Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ

Emperyalist devletler, Türkleri haksız ve insafsızca “Soykırımcı” ilan etme yarışına girdiler! Çapsız ve bilgisiz AKP Hükümetleri de bu olaylara çanak tutar gibi davranınca, 1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan ülke sayısı 29’a yükseldi! “Komşularla Sıfır Problem” yalanıyla yola çıkan Bademler, neredeyse dünyada dostluk yapabileceğimiz tek ülke bırakmayacaklar! Emperyalist Devletlerin para ve güç kazanmak için yaptıkları tüm soykırımları, 1915 Ermeni olaylarını ve benzeri başımıza bela edilen dertleri, mümkün olduğu kadar kısa ve sade bir anlatımla vereceğimiz, yeni kitabımızı hazırlama çalışmalarımız devam ediyor. Bitirdiğimizde, Türk Gençliğinin eline çok faydalı bir kaynak kitap vermiş olacağız… Gerçekte biz Türkler tarih boyunca en çok soykırıma uğramış bir milletiz! Sadece Balkanlarda 10-15 yıllık bir dönemde 6 Milyona yakın Balkan Türk’ü katledildi. Balkanlardaki etnik temizlikte katledilenler Türkler olduğu için, dünya her zamanki gibi görmezden geldi! Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1994 yılında Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı seçilmesinden itibaren organize bir suç örgütü tarafından sürekli olarak soykırım benzeri ağır bir yıkıma tabi tutulmuştur! Cumhuriyetimizin temel direkleri olan Ulus Devlet-Lâik Cumhuriyet-Sosyal Devlet-Hukuk Devleti-Çağdaşlık-Milliyetçilik gibi asla vazgeçmeyeceğimiz değerlerimiz, “Arap Milliyetçisi” olan bu şaibeli ekip tarafından 14 yıldır saldırı altındadır… 15 Haziran 2016 günlü Soner Yalçın’ın yazısını okumayanlar lütfen okusunlar! Erdoğan başkanlığındaki bu ekip, ağababaları tarafından İstanbul Belediyesinde görevlendirilmişler ve planlı-programlı olarak soymaya ve maddi güç toplamaya başlamışlardır. Erdoğan, Belediye Başkanı olmadan evvel, yaşamını sürdürebilmesi için partisinden yardım alırdı! (Şevket Kazan ve Oğuzhan Asiltürk’ün ifadeleri) Belediye Başkanlığı sona erip hapse atılmasından sonra, hala hayatta olan Rahmi Koç, “Erdoğan’ın 1,5 Milyar Dolar nakit parası var” demiş ve bu haber Hürriyet Gazetesinde manşet olmuştu. Peki, Erdoğan Rahmi Koç’u mahkemeye verebildi mi? Tabii ki veremedi! Çünkü Rahmi Bey doğruyu söylüyordu. Sonraları ABD-İsrail ortak projesi hayata geçirildi. Devlet Bahçeli bir şekilde ikna edildi, ülke ABD’nin ekonomik tetikçileri tarafından krize sokuldu ve ABD Memuru Kemal Derviş’in de oyuna katılmasıyla, ülke seçime götürüldü. Erdoğan iktidara getirildi! Erdoğan, Belediye ekibini de parlamentoya taşıyıp, hepsi yolsuzluk-hırsızlıktan yargılanmakta olan adamlarına dokunulmazlık verdi, yargılanıp hapse girmekten kurtardı! En güvendiklerini ve vicdanı en kara olanlarını da Bakanlar Kuruluna aldı. İstanbul’u yöneten ve boğazlarına kadar yolsuzluğa bulaşmış olan kara vicdanlılar artık koskoca Türkiye’yi yönetmeye başladılar. Bu yolda örgütün yolunu açanların başında, daha önce para ile satın aldıkları yargı mensupları vardı. Örgüt elemanları Parlamento ve Bakanlıklara taşınırken, bu yargı mensupları da yargının tepelerine taşındı. Cumhuriyeti yıkmayı kendine hedef edinmiş ve CIA elemanı haline gelmiş Cemaat ile de işbirliği yapınca kadro tamamlanmış oldu… Yapılan iş, organize olarak Türk Devletinin batırılması, ülkenin kargaşaya itilmesi ve baskın olarak yapılacak hareketle “Federe İslam Devleti’nin” kurulmasıdır. Tarih boyunca beraber hareket etmiş “Şeriatçı-Kürtçü Bölücü” ortaklığı aynen Sevr öncesi davrandıkları gibi, yıkımda da beraber olacaklar, Büyük Kürdistan Devletinin Türkiye ayağını da kuracaklar… Şimdi, gerçekleri görmeyen zavallılar bizi paranoyaklıkla, komplo teorisi üretmekle suçlayacaklardır. Umurumuzda olmazlar! Fakat bu kadar çok haini olan “özellikle aydınlardan”, bu kadar korkağı olan “İş âlemi ve STK’lar” ve bu vatanda kiracıymış gibi olayları sessizce seyreden “Ne yapıyorsunuz, yapamazsınız” bile diyemeyen millet oldukça, bu organize suç örgütü daha beterini de yapar. Biz yıllardır bunları yazıp anlatıyoruz. Ne yazık ki, milleti ayağa kaldırması gereken muhalefet partileri olayların analizini bile yapmaktan acizler. Ne demişti Yılmaz Özdil; Anlayana sivrisinek saz, anlamayana sazın sapını soksan az…   Sağlık ve başarı dileklerimle 07 Haziran 2016 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 07 Haziran 2016 - Salı
Rıfat SERDAROĞLU

ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ

Emperyalist devletler, Türkleri haksız ve insafsızca “Soykırımcı” ilan etme yarışına girdiler!
Çapsız ve bilgisiz AKP Hükümetleri de bu olaylara çanak tutar gibi davranınca, 1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan ülke sayısı 29’a yükseldi!
“Komşularla Sıfır Problem” yalanıyla yola çıkan Bademler, neredeyse dünyada dostluk yapabileceğimiz tek ülke bırakmayacaklar!
Emperyalist Devletlerin para ve güç kazanmak için yaptıkları tüm soykırımları, 1915 Ermeni olaylarını ve benzeri başımıza bela edilen dertleri, mümkün olduğu kadar kısa ve sade bir anlatımla vereceğimiz, yeni kitabımızı hazırlama çalışmalarımız devam ediyor. Bitirdiğimizde, Türk Gençliğinin eline çok faydalı bir kaynak kitap vermiş olacağız…

Gerçekte biz Türkler tarih boyunca en çok soykırıma uğramış bir milletiz!
Sadece Balkanlarda 10-15 yıllık bir dönemde 6 Milyona yakın Balkan Türk’ü katledildi. Balkanlardaki etnik temizlikte katledilenler Türkler olduğu için, dünya her zamanki gibi görmezden geldi!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1994 yılında Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı seçilmesinden itibaren organize bir suç örgütü tarafından sürekli olarak soykırım benzeri ağır bir yıkıma tabi tutulmuştur!
Cumhuriyetimizin temel direkleri olan Ulus Devlet-Lâik Cumhuriyet-Sosyal Devlet-Hukuk Devleti-Çağdaşlık-Milliyetçilik gibi asla vazgeçmeyeceğimiz değerlerimiz, “Arap Milliyetçisi” olan bu şaibeli ekip tarafından 14 yıldır saldırı altındadır…

15 Haziran 2016 günlü Soner Yalçın’ın yazısını okumayanlar lütfen okusunlar!
Erdoğan başkanlığındaki bu ekip, ağababaları tarafından İstanbul Belediyesinde görevlendirilmişler ve planlı-programlı olarak soymaya ve maddi güç toplamaya başlamışlardır.

Erdoğan, Belediye Başkanı olmadan evvel, yaşamını sürdürebilmesi için partisinden yardım alırdı! (Şevket Kazan ve Oğuzhan Asiltürk’ün ifadeleri)
Belediye Başkanlığı sona erip hapse atılmasından sonra, hala hayatta olan Rahmi Koç, “Erdoğan’ın 1,5 Milyar Dolar nakit parası var” demiş ve bu haber Hürriyet Gazetesinde manşet olmuştu.
Peki, Erdoğan Rahmi Koç’u mahkemeye verebildi mi? Tabii ki veremedi!
Çünkü Rahmi Bey doğruyu söylüyordu.

Sonraları ABD-İsrail ortak projesi hayata geçirildi. Devlet Bahçeli bir şekilde ikna edildi, ülke ABD’nin ekonomik tetikçileri tarafından krize sokuldu ve ABD Memuru Kemal Derviş’in de oyuna katılmasıyla, ülke seçime götürüldü.
Erdoğan iktidara getirildi!

Erdoğan, Belediye ekibini de parlamentoya taşıyıp, hepsi yolsuzluk-hırsızlıktan yargılanmakta olan adamlarına dokunulmazlık verdi, yargılanıp hapse girmekten kurtardı!
En güvendiklerini ve vicdanı en kara olanlarını da Bakanlar Kuruluna aldı.
İstanbul’u yöneten ve boğazlarına kadar yolsuzluğa bulaşmış olan kara vicdanlılar artık koskoca Türkiye’yi yönetmeye başladılar.

Bu yolda örgütün yolunu açanların başında, daha önce para ile satın aldıkları yargı mensupları vardı.
Örgüt elemanları Parlamento ve Bakanlıklara taşınırken, bu yargı mensupları da yargının tepelerine taşındı. Cumhuriyeti yıkmayı kendine hedef edinmiş ve CIA elemanı haline gelmiş Cemaat ile de işbirliği yapınca kadro tamamlanmış oldu…

Yapılan iş, organize olarak Türk Devletinin batırılması, ülkenin kargaşaya itilmesi ve baskın olarak yapılacak hareketle “Federe İslam Devleti’nin” kurulmasıdır.
Tarih boyunca beraber hareket etmiş “Şeriatçı-Kürtçü Bölücü” ortaklığı aynen Sevr öncesi davrandıkları gibi, yıkımda da beraber olacaklar, Büyük Kürdistan Devletinin Türkiye ayağını da kuracaklar…

Şimdi, gerçekleri görmeyen zavallılar bizi paranoyaklıkla, komplo teorisi üretmekle suçlayacaklardır. Umurumuzda olmazlar!
Fakat bu kadar çok haini olan “özellikle aydınlardan”, bu kadar korkağı olan “İş âlemi ve STK’lar” ve bu vatanda kiracıymış gibi olayları sessizce seyreden
“Ne yapıyorsunuz, yapamazsınız” bile diyemeyen millet oldukça, bu organize suç örgütü daha beterini de yapar.

Biz yıllardır bunları yazıp anlatıyoruz. Ne yazık ki, milleti ayağa kaldırması gereken muhalefet partileri olayların analizini bile yapmaktan acizler.

Ne demişti Yılmaz Özdil;
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana sazın sapını soksan az…

 

Sağlık ve başarı dileklerimle 07 Haziran 2016
Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.