KAPSAMİNU DARALTMAYALUM DAA Anadolu’da borçtan batmak üzere olduğu halde zevk-u sefa içinde yaşayanlar için söylenen güzel bir laf vardır; “Nasılsa borç bini aştı, artık ödemek mümkün değil, bundan böyle her gün keklik kızartması…” Bizim durumumuzda böyle! Her gün şehitler veriyoruz, ne sorumlu olan AKP iktidarının, ne muhalefet partilerinin, ne de Türk Milletinin umurunda! Ölen yavrular sanki bu ülkenin çocukları değilmiş, vatan savunmasında değil de pavyonda kavga edip ölmüşler gibi kimsenin umurunda değil! Ateş sadece düştüğü yeri yakıyor… Başbakan mış gibi yapan Davutoğlu, “Es selamünaleyküm deyin terör biter” diyor, muhalefet partileri ise her Salı günü konuşmakla işlerini yaptıklarını zannediyorlar! Olan geleceğimizin güvencesi gençlerimize ve zavallı vatanımıza oluyor… Bu sıkıntılar arasında, kapsamı daraltmayalım, yaşamı es geçmeyelim ve hafta sonu tatiliniz için sizleri biraz olsun gülümsetelim istedik. Buyrun; Çok ağır bir kalp krizi geçiren Temel, aylarca süren bir dizi önlem ve tedavi sonucu iyileşmiş. Taburcu olmadan evvel Doktoru Dursun “Sonuçlarınız mükemmel demiş. Doktor Dursun devamla “15 yaşındaki bir delikanlının kalbi ne kadar güçlü ise sizinki de öyle. İsterseniz koşup futbol bile oynayabilirsiniz!” Temel sevinçle evine gitmiş, Fadime’ye “Karicuğum tamamen iyileştum. Bu gece daha evvel hiç yapmadiğumuz şekilde bir vahşi aşk’a ne dersun? Fadime bir an düşünmüş ve son derece isteksiz bir şekilde “Bilemeyrum bole bir aşk kalbinu zorlayabilur, amaaa doktor bir rapor yazıp imzalarsa belki olabilir, riske girmek istemeyrum!” Temel hemen doktora koşmuş, durumu anlatmış. “Tabii tabii” demiş doktor, başlıklı kâğıdını eline almış ve yazmaya başlamış; “Bay Temel benim kontrolümdeki hastamdır. Kalbi son derece güçlüdür. Çılgın, ihtiraslı, heyecanlı bir ilişkiyi ne zaman isterse yaşayabilir, İmza Dr. Dursun Delibaş.” Doktor, raporu imzaladıktan sonra “Haa bir de karınızın adı neydi, raporu ona hitaben yazayım!” Temel; “boş verun doktor bey, olayı kişiselleştirup kapsaminu daraltmayalum daaa!” “İlgilisune deyun, yeter!” (Sn. Nusret Demren) Suriye Dışişleri Bakanı Abdülhalim Muhi, Türkiye’de art arda patlayan bombalardan sonra yaptığı açıklamada, ülkesinden kaçan Suriyelilere şöyle seslendi; “Hayır bi de koşa koşa gittiniz oralara. Yok Türkiye sınırından atladınız, yok Macaristan’da tren garında sefil oldunuz. Şimdi kimse kusura bakmasın onca şeyin üstüne gidip, atıyorum Kopenhag’da bombayla öleniniz olursa ben gülerim. Burada bir yanı IŞİD, bir yanı PYD, bir yanı bizim ordumuzla çevrili köy var. Köylü, IŞİD ateş ederken sağdan yürüyor, PYD ateş ederken soldan. Biz bombardımana başlayınca da evden dışarı çıkmıyor. İstanbul Taksim’de veya Brüksel Metrosunda böyle bir tane uygulama var mı? Dönün gelin gari…” (Zaytung) Sağlık ve başarı dileklerimle 02 Nisan 2016 Rifat Serdaroğlu