ABD’ye saldırmaya kalktı, Eyy Obama dedi;
Anında Reza Zarrab davası başlatıldı, bizimki tıssss!
Eyy Putin dedi, Rusya’ya saldırdı;
Uçaklarımız sınırımızdan burnunu çıkaramaz hale geldi, Putin’e mektup yazmak zorunda kaldı!
Birader Esad Katil Esed oldu, Suriye’ye saldırdı;
El-Nusra, IŞİD gibi terör örgütlerini korudu, kolladı. Yaralılar bizim hastanelerimizde bedavadan tedavi edildi. İstanbul-Ankara-Adıyaman-Gaziantep’ten konvoylar halinde IŞİD’e katılıma yol verildi.
Şimdi Esad ile el altından “win-win” temasları başladı!
Mısır’a saldırdı, Eyy Sisi dedi;
AKP Kongresine “Onur Konuğu” diye davet ettiği Mursi, müebbet hapse mahkûm oldu.
“Yapamazsınız, dünya beşten büyüktür” dedi, Mursi’yi bir daha müebbet hapse çarptırdılar!
Kiminle dost oldu ise, kime selam verdi ise sonradan hepsi ile kavga etti.
Abdüllatif Şener’den Abdullah Gül’e, Bülent Arınç’tan Hüseyin Çelik’e kadar AKP’yi beraber kurduğu kader arkadaşlarının yüzlercesini sattı.
Kala kala, daha düne kadar kendisine küfreden Soylu Süleyman ile Karun Numan Kurtuldu’nun ve kerametleri kendilerinden menkul Saray danışmanlarının eline kaldı!
Yurtdışındaki tıkanmalar, zaten bıçak sırtında olan ekonomimizi de krizin kapısına getirdi.
14 sene boyunca yapılan yolsuzluklar, hırsızlıklar, rüşvetler üstü örtülemez hale gelince kaçacak yeri kalmayan Erdoğan, sonunda çıkmaz sokağın dibindeki duvara dayandı…
Sinir bozukluğu noktasından, delirme aşamasına süratle yaklaşan Bademler, kendilerini kurtarmak uğruna, Erdoğan’a Türk Milletine karşı savaş açmanın tek çıkar yol olduğunu söylediler.
Türk Milleti devamlı olarak tahrik edilecek, çıkacak bir iç savaşın tüm ülkeye yayılması durumunda devlet gücü ezici bir şekilde milletin üzerine sürülecek, ülke Suriye’ye döndürülecek ve bu arada Öcalan ile anlaşıp “Federe İslam Devleti” ilan edilecek. Halife Sultan Erdoğan işbaşına…
Bu yazılanlara inanmayanların, provokasyon olarak görenlerin şu soruya yanıt vermeleri gerekir;
Vatandaşlar olarak, böyle bir saldırı karşısında kime güveneceğiz ve bizleri kim koruyacak?
-Erdoğan’ın bir emriyle kışlasına kapanan Türk Ordusu Komuta Heyeti mi?
-Yine Erdoğan’ın emriyle, milletin evlerini başlarına yıkan “Kuyucu Murat Paşa” benzeri komutanlarla mı?
-Erdoğan’ın emir eri haline gelmiş İçişleri Bakanı ve ona bağlı Emniyet Genel Müdürlüğünün yönetimindeki polis gücü mü?
-AKP’nin ve AKP’li Belediyelerin yıllardır hazırladıkları ve kendilerine “İslam Ordusu” denen güruhun, ülkenin her yerine bomba depolamış PKK militanlarının, El- Kaide ve Hizbullah’ın katillerinin elinden kim koruyacak savunmasız insanlarımızı? Ha kim koruyacak?
Siz, Yüksek Yargıda yapılacak kıyımın niçin yapılacağını sanıyorsunuz?
Siz, Kayyım kurumunu yozlaştırıp, herkesin malına mülküne el koyup buralara AKP’lilerin atanmasının sebebini biliyor musunuz?
Siz, Cumhur’un Başı Erdoğan’ın, Gezi direnişi sebebiyle geri çektiği “Taksim’e Cami-Topçukışlası-AVM” projelerini yeniden ortaya sürüp, insanların sinirlerini tepelerine çıkarmasını bir tesadüf mü sanıyorsunuz?
Siz, Liseli Gençlerin üzerine polis gücüyle gidip, Milli Eğitimimizi Araplaştıran MEB’nın gençlerimiz için “Yasal Takip” emrini vermesindeki oyunu görmüyor musunuz?
Yıllardır bu günlere geleceğimizi yazıp, söylüyoruz.
Lâik Cumhuriyetin temel değerleri teker-teker kırılırken “Aman istikrar bozulmasın” “Evet bunlar hırsız ama Binali İzmir’e hizmet edecek” diye düşünen ve AKP’ye utanmadan destek verenler önümüzdeki günlerde ne yapacaklar?
“Kardeşim, adamlar çalıyorlar ama çalışıyorlar”, “Kim çalmadı ki” diye kendini kandırdığını zannedenler, sıranın kendilerine geleceğini görmüyorlar mı?
Kurtuluş Savaşı sırasında oluşan “Milli Ruha” ne oldu?
Koskoca Türk Milleti, kendini savunmaktan aciz hale mi getirildi?
Hep söylerim; Siyasette ve bilimde mucize yoktur. Çalıştığınız kadarının karşılığını alırsınız.
Türk Milleti ya direnecek, önce demokratik tepkisini koyacak ve “Yapamazsın efendi” diye haykıracak, ya da “ezip geçeriz”, “astığım astık, kestiğim kestik” diyen soysuz anlayış devletimizi çökertecek…
Demedi demeyin…
Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Haziran 2016
Rifat Serdaroğlu