Bir okuyucum göndermiş; Kork o mahkemeden ki o mahkemenin şahidi bizzat Hakimi olsun… Ananı öpen Kadı ise kimi kime şikayet edeceksin ki, deyişinin başka bir çeşidi! Fakat gerçekte kazın ayağı böyle değildir. Namuslu insanlar da namussuzlar kadar cesur olduğu anda bunlar kaçacak delik ararlar! Türk Milletinin belli bir dönem için verdiği vekalet ile devleti ele geçirip, devlet gücünü “sopa” olarak milletinin üstünde kullanmak, insanlıktan nasibini almamış zavallıların işidir. Bu zavallılar, insanlarımızı tehdit ederek onlara hükmedeceklerini ve korkutacaklarını zannederler! İzninizle bir örnek vereyim; AKP Erzurum Milletvekili Selami Altınok’un konuşması; “Ben bu yörenin insanıyım. Tortum’da, Uzundere’de, Oltu’da, Şenkaya’da, Olur’da ve Narman’da ölümüne çalışacağız. Fitne fesat çıkarmaya çalışanlara da fırsat vermeyeceğiz. Onlar aday çıkarırsa ezeceğiz, bunu açık söylüyorum. Hiç kimse sağa sola çekmeyecek, ayağını denk alacak. Biz iktidarız ve 2023’e kadar buradayız…” Bu zavallı kişiyi size tanıtayım. 17/25 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet olayları açığa çıkınca, Erdoğan bu kişiyi Başbakanlık uçağına alıp, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne oturtmuştu! Bu kişinin görevi, hırsızlığı ortaya çıkaran Emniyet mensuplarını devre dışı bırakmak, Savcılara gözdağı vermek ve yolsuzlukların, rüşvetlerin üzerini örtmek idi. Görevini yaptı, ödülünü aldı. Bir ara bu ülkede İçişleri Bakanlığı yaptı. Sonra Emniyet Genel Müdürü yapıldı. En sonunda da “Dokunulmazlık” zırhına sarmalanmak için milletvekili yapıldı! Şimdi de AKP Milletvekili olarak, utanmadan ölümden-ezmekten-ayakların denk atılmasından dem vurabiliyor! Değerli Okurlar; Bu gibiler için anlayacakları dilden konuşmak gerekir. Bunlar korkaktır. Etraflarındaki koruma ordusunu çekin alın, sokağa çıkamazlar. Altlarındaki araba devletin, koruma görevini yapan evlatlar devletin memuru, en az üç devlet aracıyla gezer, arabalarının benzini de devletten, kullandığı telefon parasını da devlet öder. Devletten beslenmeye alışmış bu tipler, devletin gerçek sahibi vatandaşlarımıza hakaret etmekten, onları aşağılamaktan, korkutmaktan geri durmazlar. 31 Mart’ta yapılacak olan Belediye-İl Genel Meclisi-Muhtar seçimi değil mi? Hasan kazansa ne olur, Ayşe kazansa ne olur? Bunun neresi beka sorunudur? Demokrasiye inanmış kişiler için normal bir siyasi faaliyettir bu seçim. Fakat Bademler için 31 Mart’ta yapılacak olan normal bir seçim değil, kendilerinin beka sorunudur. Çünkü kaybederlerse, devlet gücü ellerinden gidecek, örttükleri hırsızlıklar, yolsuzluklar ortaya saçılacaktır. Korkuları bundandır! Yargılanmaktan, hapse girmekten ödleri patlar! Bilirler ki bunlar gibiler koltuktan düşünce ne içerde ne dışarda onlara rahat nefes almak yoktur. Bunlar bir insanın üstüne ellerindeki tüm devlet güçleriyle, en az elli kişi ile saldırırlar. İnsanlığın, cesaretin gramı bunlarda yoktur. Kabadayılıkları ellerindeki devlet gücü kadardır. Ellerindeki devlet gücünü çekip alınca, çırılçıplak kalırlar. Bunlar öyle zavallı kişilerdir ki namuslu ve cesur insanların yüzlerine bakamazlar, gözlerini kaçırırlar! Çok yakın zamanda bu iktidar demokratik yolla defolup gidecektir. Soygunlara, hırsızlıklara, bakan veletlerine erketelik yapan bu kişileri Bağımsız Türk Adaletine teslim edip, cezalandırmak boynumuzun borcudur. Sağlık ve başarı dileklerimle 05 Şubat 2019 Rifat Serdaroğlu