AKP Genel Başkanı Erdoğan geçerken balkonundan yanlışlıkla kolunu kaldıran bir ev hanımı, her biri birer mafya tetikçisi gibi davranan Erdoğan’ın korumaları tarafından evinden alındı ve resmi araba ile saatlerce dolaştırılıp, tekrar evinin önüne bırakıldı!
Bu davranış, Anayasanın temel ilkelerine, kişi hak ve özgürlüklerine, mesken masuniyetine (konut dokunulmazlığına) aykırıdır. Devlet görevlileri yasadan almadıkları bir hakkı kullanarak suç işlemişlerdir. Bu mafya bozuntularını koruyan amirleri ve emrinde görev yaptığı siyasetçiler haklarında yasal soruşturma-kovuşturma yapmayan Cumhuriyet Savcıları yargılanmalıdır…
Günlerdir Avrupa Basınında “Malta Bilgileri” diye AKP Genel Başkanı Erdoğan’a hediye edilen 25 Milyon Dolarlık “Gemicik” belgeleriyle, fotoğraflarıyla anlatılıyor! Yine Avrupa Basınında, son Başbakan Binali’nin sadece Hollanda’da 140 Milyon Avroluk mal varlığı olduğu, Hollanda’da 7 tane gayrimenkulü olduğu belgelerle, resimlerle, tapu kayıtlarıyla anlatılıyor! Mübarek Ramazan gününde, Müslüman olduklarını iddia eden bu ikiliden bir açıklama var mı? YOK! Bu belgeli suçlamalar kamu kaynaklarını kullanan bu ikilinin yerine, Kılıçdaroğlu için yapılsa idi, neler olurdu? Erdoğan ve Binali’ye soruşturma açmamak için cübbelerini kafalarına geçirip, kürsünün altına saklanan Cumhuriyet Savcılarının hepsi aslan kesilirlerdi! Yolsuzluk iddiaları karşısında susan, görevlerini yapmayan bu Cumhuriyet Savcıları yargılanmalıdır.
15 Temmuz kontrollü darbe girişimi sırasında, yüzlerce ASKER, komutanları tarafından İstanbul Boğaz Köprüsüne gönderildiler. Sadece emir aldıkları için orada bulunan zavallı askerler, 50 (elli) kadar silahlı IŞİD Militanı ve 1000 (bin) kadar ASSAM (Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği) elemanı oldukları iddia edilen silahlı-palalı-bıçaklı militanlar tarafından saldırıya uğradılar! Bir terör olayını önlemek için oraya gönderildiklerini sanan zavallı çocuklardan bazıları, bu vahşiler tarafından kafaları kesilerek öldürüldü! Diğerlerinin kolları bacakları kırıldı, ölesiye dövüldüler! Assam’ın Başkanı Emekli General Adnan Tanrıverdi’dir. (Şu an Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın Başdanışmanıdır) Bu derneğin Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde “Silahlı Eğitim Kampları” olduğu defalarca yazıldı, söylendi. Derneğin Pakistan’dan-Malezya’ya, Cezayir’den Batı Sahra’ya, Gabon’dan Mali’ye, Nijer’den Sirunam’a kadar tüm dünyada temsilcilikleri var! Ayrıca 888 (Sekiz yüz seksen sekiz) araştırmacı bu dernek adına çalışmaktadır. -Bu derneğin harcamaları kimler tarafından karşılanmaktadır? -Kimler bu derneğe siyasi koruma sağlamaktadır? -Derneğin yönetim kademelerinde “irticai eylemlere karıştığı sebebiyle ordudan atılan kaç eski subay” çalışmaktadır? -Dernek, hangi amaçla elemanlarına silahlı eğitim vermektedir? -Dernek hangi yasaya göre bu kadar pervasız davranabilmektedir?
Yavrusunu T.C Devletinin Milli Ordusuna teslim eden analar-babalar feryat ediyor? “Kimler kesti bizim yavrularımızın başını, kim izin verdi?”
Bu vahşete izin veren Kamu Görevlileri, bu vahşilere yol veren siyasetçiler hakkında hiçbir yasal işlem yapmayan Cumhuriyet Savcıları tek-tek yargılanmalıdır. Bu katliamı görenlerin noter önünde verdikleri beyanları, vahşet anının foto ve filmleri yakında büyük bir olasılıkla iç ve dış basına gönderilecektir. Bu katliamı inceleyecek, araştıracak helal süt emmiş, Anayasa ve yasaların kendisine yüklediği görevin bilincinde olan bir tane CUMHURİYET’İN SAVCISI yok mu?
Allah’ım, sen aklımızı ve ülkemizi koru…
Sağlık ve başarı dileklerimle 31 Mayıs 2017 Rifat Serdaroğlu