Dönemin Başbakanı Erdoğan ve AKP Yöneticileri insanların yüzlerine baka-baka yalan söylemekte çok ustadırlar. Söyledikleri yalan, belgeleriyle ortaya çıkınca utanıp, yüzleri kızarıp özür dilerler mi?
Ne gezer! Hemen yeni bir yalan uydurup, eskiyi unutturmaya çalışırlar.
Bunun adına da “Algı Operasyonu” derler…
YALAN 1:
Olağanüstü Hali 30 Kasım 2002 de biz kaldırdık. (Dönemin Başbakanı Erdoğan)
Gerçek ne;
Elazığ 1995 yılında, Mardin 30 Kasım 1996 da, Batman- Bingöl- Bitlis 2 Ekim 1997 tarihli TBMM kararıyla, Siirt 30 Kasım 1999 da, Van 30 Temmuz 2000 de, Hakkâri ve Tunceli’de 30 Temmuz 2002 de Olağanüstü Hal kapsamından çıkarıldı…
Diyarbakır ve Şırnak İllerimizdeki Olağanüstü Hal durumu 30 Temmuz 2002 tarihinde 4 aylığına son kez uzatıldı ve 30 Kasım 2002 de bu iki ilimizde Olağanüstü Hal kapsamından çıkartıldı.
13 senelik “TEK BAŞINA AKP İKTİDARI” sonunda geldiğimiz yer neresi;
-Bu gün Türkiye’nin 8 İlindeki 42 bölge, Olağanüstü Hal ismi değiştirilerek, “Güvenlikli Bölge” ilan edilmiştir. Bu bölgeler Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu kapsamakta ve bu illerde tamamen Olağanüstü Hal uygulamaları devam etmektedir.
-Dün İçişleri Bakanlığı bir genelge yayınlayarak, Tüm Türkiye’de “Toplantı-Gösteri-Yürüyüş Haklarının” kısıtlandığını açıkladı.
Anayasa teminatında olan bu haklar, bir Bakanlık genelgesiyle aynen darbe dönemlerinde olduğu gibi askıya alındı…
YALAN 2:
Bunların hiçbiri Sivas’tan öteye geçemezler. (Dönemin Başbakanı Erdoğan)
Gerçek ne;
-Bir ülkede vatandaşlar ülke içinde bir yerden başka bir yere özgürce ve güvenlik içinde seyahat edemiyorlarsa, bunun tek sorumlusu hükümettir.
Bir Başbakan’ın, Siyasi Parti Liderlerini “Bunlar Sivas’tan öteye gidemezler” diye suçlaması, onun kendi aczinin ve ayıbının itirafıdır.
13 senelik “TEK BAŞINA AKP İKTİDARI” sonunda geldiğimiz yer neresi;
-Bugün bırakın Sivas’tan öteye gitmeyi, insanlar şehirlerde bile sokağa çıkmaktan korkar haldeler.
Büyükşehirlerimizde ellerinde uzun namlulu ağır silahlarıyla teröristler, gazetecilere poz vermekten çekinmemektedirler! Her cadde bir mafya hâkimiyetinde, her köşe başında bombalı paketler, Ortadoğu’nun tüm kaçakları- hırsızları içimizde! Fuhuş ve uyuşturucu kullanımı katlanarak artmış!
Her gün Asker ve Polislerimiz kahpece şehit ediliyorlar…
-Bugün Sivas’tan öteye kimsenin gitmesi mümkün değildir!
Tunceli-Erzincan yolu 127 km dir. Bu “Devlet Yolu” bir haftadır KAPALI!
Dün açıldı, 12 saat sonra tekrar kapandı…
Demokratik bir ülkede 127 km’lik bir Devlet Yolu, güvenlik sebebiyle bir hafta kapalı kalıyor ve ülkenin güvenliğinden sorumlu hükümet hala sepet gibi yerinde oturuyorsa, o hükümet zaten yok hükmündedir.
Hele bu hükümet “Milli İrade” sonucuna rağmen pişkince ülkeyi yönetmeye devam ediyorsa, o ülkede ne demokrasi vardır ne de özgürlük.
Ölmüşüz de ağlayanımız yok…
Şimdi Cumhur’un Başı’ na iki önerim var. Bunları yaparsa, yapabilirse ne isterse vermeye-yapmaya hazırım!
-Diyanetten Görmez Mehmet’e verdiğiniz zırhlı Mercedes’in direksiyonuna geçin. Yanınıza eşiniz de alın. Tunceli-Erzincan arasını, önünüzde-arkanızda-üstünüzde-altınızda koruma ordusu olmadan bi gidin, bi de gelin! Tamam mı?
-Bir de, korumalarınızla birlikte Beşiktaş veya Fenerbahçe’nin bir maçını stadyumdan seyredin! Görün bakın sizi nasıl kucaklayacaklar!
Eyy Türk Milleti;
Tüm bu yazılanlar seni hiç ilgilendirmiyor değil mi? Eğer ilgilendirmiyorsa
o zaman başına geleceklere şimdiden hazır ol. Bu günler iyi günlerin.
Evinden sokağa çıkamayacağın günler de gelecek. Aman kapıyı kapat, saklan!
Yazıyı Mehmet Akif’in şiirinden bir cümle ile bitirelim;
“Sahipsiz Vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır…”
Sağlık ve başarı dileklerimle 07 Ağustos 2015
Rifat Serdaroğlu