Ziya Selçuk, Milli Eğitim Bakanlığına atanınca bazı aydınlar Selçuk’u tanıdıklarını, onun çağdaş bir insan olduğunu söylediler. Bu özelliğini, Türk Milli Eğitimine aktaracağını ısrarla vurguladılar!
Ben de inşallah diyerek şu hikayeyi anlatmıştım; Ağustos sıcağında yayan olarak yol alan biri, ağaç altında dinlenmekte olan bir köylüye selam verir ve sorar. “Yeniköy’e kaç saatte giderim?” Köylüden tık yok! Adam bir daha sorar yine yanıt alamayınca, kızar ve tekrar yola koyulur. Birkaç adım atınca, köylü yattığı yerden seslenir; “Bu tempoyla iki saat sonra Yeniköy’desin…”
Selçuk’un bakanlıktaki uygulamalarına bakınca, bugüne kadar boşa yaşanmış bir ömür gördüm. Ne yazık ki o da Devletin Bakanı olmak yerine, Erdoğan’ın sekreteri olmayı seçmiş…
Danıştay, birliğimizin ve millet olma şuurunun çocuklarımızda pekiştirilmesini sağlayan MİLLİ ANDIMIZIN okullarımızda okutulmasına karar verdi! Selçuk, Danıştay Kararını uygulamadı! Aksine bu kararın kaldırılması için itiraz etti!
T.C Milli Eğitim Bakanı, T.C Anayasası, 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu, 1739 sayılı Milli Eğitim Kanunu ile kalkınma plan ve programları doğrultusunda Milli Eğitim Hizmetlerini yürütmekle sorumludur…
Milli Eğitim Bakanlığı, HİZMET VAKFI ile “Değerler Eğitimi” vermesi için bir protokol düzenledi. İtiraz sebebiyle konu Danıştay’a gitti. Danıştay 8. Dairesi; “Protokolün, Anayasa ve Türk Milli Eğitiminin temel ilke ve kurallarına aykırı olduğunu ve eğitim öğretim hizmetinin ancak kamu görevlileri eliyle yürütülebileceğine karar vererek, protokolü durdurdu…
AKP İktidarıyla birlikte, Türk Milli Eğitimi büyük oranda tarikat ve cemaatlere devredildi! Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da okulların çoğunda durum böyledir. Köylerde ve mezralarda ise tarikatlara cemaatlere hizmet eden ve fakir ailelerin paralarını alan on binden fazla kaçak Kur’an Kursu, binlerce kaçak yurt bulunmaktadır. Bu kurslarda, “Hoca” adı altında eğitimsiz yeteneksiz Cumhuriyet ve Demokrasi
düşmanı kişiler, küçücük çocukları birer Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı olarak yetiştirmekteler. Buralarda, her türlü istismar ve çirkinlikler de yaşanmaktadır. Sağlıksız ve kaçak binalarda çıkan yangınlarda, çocuklarımız canlı-canlı yandılar! AKP, çocukları koruyacağına, ailelere ve diğer çocuklara sahip çıkacağına cemaat ve tarikatların suçlarını örtmeye çalıştı… Jandarma’nın İçişleri Bakanlığına bağlanması ile buralardaki denetim tamamen ortadan kalkmıştır. Her yıl, on binlerce çocuk, birer Taliban kafasıyla yetiştirilmektedir…
Değerli Okurlar; Bakan Selçuk, bunları görmüyor, bilmiyor mu? Bakan Selçuk, nasıl olur da böyle bir protokolü imzalar? Bakan Selçuk, nasıl olur da çocuklarımızın beyinlerinin zehirlenmesine izin verir! Bakan Selçuk, Milli Andımızın okutulmasına neden itiraz eder?
Neden biliyor musunuz? Bakan Selçuk’un kumaşı, 2002’den bu yana AKP Hükümetlerinde Milli Eğitim Bakanlığı yapanlar gibi cemaat ve tarikatlar tarafından dokunmuştur da ondan…
Bakan Selçuk, bu yürüyüşüyle ancak karanlığa varır. Hem de zifirisine…
Sağlık ve başarı dileklerimle 06 Mart 2019 Rifat Serdaroğlu