Hiç düşündünüz mü? Kimler bazı Savcı veya Yargıçlarla çok yakın olmak isterler? Örneğin bazı siyasetçiler! Organize Suç Örgütleri! Haram kazanca aldırmayan işadamları… Özellikle, yolsuzluğu ortaya çıkan siyasetçiler bu çarpık ilişkiye çok önem verirler. Belediye Başkanı iken Akbil Davasının Yargıcı, Yargıtay Başkanlığına kadar yükseldi! Bir diğer yolsuzluk davasına bakan yargıç Danıştay Başkanı oldu! Bu tarz ilişkiler başta onurlu yargı mensupları olmak üzere, tüm namuslu insanları çok üzer… Yıl 2020. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, nişanlanıyor ve geceliği 10 bin lira olan bir otele, özel helikopterle gidiyor! Çektiği videoyu da İnstagram hesabından “Good Morning” notu ile paylaşıyor! Nikahları ise Ankara’da 5 yıldızlı otelde, AKP’li Altındağ Belediye Başkanı tarafından kıyıldı. Nikah, nikah gibi değil, şahitlere bakınca sanki “Devlet Nikah Töreni” gibiydi! Yargıtay Başkanı; AKP Üyesi Arap İşadamı, Ethem Sancak’ın eniştesi! Danıştay Başkanı; YSK üyesi idi. İBB seçimleri için İPTAL oyu kullanmıştı! Adalet Bakanı; Suriye Haznevi Tarikat Şeyhinin elini öpen zat! İçişleri Bakanı; Güroymak Nakşi Şeyhinin dizinin dibine oturan zat! Genelkurmay Bşk; 15 Temmuz gecesi düğünde çökertme oynayan zat! YSK Başkanı; İBB seçimleri için İPTAL oyu kullanmıştı! TBB Başkanı; Dönmekten beli sakatlanan zat! TOBB Başkanı; Tayyip Abisinin canı sıkıldığında, fırça atmak için yanına çağırdığı yerli oto yıkayıcısı!  Şahitlere bakarsanız tam bir devlet töreni gibi maşallah. Bir tek Cumhurbaşkanı eksik! Onun da çaresi bulundu! Damatla-Gelin, nikah töreninden sonra Saray’a gittiler, el öptüler ve bağlılıklarını arz ettiler. Yüksel Kocaman kim? T.C Devletinin Savcısı yani Devlet Memuru. Devletin önemli kişilerinin bu nikaha ilgi göstermelerinin bir sebebi olabilir mi? Dostluk ve arkadaşlık olamaz. Çünkü damat ile şahitler arasında, arkadaş olunamayacak kadar çok yaş farkı var. Siyasi görüş birlikteliği olabilir mi? Sanmıyorum. İktidar değiştiğinde, şahitlerin çoğu anında dönüş yapacaklardır. Özellikle TOBB ve TBB Başkanları! Bu kadar omuzu kalabalık, makam ve mevkileri yüksek kişileri bir araya getiren olay, bundan tam yirmi bir yıl önceki, bir mangal partisidir. Erdoğan, “Halkı Din-Dil-İnanç” bazında parçalamak suçundan yargılanmış, cezası kesilmiş,  Pınarhisar Cezaevinde yatan bir mahkumdur. Ama ne mahkum! Halı döşeli odası, televizyonları, telefonları, özel aşçıları, korumaları ile Cezaevinin sahibi gibi bir mahkum! Damat Bey’de, Pınarhisar Cezaevi Savcısı! O gün Erdoğan’ın canı balık çeker. Balıklar getirilir, mangallar yakılır. Rüzgar fazla esip Erdoğan’ın gözüne duman kaçınca, mangal cezaevinin içine taşınır. İçerde keyfe devam! O sırada genç Savcı gelir ve o da aleme katılır. Savcı bir ara Erdoğan ve adamlarını görünce, görevlilere sorar; “Bu arkadaşlar kim?” Görevli; “Efendim bunlar garson” der. Savcı kızar; “Yahu siz Cezaevine dışardan adam mı alıyorsunuz” der ama yemeğe devam eder. İşte o zaman kurulan dostluk, önce Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığına, sonra da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına kadar gider. Bunlar yaşanmış, kitaplara konu olmuş gerçeklerdir. Deneyimli bir siyasetçi olarak söyleyeyim de, herkes payına düşeni alsın! Bu ülkede, Başbakan tarafından altına zırhlı Mercedes, cebine bolca yeşil yetki verilen sütü bozuk Savcılar bile gördük. Onlar şimdi neredeler? Çaldıkları paralarla, aldıkları ahlarla, yurt dışında saklanarak yaşıyorlar! DOĞRU Parti iktidarında, yurtdışına kaçan hainler ülkeye getirilecek ve haksız, suçsuz insanları attıkları zindanlara konulacaklar. Sözün özü; Her şeyin temeli, ekonomik değil, ahlakidir. Ülkemin yöneticileri her zaman DOĞRU ve ahlaklı olmalıdır. Baştaki yanlış ise, ona uymamak gerekir. Dünya dönüyor diye, kutup yıldızı hiç farklı yönü gösterir mi? Her zaman Kuzey Yıldızı gibi olun. Özellikle adalet dağıtanlar… Sağlık ve başarı dileklerimle Rifat Serdaroğlu DOĞRU Parti Genel Başkanı