Mevsim Değişti….
Günler Döndü….
Kuşlar Tekrar Yuvalarına döndüler…
Hafif, Kıvrak, Becerikli, Neşeli kırlangıçlar dönmeye başladı gökyüzünde…
Onlardan biri esin perisi olup balkonuma misafir olunca ve uzun süredir yazmıyorsun özledik diyenler birleşince; size kırlangıç otundan bahsetmek istedim bu hafta… İnsanoğlu bir yandan güçlü, diğer yandan naif bulduğu herşeye; kuşa, gemiye balığa, çiçeğe kırlangıç ismini vermiş.
Minik ziyaretçim ve Kırlangıç otu :) (Fotoğraflar sanırım mobil aygıtlarda gözükmüyor :()
Kırlangıç otu da doğanın mucizelerinden bir tanesi.
Türün genel özelliklerinden bahsedecek olursak Latince ismi Chelidonium majus L. olan bu bitki Papaveraceae familyası yani gelincikgiller ailesinin bir üyesidir. Kuzey yarım kürenin ılıman ve subtropikal bölgelerinde yetişen bir veya çok yıllık otsu bitkilerdir. Çoğunlukla beyaz renkli lateks taşırlar. Meyva delik veya yarıkla açılan nadiren kapalı kalan bir kapsüldür.
Tıbbi olarak çok çeşitli kullanım alanları mevcut; Kırlangıç otunun kurutulmuş çiçekli dalları halk arasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Bitki, kan temizleyici ve kan yapıcı etkiye sahiptir.
İskandinav ülkelerinde de halk tabletinde, yaygın kullanıma sahip değerli bitkilerdendir. Çiçekli herbası ısırgan otu ve mürver ağacı goncaları ile karıştırılmasından sonra hazırlanan çay lösemiye karşı tavsiye edilmektedir.
Halk arasında sütü olarak adlandırılan Lateksinin nasır, siğil, ekzama ve yüzdeki lekelerde çok iyi sonuçlar verdiği bildirilmektedir. Taze lateksinin ve yaprak özsuyunun deri kanserlerinde ayrıca renk değiştiren büyüyen benlere karşı, ışın tedavisinden daha etkili olduğu örnekleriyle birlikte İskandinav kaynaklarınca ısrarla vurgulanmaktadır. İsveç otlarının şifası hakkındaki eski el yazısı belgelerde taze herba koparıldığında akan damlaların (lateks) kötü huylu deri hastalıklarını iyileştirdiği, siğil ve çiçek yaralarına fayda sağladığından bahsedilmektedir.
Ülkemizde ise Chelidonium majus L’nin taze lateksi halk arasında haricen siğillere karşı taze yaprak ekstresi ise enfeksiyon orjinli göz hastalıklarına karşı kullanılmaktadır.
Ayrıca çayının Hepatit (sarılık), safra kesesi iltihabı, safra taşlarına karşı kullanıldığı; Karaciğer iltihabı, akciğer iltihabında fayda sağladığı bilinmektedir.
Mayıs ayı başlarında itibaren görülmeye başlayan ve eylül ayı sonlarına kadar varlığını sürdüren bu bitki, bu zaman periyodunda çit diplerinde, duvar üzerinde, yıkık bina kalıntıları üzerinde adeta gizli bir hazine gibi varlığını sürdürmektedir.
***Tarifler:
Çay : İki kahve kaşığı demliğe konur. Üzerine 300-500 ml kaynar su ilave edilir. 5-10 dk demlenmesi beklenir ve sonra süzülerek içilir.
Tentür : Kırlangıçotunun sadece kökü tentür yapımında kullanılır. Sökülen köklerinden 100 gr yıkanıp temizlendikten sonra ince ince kıyılarak bir şişeye doldurulur ve üzerine 500 ml %70′lik Etanol ilave edilir. Şişe iki günde bir çalkalanır. 6-8 hafta sonra süzülerek Tentür hazırlanır ve hazırlandıktan sonra güneş ışınlarından uzakta muhafaza etmek gerekir.
Son olarak yazımı çok sevdiğim, Kırlangıç’ın Hikayesinin linkini paylaşarak bitirmek istiyorum. Eskilerden bir zamanda dinlediğim çok güzel bir öyküdür. Küçücük bir kırlangıçtan kocaman bir hayat dersi verir. Sonuna kadar dinlemenizi ısrarla tavsiye ediyorum. Hayatınızda değerli olan, güzel şeylerin kıymetini zamanında bilmeniz dileğiyle….
https://www.youtube.com/watch?v=fDXmFYdisg8