Bazı insanlar el arabası gibidir. Ancak itildiğinde işe yararlar! Dokunmaz, uyarmaz, itelemezseniz bıraktığınız yerde kırk sene de geçse kıpırdamadan dururlar!
CHP Yönetimini yıllardır uyardık, iteledik, silkeledik! Bize küsenler oldu! Kılıçdaroğlu için; “Gerekiyorsa açlık grevi yap ve öl” dedik, Türk Milletini ayağa kaldırmadan tarikat-cemaat kaynaklı organize suç örgütünden kurtulamayız dedik! Bıkmadan usanmadan uyardık!
Sonunda CHP Yönetimi harekete geçmeye karar verdi! İnşallah bu hareketi netice almadan bırakmazlar. Provokasyona gelmeden, kimsenin burnunu kanatmadan, tüm Türk Milletine ve hür dünyaya AKP diktasının gerçek yüzünü göstermek çok önemlidir. Hareketin çok iyi planlandığını varsaymak istiyorum.
Bu ilk hareket dahi AKP önderlerini çok telaşlandırdı! Bu masum demokratik tepkiyi anında “Ayaklanma Provası”, “Darbe Çağrısı” olarak yorumladılar ve algıyı saptırma gayreti içine girdiler. -Bademlere göre, 17/25 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet rezillikleri devleti soymak değil, kendilerine karşı yapılmış bir darbe girişimidir! -Bademlere göre, Demokrasi-özgürlük-insana ve çevreye saygı hareketi olan Gezi olayları, gençleri öldürerek, gençleri kör ederek, yaralayarak bastırılması gereken bir darbe girişimidir! -Fakat darbe girişimi haberinin enişteden alındığı, MİT Başkanı ve Genelkurmay Başkanlarının Türk Milletine gerçekleri açıklamaktan fellik-fellik kaçtıkları 15 Temmuz kontrollü darbe girişimi, bal gibi darbedir! -150 binden fazla insanı yargı kararı olmadan işten atıp açlığa mahkûm etmek, yargı kararı olmadan insanların mallarına-mülklerine el koymak, KHK’leri Anayasal süre içinde TBMM’den kaçırmak, normal işlerdendir!
AKP önderlerinin, yandaş basının bu çarpık anlayışlarına karşı bu yürüyüş hergün artan kalabalıklarla devam edip başarıya ulaşmalıdır…
Bu “ADALET ARAYIŞI” başarıyla tamamlandıktan sonra, eğer AKP önderliği ders alıp, dikta hevesinden vazgeçmezse esas yürüyüşün “DEMOKRASİ-HUKUK
DEVLETİ-PARLAMENTER SİSTEM” adıyla tüm Türkiye’de eşzamanlı olarak başlatılıp Ankara’da sonlandırılacak büyük yürüyüşün yapılması gerektiğini şimdiden yazalım. Yazalım ki, itilmeyi beklemeden harekete geçilsin…
-CHP bu hareketin içine mutlaka tüm Türk Milletini katmalıdır. -Sadece Türk Bayrağının altında hepimizi biraraya getirmelidir. -Bu harekete destek vermeyen medya kuruluşları vatandaşlar tarafından reddedilmelidir. -Sonuç alınıncaya kadar CHP, TBMM’yi boykot etmelidir. -Büyük Yürüyüş 81 İl’de aynı anda başlamalı, milyonlarca insanımızın katılımıyla istikameti her sorunun kaynağı olan kaçak Saray olmalıdır. -İstikamet cezaevi olmamalıdır. Çünkü cezaevi bir sonuçtur. Yaşayan kabristan gibidir cezaevi! -Tekrar ediyorum, Büyük Yürüyüşün hedefi, kaçak Saray olmalı ve dikta heveslileri “Anayasal sınırlara” çekilinceye kadar bıkmadan usanmadan sürdürülmelidir.
Değerli Okurlar; Güvenebileceği, hakkını arayabileceğine inandığı, fikri namusuna güvenebileceği aydınlara sahip olmak toplumun en önemli ihtiyacıdır. Topluma doğruları, iyiliği, güzelliği, barışı, demokrasiyi korumayı öğütleyen ve öğreten aydınlarımız korkmadan konuşmalı, yazmalıdırlar. Demokrasi ve özgürlükler bedel ödendikçe güçlenir, kök salırlar.
Zoru görünce susan, korkan, sinen, zalimin önünde el pençe divan duran omurgasızlar ister medya grubu sahibi olsunlar ister çok ünlü işadamları olsunlar ister sadece adı Sivil Toplum Kuruluşu olan yalaka grupların başkanı olsunlar bizden uzak olsunlar…
Türk Milleti çaresiz değildir. Çare Türk Milletinin kendisidir. Türk Milleti bir kez ayağa kalktığında, herkese hak ettiğini verir! Suçlu ise, hain ise, hırsız ise ister damat ister kayınpeder ister enişte ister kayınço olsun bunları Yüce Divana gönderir. Doğru fikrin önünde hiçbir duvar duramaz, yeter ki inandığımız değerlere sahip çıkalım…
Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Haziran 2017 Rifat Serdaroğlu