Cumhurbaşkanlığı seçiminin ne zaman yapılacağını biliyor muyuz? Seçimin hangi şartlarda yapılacağını biliyor muyuz? İkisini de bilmiyoruz! O zaman şimdiden Cumhurbaşkanı adaylarını konuşmak doğru mu? Türkiye’nin birinci problemi, acil olarak çözülmesi gereken öncelikli derdi, AKP Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanını ve ekibini ülke yönetiminden derhal uzaklaştıracak birlikteliği kurmak olmalıdır. Bakın, ülkemizin üzerine gelmekte olan “Tufanı” bir daha görelim; Laik Cumhuriyet tehdit ve ağır tehlike altındadır. T.C Devletinin tüm resmi kurumları artık AKP kuruluşları haline gelmiştir. AKP-MHP ortaklığında, dini vakıflar-dini cemaatler-tarikatlar iktidar ile birlikte Türk Milletinin parasını, mallarını, değerlerini talan etmektedir. İlk kez işsiz sayısı (22 Milyon), çalışan sayısını (20 Milyon) geçmiştir. Bu felaket demektir. Ülke ekonomisi, durma noktasındadır. Bu yıl devlet olarak borçlarımızı çevirmekte çok zorlanacağımız, gerçek ekonomistlerin ortak kanısıdır. Toplumsal barış kontrolden çıkmış, eğitim tarikatlara ve cemaatlere devredilmiştir.Devlet kadrolarında “Kakistokrasi” egemen olmuş, liyakat bitmiştir. TBMM ve Hukuk Devleti devre dışıdır. 5 Milyon 700 Bin genç hem okula gitmiyor hem de çalışmıyor durumdadır… Üstüne üstlük Covit-19 salgını, etkisini her gün arttırmaktadır. Türk Milletine tarihin en büyük sillesini vuracak böylesine bir tufan üzerimize doğru gelirken, %6-7 oyla Sayın Akşener, %5-6 oyla Sayın Bahçeli, %20 oyla Sayın Kılıçdaroğlu veya Sayın Muharrem İnce, Sayın İlhan Kesici veya Sayın İmamoğlu-Sayın Yavaş, Cumhurbaşkanı olsalar ne yapabilecekler? Ayrıca “Partili Cumhurbaşkanı” sisteminin tutmadığı görüldüğü halde, hepsi partili olan bu kişiler nasıl seçilecekler? Bu şartlarda, İhvan kafalı Siyasi İslamcılar dışında kalan tüm vatandaşlarımızı kucaklayacak, bütünleştirecek bir “Nuh’un Gemisine” ihtiyaç yok mu? Önceliğimiz bu birlikteliği sağlayacak bir çalışma olmamalı mı? Bu toplumsal direnci kurup, halkın gücünü AKP-MHP ortalığının karşısına dikmezsek, yaklaşan tufandan sağ çıkmak mümkün olmayacak… Çoban Ateşi Hareketi bu birlikteliği sağlamak için kurulmuştur. 25 Ağustos 2020 günü Siyasi Parti olarak Türk Milletinin huzuruna çıkacağız. Anayasamızın ilk 6 (Altı) maddesini kafasına ve beynine sığdıran her vatandaşımızla, her parti ve kuruluşla, etnik kökeni- inancı-kültürü- anadili-mezhebi ne olursa olsun, bu birlikteliği, toplumsal direnci kurmak amacıyla, görüşürüz, konuşuruz, işbirliği yaparız… Eğer, Türkiye’de Laik Cumhuriyete, sosyal hukuk devletine, çağdaşlığa, özgürlüklere bağlı bir demokratik rejim istiyorsak, bugün tam zamanıdır. Bu yazı, anası Çoban Ateşi Hareketi olan yeni doğacak olan partimizin, tüm Türkiye’ye verilmiş bir namus sözü yerine geçecektir. Hem de hiçbir talebimiz, beklentimiz olmadan… Yaşasın Türk Milleti… Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Ağustos 2020 Rifat Serdaroğlu