Temel fotoğraf çektirmek istemiş. Fakat vesikalıklarda yakışıklı çıkmadığından (herkesin yüzü kendine güzeldir ya) fotoğrafçıya gittiğinde şöyle demiş; “Fotoğrafimu çekeceksun daa, yalnız vesikaluk olmayacak!” Fotoğrafçı; “Tabii ki efendim, 24 çarpı 32’ye ne dersiniz? Temel; “768 derum de, punin konimuzla ne alakasi vardur?” Türkiye, Cumhuriyetin kurulduğu tarihten bu yana en büyük tehlike ile karşı karşıya! Ya Parlamenter Demokratik Rejim devam edecek, ya da çökertilecek ve yerine Federe İslam Devleti kurulacak. Bunu Erdoğan’ın en yakınındaki adamlar açıkça ve basın yoluyla söylüyorlar! -TBMM’de AKP+MHP iş birliği ile kabul edilip halkoyuna sunulacak Anayasa değişikliğinin 16’ncı maddesine göre; “Kamu Tüzel Kişiliği kurmak (EYALET-ÖZERK BÖLGE-OTONOM BÖLGE) Kanunla ve CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİYLE olur) şeklinde değiştirildi. Yani Erdoğan bir kararname ile eyalet kurabilecek! -Erdoğan’ın gençliğinden çok yakın eylem arkadaşı AKP Milletvekili Metin Külünk; “Biz 200 yıllık zulmün hesabını soracağız” dedi. -Türk Milletinin Milli Ordusunun Genelkurmay Başkanı, hiç utanmadan Cumhuriyete-Atatürk’e-Demokrasiye hakaret eden birinin ayağına kadar gitti. -AKP Milletvekilleri Cumhuriyet Dönemi için; “Reklam Arası-100 yıllık zulüm dönemi yıkılıyor” diye defalarca konuştular. Böyle yüzlerce örnek, belgeli-ses kayıtlı-görüntü kayıtlı olarak arşivlerde bulunmaktadır. Türk Tarihinin bu en hassas noktasında (4) dört kişi önemli rol oynamaktadır. Yukarıdaki fıkrada Temel’in “konumuzla ne alakası var” dediğinin tam tersine bu dört (4) kişinin konumuzla alakaları vardır. Aydın Doğan-Ferit Şahenk-Turgay Ciner-Erdoğan Demirören… Bu 4 şahıs, kafa yapılarıyla, eğitimleriyle, inançlarıyla, yaşam tarzlarıyla Bademlerle yüz seksen derece terstirler. Servetlerini, gazetelerini, televizyonlarını, itibarlarını Parlamenter Demokratik Cumhuriyet içinde Türk Milleti sayesinde kazanmışlardır. Bunlara rağmen dört vatandaş, ellerindeki medya gücünü AKP emrine verdiler. Korktuklarından ve medya dışındaki işlerinin aksamaması için devletle takışmayı göze alamadıklarından! Türk Milletinin doğru bilgilendirilmesini bilerek engellediler. Hırsızlığa, soyguna, gericiliğe, ihanete örtü oldular. Türk Milletinin ve çağdaşlığın kazanması için çalışacaklarına, siyasi güce ve paraya boyun eğmeyi tercih ettiler. Televizyonlarını-gazetelerini irticanın-tarikatların-cemaatlerin cahil adamlarına teslim edip, Türk Milletini zehirlemeye kalktılar. Bu dört kişi şu gerçeği anlamak zorundadırlar; Referandumdan Evet çıkarsa, yeni düzende (Halife) bunların hiçbirine yaşam hakkı tanımayacaktır! Bu dörtlü derhal tutuklanıp zindana atılacaktır. Siz, Suudi Arabistan’da “Özgür Medya” diye bir şey duydunuz mu? Eğer nefes alıp özgürce yaşamak istiyorlarsa, bu kampanyada HAYIR’ı savunan kişilere de gazete ve televizyonlarında EŞİT oranda yer vermelidirler… Yapmazlarsa ve HAYIR kazanırsa, Türk Milletinin ve Türk Yargısının bu dörtlüyü yargılaması için elimizden gelen tüm gayreti göstereceğimize ve yasalar çerçevesinde dünyayı bunlara zehir edeceğimize emin olsunlar… Mevzubahis vatan ve demokrasi ise bu dörtlünün cim karnındaki nokta kadar hükmü yoktur… Sağlık ve başarı dileklerimle 04 Şubat 2017 Rifat Serdaroğlu