Çok saf ve iyi niyetli olmak insanların sizi dışlamasına neden olur. Sosyalleşmek için
ortalama bencil ve art niyetli olmak şarttır. "Çok iyi kişi" denilenler aslında bir nevi salakça bulun
dukları için gizli bir kodla etiketlenmişlerdir.
İnsanlar, samimiyet kurdukları kişinin kendisine verilen sırları tutacak kadar ketum,
yardıma çağrıldıklarında iş becerebilecek kadar mahir ve tüm bunları her koşulda başarabilecek
kadar art niyetli birisi olmasını isterler.
"Her şeyi bil ama her zaman konuşma", "Her doğru her zaman söylenmez" lafları da
bunun mesajlarını vermez mi? Sizden en önemli beklenti onların sözlerini dinleyecek kadar uyum
lu olmanızdır. Saf ve iyi niyetli tavırlarınızın kendilerine zarar verme ihtimali herkesi ürkütür. Mut
lak koruma ve sevgi de bu yüzden ancak köpeklerdeki bekçilikle eş tutulur. Kapıkulluğundan hane
halkı pozisyonuna geçmeniz hep ertelenir.
Derin sohbetlerde " kalp krizi geçiren sahibinin yanına kimseyi yanaştırmayan ve
kurtarılmasına mani olan köpek hikayeleri" döner durur. Mutlak iyilik, saflık ve dürüstlük istenen
bir şey değildir. Size sırtlarını yasladıklarında ya da arkanıza geçtiklerinde kendisinin görünmesi
ne neden olacağınız kadar şeffaf olmanızı kimse sevmez. Modern tabiriyle "karizmatik" ilan edip
ya sizi lider yapar kontrol altında tutarak risksiz bir yönetim elde ederler ya da hapislere(illa ki
gerçek hapishaneler olması şart değil) atarak ayak altında tehlikeli olmanızı önlerler. Normal ol
mak kavramı da bu yüzden herkesin üstü kapalı kabul ettiği bazı normlara uymayı da içerir. Na
sılsın sorusuna verilen "iyiyim" cevabı hal hatır sormanın yanında “belli bir direnç ve uyumla ilişki
mizdeki karşılıklı menfaatlerimizi korumaya hazırım” olarak da algılanamaz mı? İşte toplumun
sizden olmanızı beklediği "iyi" budur, fazlası değil.