Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

İNSAN MI BUNLAR?

Öyle insanlar vardır ki, lağıma düşseler lağımı kirletirler. İnsanlara doğruları anlatmayanlar, kişisel yararları uğruna insanlara yalan söyleyenler, insanları soyanlar, kendilerine emanet edilen devlet-millet görevine ihanet edenler aşağılık ve pislik insanlardır. Bunlar zararlı mahlûkat cinsindendirler… Toplum iki şartta doğru karar verebilir; Bilgiye serbest- özgürce ulaşabilmek ve baskı-emir-korku altında hareket etmemek! Türkiye’de bu iki şart yürürlükte değildir. Üstelik Türkiye’de demokratik rejim bizzat Cumhurbaşkanı tarafından saldırı altındadır. İnsanlar özgürce düşünemiyor, konuşamıyor, yazamıyorsa kısaca özgür değillerse orada demokrasi yoktur. Demokrasi özgür ve onurlu insanların hakkıdır. Özgürlüğün olmadığı yerde demokrasi “Bayramlık Elbise” gibi sadece göstermeliktir… Bizler özgür müyüz? Bilgiye serbestçe ve özgürce ulaşabiliyor muyuz? Bizi yönetenlere güveniyor muyuz? Türk Devletinin üst düzey bürokratlarına, bunlar “Kanunsuz emre uymaz ve halkı korurlar” diyebiliyor muyuz? AKP İktidarı, istediği an sosyal medyayı ve istediği haber sitelerini kapatıyor mu? Haberlerin gerçekliğini ve mahkeme kararlarının doğruluğunu araştırabiliyor muyuz, yoksa alınan “GİZLİLİK” kararlarıyla, toplum “bakarkör” haline mi getiriliyor? Medyanın yarısı, Devlet Müteahhitlerinden alınan avanta paralarla kurulan haram havuzu ile satın alınmadı mı? Bunlar Erdoğan’ın malı, çalışanları onun elemanları değil mi? Medyanın diğer yarısı, maliye-polis-adliye baskısıyla susturulmadı mı? Maalesef bugünün Türkiye’si, AKP ve Erdoğan tarafından dikta ile yönetilen bir Ortadoğu ülkesi haline getirilmiştir. Bu ahlâksızlığı yapanlar insan olabilirler mi? Gelelim maaşını ve itibarını Türk Devletinden alan Bürokratlara; Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı “İncirlik üssünün açılması karşılığı güvenli bölgede anlaştık” dedi! ABD derhal açıklama yaparak; “Türkiye, IŞİD’e karşı ABD’ye tesislerini kullanma izni verdi. Güvenli bölge diye bir şey yok. PYD, bizim hukukumuzda çok farklı bir statüye sahip, onu vurmayız, vurdurmayız” dedi! TC Devletinin Müsteşar seviyesine gelmiş bir bürokratı, sadece AKP’ye yaranmak uğruna tüm geçmişini ve makamını ayaklar altına alarak, Türk Milletine yalan söylüyor. Yalanı yüzüne vurulduğunda da, susuyor ve pişkince o koltukta oturmaya devam ediyor! Bu ahlâksızlığı yapanlar insan olabilir mi? Gelelim Türk Devletini yöneten siyasetçilere; Yöneticiler, aynı konuda hem de aynı gün içinde defalarca yalan söylüyorlarsa! Yöneticiler, aniden zenginleşiyor ve servetlerinin hesabını topluma veremiyorlarsa! Yönettikleri ülke insanları fakirleşirken, kendileri semiriyorsa! Yönettikleri ülkeyi bir kan gölüne çevirip, ölümlere sebep oldularsa! Dinci ve Bölücü terör örgütleriyle işbirliği yapıp, ülkeyi bölünme noktasına getirmişlerse! Ve tüm bu olumsuzluklara rağmen hala pişkince yerlerinde oturmaya devam ediyorlarsa! Bu ahlâksızlığı yapanlar insan olabilir mi? Nazım Hikmet; “İnsanı ‘insanın kahpesi’, ‘alkolün sahtesi’ çarpar” demiş. Doğru demiş! Eminim ki, bu mahlûkatı görseydi çok daha ağırını söylerdi! Sokak Filozofu Bergamus ise şunu bilir, şunu söyler; “Vatan ve Ana, dürüst insanlar için eşdeğerdedir. Vatanına ihanet eden kişinin Anasına bile hayrı yoktur. Bunlar insan değildirler. Bunlar zararlı mahlûkatlardır.   Sağlık ve başarı dileklerimle 18 Ağustos 2015 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 18 Ağustos 2015 - Salı
Rıfat SERDAROĞLU

İNSAN MI BUNLAR?

Öyle insanlar vardır ki, lağıma düşseler lağımı kirletirler.

İnsanlara doğruları anlatmayanlar, kişisel yararları uğruna insanlara yalan söyleyenler, insanları soyanlar, kendilerine emanet edilen devlet-millet görevine ihanet edenler aşağılık ve pislik insanlardır.
Bunlar zararlı mahlûkat cinsindendirler…

Toplum iki şartta doğru karar verebilir;
Bilgiye serbest- özgürce ulaşabilmek ve baskı-emir-korku altında hareket etmemek!
Türkiye’de bu iki şart yürürlükte değildir. Üstelik Türkiye’de demokratik rejim bizzat Cumhurbaşkanı tarafından saldırı altındadır. İnsanlar özgürce düşünemiyor, konuşamıyor, yazamıyorsa kısaca özgür değillerse orada demokrasi yoktur. Demokrasi özgür ve onurlu insanların hakkıdır.
Özgürlüğün olmadığı yerde demokrasi “Bayramlık Elbise” gibi sadece göstermeliktir…

Bizler özgür müyüz? Bilgiye serbestçe ve özgürce ulaşabiliyor muyuz?
Bizi yönetenlere güveniyor muyuz? Türk Devletinin üst düzey bürokratlarına, bunlar “Kanunsuz emre uymaz ve halkı korurlar” diyebiliyor muyuz?

AKP İktidarı, istediği an sosyal medyayı ve istediği haber sitelerini kapatıyor mu?
Haberlerin gerçekliğini ve mahkeme kararlarının doğruluğunu araştırabiliyor muyuz, yoksa alınan “GİZLİLİK” kararlarıyla, toplum “bakarkör” haline mi getiriliyor?
Medyanın yarısı, Devlet Müteahhitlerinden alınan avanta paralarla kurulan haram havuzu ile satın alınmadı mı? Bunlar Erdoğan’ın malı, çalışanları onun elemanları değil mi?
Medyanın diğer yarısı, maliye-polis-adliye baskısıyla susturulmadı mı?
Maalesef bugünün Türkiye’si, AKP ve Erdoğan tarafından dikta ile yönetilen bir Ortadoğu ülkesi haline getirilmiştir. Bu ahlâksızlığı yapanlar insan olabilirler mi?

Gelelim maaşını ve itibarını Türk Devletinden alan Bürokratlara;
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı “İncirlik üssünün açılması karşılığı güvenli bölgede anlaştık” dedi!
ABD derhal açıklama yaparak; “Türkiye, IŞİD’e karşı ABD’ye tesislerini kullanma izni verdi. Güvenli bölge diye bir şey yok. PYD, bizim hukukumuzda çok farklı bir statüye sahip, onu vurmayız, vurdurmayız” dedi!
TC Devletinin Müsteşar seviyesine gelmiş bir bürokratı, sadece AKP’ye yaranmak uğruna tüm geçmişini ve makamını ayaklar altına alarak,
Türk Milletine yalan söylüyor. Yalanı yüzüne vurulduğunda da, susuyor ve pişkince o koltukta oturmaya devam ediyor!
Bu ahlâksızlığı yapanlar insan olabilir mi?

Gelelim Türk Devletini yöneten siyasetçilere;
Yöneticiler, aynı konuda hem de aynı gün içinde defalarca yalan söylüyorlarsa!
Yöneticiler, aniden zenginleşiyor ve servetlerinin hesabını topluma veremiyorlarsa!
Yönettikleri ülke insanları fakirleşirken, kendileri semiriyorsa!
Yönettikleri ülkeyi bir kan gölüne çevirip, ölümlere sebep oldularsa!
Dinci ve Bölücü terör örgütleriyle işbirliği yapıp, ülkeyi bölünme noktasına getirmişlerse!
Ve tüm bu olumsuzluklara rağmen hala pişkince yerlerinde oturmaya devam ediyorlarsa!
Bu ahlâksızlığı yapanlar insan olabilir mi?

Nazım Hikmet; “İnsanı ‘insanın kahpesi’, ‘alkolün sahtesi’ çarpar” demiş. Doğru demiş! Eminim ki, bu mahlûkatı görseydi çok daha ağırını söylerdi!

Sokak Filozofu Bergamus ise şunu bilir, şunu söyler;
“Vatan ve Ana, dürüst insanlar için eşdeğerdedir. Vatanına ihanet eden kişinin Anasına bile hayrı yoktur. Bunlar insan değildirler. Bunlar zararlı mahlûkatlardır.

 

Sağlık ve başarı dileklerimle 18 Ağustos 2015
Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.