Her yaptığımız iş gibi, bir okula, bir kamu tesisine isim vermek ve verilen ismi değiştirme işimiz de tam bize göredir!
Ciddiyetten uzak, her tarafından laubalilik-ilkellik-çirkinlik akar.
İzmir’in Tire İlçesinin Kurtuluş günü 4 Eylül’dür. Davet üzerine iki binli yılların başında Tire’ye gitmiştim. Törenden sonra yanıma bir Beyefendi geldi ve kendisini takdim etti; “Efendim, ben Rifat Serdaroğlu Tire Anadolu Sağlık Meslek Lisesi Müdürüyüm. Okulunuzu ziyaret eder misiniz” dedi.
Ne olduğunu anlayamamıştım. Şaşkınlıkla, “Beyefendi, siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? Benim haberim olmadan ismim nasıl verilir? Hangi saygısız böyle bir işe kalkışır” diye sordum!
Dönemin Sağlık Bakanı Osman Durmuş kimseye sorup, izin alma gereği duymadan eski Sağlık Bakanlarının isimlerini çeşitli sağlık kuruluşlarına vermiş!
Mübarek sanki babasının bağını bağışlıyor!
Bakanlık Özel Kalem Müdürünü arayıp, ismimin o tesisten derhal silinmesini istedim. Aradan bir ay geçmesine rağmen, ismim silinmemişti!
Bakan’a bir mektup yazdım. Benim o sağlık kuruluşuna Rifat Serdaroğlu olarak hiçbir katkım olmadığını, hazırladığımız program gereği o tesisin “DEVLET PARASIYLA” yapıldığını ve benden izin alınmadan tesise verilen ismimin derhal silinmesini, aksi takdirde mahkeme yoluna gideceğimi belirttim. Böylesine yoğun bir uğraştan sonra ismimi sildirebildim.
Oldum olası bu tip çiğliklere karşıyımdır. Vali Falanca Barajı! Bakan Filanca Köprüsü! Başkan Falanca Bulvarı!
Arkadaş, sen yapman gereken görevini yaptın. Devlet bunun için sana maaş veriyor. Cebinden bir kuruş harcadın mı ki, ismini oraya verdiriyorsun.
Üstelik görevdeyken. Bu ne densizliktir, bu ne görmemişliktir!
Bir de bu olayın tam tersi var;
Çeşme nüfusu yaklaşık 40 bin kadardır. Yazın, zaman zaman bu nüfus bir milyona kadar çıkar.
Sağlık Bakanlığım sırasında, Çeşmenin yarım kalan hastane inşaatı için yeterli ödenek çıkartıp tamamlanmasına yardımcı oldum. Bu defa rahmetli babamın adını, hastanenin acil servisine vermişler!
“Kemal Serdaroğlu Acil Servisi!” Komediye bakar mısınız? Kaymakam’a talimat vererek derhal sildirttim. Çeşme benzeri yaz nüfusu çok artan yerlerde kadrolar- ödenekler-demirbaşlar kış nüfusuna göre dağıtılır. Bu yetersizlik ile Çeşme’ye veya benzeri tatil yörelerine sağlık hizmeti vermek imkânsızdır. Bakanlık, yaz ayları için geçici takviyelerde bulunur ama bu da yeterli olmaz.
İşte böyle anlarda, devreye “Yardım Gönüllüleri” girer.
Emine-Altay Çizgenakat çifti tam 21 yıl evvel, 20 yaşındaki oğulları Alper Çizgenakat’ı, Çeşme Hastanesinin yetersizliği sebebiyle maalesef kaybederler.
Emine Çizgenakat Hanımefendi ve arkadaşları, o acı olaydan sonra tüm Türkiye’ye örnek olacak bir şekilde Çeşme Hastanesi için, arı gibi çalışmaya başlarlar. Diyaliz Makinelerinden, çeşitli röntgen cihazlarına, hasta nakil araçlarından, odaların tefrişine ve gerekli ilaç-donanım alımına kadar her ihtiyacı temin ederek insanların hizmetine sunarlar.
Bu çalışmayı gören Çeşme’nin seçimle gelen Başkanları ve kamu yöneticileri, Valilik oluruyla Sağlık Bakanlığına hastanenin adının “Alper Çizgenakat Devlet Hastanesi” olması için müracaat ederler. Bakanlık onaylar ve hastanenin ismi kesinleşir.
Buraya kadar tamam mı? Tamam!
Laubalilik ve ilkellik dedik ya, birkaç ay önce Sağlık Bakanlığı hastaneden “Alper Çizgenakat” ismini kaldırır. Niçin, neden, kime sordun be arkadaş?
Bu hastanenin Emine Çizgenakat ve Arkadaşlarının kurduğu, Valilik denetiminde çalışan “Çeşme Alper Çizgenakat Devlet Hastanesi Yardım Gönüllüleri Derneği” tarafından desteklendiğini, bu destek olmazsa, hastanenin çökeceğini görmüyor musunuz?
Hangi vicdan, kaybettiği evlâdının acısını, insanlara sağlık dağıtarak azaltmaya çalışan bir annenin ve ona inanmış gönüllülerin çalışma azimlerini bir çırpıda kırabilir?
Bir türlü ilerleyememiş olmamızın sebeplerinden biri de bu gibi davranışlardır.
Hiç ilgisi olmayan, hiç emeği geçmeyen birilerinin isimlerini kuralsız-kaidesiz sebil gibi dağıtırız, gerçekten hizmet eden, emek ve para harcayan gönüllülerin kalplerini, çalışma arzularını kırarız.
Sayın Bakan Müezzinoğlu;
Lütfen bu haksızlığı düzeltiniz. En azından bu ayıba ortak olmamış ve bir hakkı teslim etmiş olursunuz…
Sağlık ve başarı dileklerimle 06 Ağustos 2015
Rifat Serdaroğlu