Erdoğan, Türk kamuoyuna mesaj vermek için bas-bas bağırıyor! “Sahada da olacağız, masada da olacağız…” Uluslararası alanda ve dış politikasında neyi doğru yaptılar ki, Irak’ta-Suriye’de doğru yapsınlar? 15 yıldır yapılanları hatırlayalım; Tunus-Libya-Mısır-Suriye-Irak- İsrail-Filistin-İran-Rusya-Amerika-Almanya ile ilişkilerimizin “iyi” olduğunu, bu ülkelerin yöneticilerinin Türkiye’yi yönetenlere saygı duyduğunu söyleyebilecek bir kişi var mı? İnsan olanda utanma duygusu olur! El attığın her güzel işi berbat edeceksiniz, Türk Milletinin size verdiği yetkiyi, sopa gibi kullanarak her fırsatta Türk Milletinin kafasına vuracaksınız sonra da Irak ve Suriye için Türk Milletinden fedakârlık isteyeceksiniz! Bu davranışın her dildeki adı “utanmazlıktır!” Bölgemizdeki 22 ülkenin sınırlarını, emperyalist devletlerin yararına bozacak BOP’ne gönüllü Eşbaşkan olacaksınız, milyonlarca Müslüman’ın katlini, tecavüze uğramasını, evinden olmasını sessiz kalarak destekleyeceksiniz, sonra da “Sahada da, masada da olacağız” diyeceksiniz! Barzani denen PKK hamisi, Irak’taki Türkmenleri öldürürken, sürerken, tapu kayıtlarını yakıp Kerkük-Musul-Telafer’in demografik yapısını değiştirirken sessiz kalacaksınız, utanmadan Barzani’yi kongrenize “Onur Konuğu” diye davet edip “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışlatacaksınız, sonrada “ Sahada da, masada da olacağız” diyeceksiniz! Pes be arkadaş, dünya kurulduğundan beri böylesi görülmemiştir… Siz Barzani’nin Peşmergelerini, Türkiye üzerinden Irak’a sokacaksınız, yemek paralarını bile Valilerinize ödeteceksiniz, sonra Barzani ve Peşmerge “Türkiye Musul’a girmesin” diye diretecek! Bu kadar körlük ancak Badem iktidarında olur! Siz, FETÖ’nü devletin içine sokacaksınız, beraberce Türk Ordusunun komuta heyetine kumpas kurup, Atatürk’ün Subaylarını zindana attıracaksınız, kafanıza göre Genelkurmay Başkanı seçeceksiniz ve onlardan morali yüksek bir komuta yeteneği bekleyeceksiniz! Yaveri tarafından yere yatırılan, kafasına basılan, esir alınan ve altını bile tutamayan bir Genelkurmay Başkanından Türk Ordusunu tarihine yakışır bir şekilde yönetmesini beklemek tam bir hayalciliktir… Yazıyı beraberce bağlayalım; Türkiye’yi yönetenler, Suriye’deki Şam yönetimini ve Irak’taki Bağdat yönetimini tanıyorlar mı? Tanımıyorlar! Kimlerle iş tutuyorlar? Oralardaki mezhepsel terör örgütleriyle! Peki, bu politikanın başarı şansı olabilir mi? Elbette ki olamaz. Zaten neyi başardılar ki? İhale bağlamak, yol bulmak, sıfırlamak, haram yutmak, kul hakkı yemekten başka! Irak ve Suriye’deki emperyal devletler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki Türk Askeri varlığı için bize nasıl baskı yapıyorlar? “Türk Askeri Kıbrıs’tan çekilmelidir” diyorlar değil mi? Türk Askerini Kıbrıs’ta istemeyen emperyal devletler, Ortadoğu’daki ülkeleri parçalama işinde “Eşbaşkan” olarak görevlendirdikleri adamlarına, “Buyur gel, seni Musul’da koordinatör yaptık” derler mi? Stratejik Alçaklık mı, Derinlik mi neyse ona bi sorun bakalım, size ne diyecek! Sahada göstermelik olarak varız, masada da olmayacağız, neden mi? Çünkü kucaktayız, kucakta… Sağlık ve başarı dileklerimle 19 Ekim 2016 Rifat Serdaroğlu