hukuk Devletinde nasıl hesap sorulursa, bunlardan da aynı yöntemle hesap sorulacaktır. Sadece bunlardan mı? Cehalet çukurunda yetişip, ihanete düşen ne kadar yardakçı, demokrasi düşmanı hırsız varsa hepsinden hesap sorulacaktır!
Türk Milleti olarak bizlerin hamuru, Türklük-Müslümanlık-Çağdaşlık ’la yoğrulmuştur. Aynen Kuru Fasulye-Pilav-Cacık gibiyiz. Biz ayrılamayız!
Bu zehirli mantarlara aramızda yer yok…
Sağlık ve başarı dileklerimle 04 Mayıs 2016
Rifat Serdaroğlu