Doğruyol Partisi Aydın İl Kongresini yapıyoruz!
Aydın ilinin iki tane siyaset ustası var! İsmet Sezgin ve Nahit Menteşe!
Parti içi önseçimlerde veya Genel Merkezdeki etkinlikte hiçbir partilinin bu ikiliyi geçmesi mümkün değil!
Bir seçimde İsmet Bey birinci oluyorsa, diğer seçimde Nahit Bey birinci oluyordu. Yani Aydın’dan milletvekili olmak isteyen gençlerin önü doğal olarak kapalıydı!
Kürsüye, Umurlu Belediye Başkanı Evrenos Vardar çıktı ve Aydın şivesiyle; “Abiler, kısa konuşçem. Sizlere bi soru sorcem! Ben doğdum, gözümü açtım İsmet Abi ve Nahit Abiyi gördüm! Ben Belediye Başkanı oldum, yine İsmet Abi ve Nahit Abi var. Anlaşıldı sizler ölmeden biz milletvekili olamecez! Sorum şu; Abiler, kusura bakmayın ama, siz ne zaman ölceniz?”
Başta İsmet Bey ve Nahit Bey olmak üzere tüm salon kahkaha ile güldü…
Yüzlerine karşı yapılan eleştirileri anlayışla kabul eden, hizmeti ilke edinmiş beyefendilerdi onlar.
İsmet Abi de bu beyefendilerin sonuncularındandı. Mekânı cennet olsun…
Bunlar Onurlu, dürüst, vatansever ve aydın insanlardı!
Atatürk’ün emrinde savaşmış İstiklal Harbimizin Galip Hocası Celal Bayar ve İstiklal Madalyası sahibi Adnan Menderes ile başlayan bu çizgi Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu, Süleyman Demirel, Kâmran İnan, Necmettin Cevheri ve İsmet Sezgin ve binlerce isimsiz insanla bugünde devam ediyor!
Ama ne yazık ki, Türkiye’nin çimentosu olan bu ana damarın bugün siyasi partisi yok!
Bu ana damar, çapsız ve zavallı Genel Başkanların sayesinde şimdilik kendisine sahip çıkılmasını bekliyor. Bu ana damarın partisiz kalmasından en büyük payı kapan ise Erdoğan’dır.
Erdoğan-Mehmet Ağar-Erkan Mumcu üçlüsünün “Merkez Sağ’ı” planlayarak sakatlamalarının sebebi budur…
Gerçekte ise Erdoğan ve ekibinin Demokrat Parti ve demokrat düşünce ile zerre kadar ilgisi yoktur.
Onlar onurlu ve dürüst insanlardı. Darbe yönetimi, onların bir açığını bir yolsuzluğunu yakalayabilmek için yıllarca uğraştı. Aralarından kırkını müebbet hapse mahkûm ettirdiler, üçünü astılar ama tek kuruşluk yolsuzluk yapmadıkları ortaya çıktı. Onlar siyaset yapıp zengin olmadılar, mal satıp öyle siyaset yaptılar. Menderes, Başbakan olduğunda dededen kalan 33. 000 dekar arazi sahibiydi.
Üç oğlu vardı! İkisi şaibeli şekilde öldü! Darbeciler tarafından asıldığında 3.000 dekar arazisi ve bir oğlu kalmıştı. Ne kendileri “Dünyanın en zengin 8 siyasetçisinden biri” diye anıldılar, ne de çocukları haram servet sahibi oldu.
Elbette ki onların da her insan gibi yanlışları, hataları vardı. Ama onlar asla vatana ihanet etmediler. Devlete, hainleri sokmadılar.
Zamanın şartlarına ve eldeki olanaklar ölçüsünde ülkelerine hizmet ettiler ve binlerce eser bıraktılar.
Rahmetli Celal Bayar ile Rahmetli İsmet İnönü, Bayar’ın 8.Temmuz.1966 da hapisten çıkmasından sonra 14 Mayıs 1969 tarihinde bir araya geldiler. Yıllar süren yıpratıcı rekabete rağmen iki devlet adamının birbirlerine nasıl hitap ettiklerini bilmek ister misiniz?
“Celal Beyefendi” ve “Paşa Hazretleri”. Zarafete bakar mısınız?
İsterseniz bir de Erdoğan ve Binali Beylerin konuşmalarını hatırlayın!
Benim ömrüm bu onurlu-dürüst-eğitimli insanların arasında geçti ve çoğunu yakından tanıma fırsatı buldum. Yıllarca bakanlık yapıp, beş senelik elbise ile tertemiz ve başı dik gezen nice değerli insanlarla çalışma mutluluğunu yaşadım…
İsmet Sezgin bu onurlu ve dürüst adamlardan biriydi. İyi ki tanıdım İsmet Abiyi! Allah rahmetini esirgemesin.
“Yeni Türkiye’de” böyle adamlara rastlamak o kadar zor ki!
Geldiğimiz noktadan belli değil mi?
Sağlık ve başarı dileklerimle 10 Aralık 2016
Rifat Serdaroğlu