Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

Rıfat SERDAROĞLU - NESEBİ GAYRİ SAHİH!

Nesebi Gayri Sahih; “Yasal olmayan bir birleşme sonucu doğan çocuk ” demektir.  Halk dilinde ise “babası belli olmayan çocuk”, Kasımpaşalı ağzında “Piç” denir.  Bu yazının konusu, nesebi gayri sahih olan kişilerle ilgili değildir.  Bizim ilgilendiğimiz konu, gerçek sahibin adını gizlediği “Evet bu kuruluş benimdir. Bu kuruluşu vergilendirilmiş ticari faaliyetlerim sonucu kazandığım para ile şu kadar TL’ye aldım” diyemeyen kişi ve kuruluşlardır.  Hele bu kuruluşlar, kamuoyunu yanıltabilecek nitelikteki gazete-televizyon-dergi-radyo gibi iletişim araçlarına sahiplerse sahibinin adının saklanması,  o ülkenin birinci derecedeki güvenlik sorunu olmalıdır. Beraberce düşünelim; Suriye diktatörü Esad, Suriye’de devlet müteahhitliği yapan adamlarından 3-5 tane “Para için milletin a.sına koyacak kadar şerefsiz” adam bulsa ve bunlara örneğin Sabah Gazetesini, Sabah Televizyonunu, radyoları, dergileri satın aldırsa neler olur, tahmin edebilir misiniz? Veya İŞID terör örgütünün başı Ebu Bekir El Bağdadi aynı yolu izleyip, Habertürk Medya Grubunu satın alsa! Ya da PKK Narko-Terör örgütü, Sabah’ı birilerinin aldığı gibi Doğan Medya Grubuna el koysa! Devlet için öncelikli konu, para değil, milletinin güvenliği olmalıdır. Finans kuruluşları da aynı öneme sahiptir. Dünya üzerinde “Çok para veriyor” diye, bankalarını uluslararası bir suç örgütüne veya “Kiliseler Birliği” gibi sizi yıkmaya yemin etmiş bir örgüte satacak kadar salak yöneticilere sahip bir devlet olabilir mi? Eğer TC Devleti, gerçek yöneticilerin elinde olmaz da, demokratik rejim düşmanı siyasetçilerin eline geçerse, devletin MİT-Genelkurmay-Emniyet-Maliye bürokratları da bu ihanete çanak tutarlarsa, devletin batışı kaçınılmaz olur.  Yalnız bu bürokratların unutmamaları gereken şey, ihanette zamanaşımı olmadığıdır! Bir gün mutlaka bu bürokratlar hesaba çekileceklerdir… Düşünmeye beraberce devam edelim; Bir TC Vatandaşı veya bu ülkenin herhangi bir şirketi, sahip olduğu bir ekonomik varlığa adını vermekten, o varlığın kendisinin olduğunu açıklamaktan niçin çekinir?  Bunun tek yanıtı; O kişinin-ailenin veya şirketin o malı sahiplenmesinde yolsuzluk, kanunsuzluk, haram ve kara para olmasıdır. Gizleyecek bir işi olmayan kişi niçin saklansın ki? Zaman Gazetesinin künyesinde, sırayla bir sürü adamın ismi yazıldı. Hâlbuki Zaman Gazetesinin gerçek sahibinin Fethullah Gülen olduğunu herkes biliyordu. Niçin sahibi olduğu gazetenin künyesine ismini yazdıramadı? Peki, Sabah Medya Grubu kimin? Binali Yıldırım, Devletle iş yapan müteahhitlere baskı kurup, onlardan 630 MİLYON DOLAR toplamadı mı? Tabii ki topladı. 100 MİLYON DOLAR avanta veren bir müteahhit, “Dün gece hiç uyuyamadım, çocuklarımın yüzüne nasıl bakacağım” diye konuşmuştu! Bu haram parayla Sabah Medya grubunu Başbakan Binali kendisine mi aldı? Erdoğan ailesi mensuplarının o grubun yönetim kadrolarında ne işleri var? 2008-2016 yılı 22 Şubat tarihleri arasındaki Ticaret Sicil Gazetelerini araştırdım. Gerek Çalık grubunun gerekse Zirve Holding kayıtlarının tamamında Erdoğan’ın damadı veya kardeşinin isimleri var. Buradan çıkarılacak sonuç şudur; Demek ki Sabah Grubunun gerçek sahibi Erdoğan Ailesidir… Türkiye’nin Cumhurbaşkanı-Başbakanı-Bakanı-avantacı müteahhitleri bir araya gelmişler ve oluşturdukları “Haram Havuzuyla” Erdoğan Ailesini, Medya patronu yapmışlardır. Devletten maaş alan ve öncelikli görevleri Türk Milletinin menfaatlerini korumak olan üst düzey bürokratları da susmakla, bu ortaklığın içine balıklama atlamışlardır… Bir de bu kanunsuz yöntemlere üzerine çökülen, hak sahiplerinin elinden kayyım kurumunu kullanıp alınan medya gruplarında köşe yazısı yazanlar  yok mu, ben işte bunlara çok acıyorum. Bu gazeteci müsveddelerinin, bizler gibi vatanseverlere çamur atmaları neye benziyor biliyor musunuz? Bedenlerini gönüllü olarak para karşılığı satıp başkalarına namus taslayanlara, fikir orospuluğunu meslek edinmişlerin bizlere sapık fikirler dayatmalarına, hırsızlığı babadan oğula sürdürenlerin bize dürüstlük taslamalarına benziyor… İşte gerçek nesebi gayri sahih diye bunlara denir. Çünkü bu yalaka takımının anaları avro, babaları da dolardır.  Siz daha fazla para verirseniz, sizin köpeğiniz olurlar… Sağlık ve başarı dileklerimle 04 Haziran 2016 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 04 Haziran 2016 - Cumartesi
Rıfat SERDAROĞLU

Rıfat SERDAROĞLU - NESEBİ GAYRİ SAHİH!

Nesebi Gayri Sahih; “Yasal olmayan bir birleşme sonucu doğan çocuk ” demektir. 
Halk dilinde ise “babası belli olmayan çocuk”, Kasımpaşalı ağzında “Piç” denir. 
Bu yazının konusu, nesebi gayri sahih olan kişilerle ilgili değildir. 
Bizim ilgilendiğimiz konu, gerçek sahibin adını gizlediği “Evet bu kuruluş benimdir. Bu kuruluşu vergilendirilmiş ticari faaliyetlerim sonucu kazandığım para ile şu kadar TL’ye aldım” diyemeyen kişi ve kuruluşlardır. 
Hele bu kuruluşlar, kamuoyunu yanıltabilecek nitelikteki gazete-televizyon-dergi-radyo gibi iletişim araçlarına sahiplerse sahibinin adının saklanması, 
o ülkenin birinci derecedeki güvenlik sorunu olmalıdır.
Beraberce düşünelim;
Suriye diktatörü Esad, Suriye’de devlet müteahhitliği yapan adamlarından 3-5 tane “Para için milletin a.sına koyacak kadar şerefsiz” adam bulsa ve bunlara örneğin Sabah Gazetesini, Sabah Televizyonunu, radyoları, dergileri satın aldırsa neler olur, tahmin edebilir misiniz?
Veya İŞID terör örgütünün başı Ebu Bekir El Bağdadi aynı yolu izleyip, Habertürk Medya Grubunu satın alsa!
Ya da PKK Narko-Terör örgütü, Sabah’ı birilerinin aldığı gibi Doğan Medya Grubuna el koysa!
Devlet için öncelikli konu, para değil, milletinin güvenliği olmalıdır.
Finans kuruluşları da aynı öneme sahiptir. Dünya üzerinde “Çok para veriyor” diye, bankalarını uluslararası bir suç örgütüne veya “Kiliseler Birliği” gibi sizi yıkmaya yemin etmiş bir örgüte satacak kadar salak yöneticilere sahip bir devlet olabilir mi?
Eğer TC Devleti, gerçek yöneticilerin elinde olmaz da, demokratik rejim düşmanı siyasetçilerin eline geçerse, devletin MİT-Genelkurmay-Emniyet-Maliye bürokratları da bu ihanete çanak tutarlarsa, devletin batışı kaçınılmaz olur. 
Yalnız bu bürokratların unutmamaları gereken şey, ihanette zamanaşımı olmadığıdır! Bir gün mutlaka bu bürokratlar hesaba çekileceklerdir…
Düşünmeye beraberce devam edelim;
Bir TC Vatandaşı veya bu ülkenin herhangi bir şirketi, sahip olduğu bir ekonomik varlığa adını vermekten, o varlığın kendisinin olduğunu açıklamaktan niçin çekinir? 
Bunun tek yanıtı; O kişinin-ailenin veya şirketin o malı sahiplenmesinde yolsuzluk, kanunsuzluk, haram ve kara para olmasıdır.
Gizleyecek bir işi olmayan kişi niçin saklansın ki?
Zaman Gazetesinin künyesinde, sırayla bir sürü adamın ismi yazıldı. Hâlbuki Zaman Gazetesinin gerçek sahibinin Fethullah Gülen olduğunu herkes biliyordu. Niçin sahibi olduğu gazetenin künyesine ismini yazdıramadı?
Peki, Sabah Medya Grubu kimin?
Binali Yıldırım, Devletle iş yapan müteahhitlere baskı kurup, onlardan 630 MİLYON DOLAR toplamadı mı? Tabii ki topladı. 100 MİLYON DOLAR avanta veren bir müteahhit, “Dün gece hiç uyuyamadım, çocuklarımın yüzüne nasıl bakacağım” diye konuşmuştu!
Bu haram parayla Sabah Medya grubunu Başbakan Binali kendisine mi aldı?
Erdoğan ailesi mensuplarının o grubun yönetim kadrolarında ne işleri var?
2008-2016 yılı 22 Şubat tarihleri arasındaki Ticaret Sicil Gazetelerini araştırdım. Gerek Çalık grubunun gerekse Zirve Holding kayıtlarının tamamında Erdoğan’ın damadı veya kardeşinin isimleri var. Buradan çıkarılacak sonuç şudur;
Demek ki Sabah Grubunun gerçek sahibi Erdoğan Ailesidir…
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı-Başbakanı-Bakanı-avantacı müteahhitleri bir araya gelmişler ve oluşturdukları “Haram Havuzuyla” Erdoğan Ailesini, Medya patronu yapmışlardır.
Devletten maaş alan ve öncelikli görevleri Türk Milletinin menfaatlerini korumak olan üst düzey bürokratları da susmakla, bu ortaklığın içine balıklama atlamışlardır…
Bir de bu kanunsuz yöntemlere üzerine çökülen, hak sahiplerinin elinden kayyım kurumunu kullanıp alınan medya gruplarında köşe yazısı yazanlar 
yok mu, ben işte bunlara çok acıyorum.
Bu gazeteci müsveddelerinin, bizler gibi vatanseverlere çamur atmaları neye benziyor biliyor musunuz?
Bedenlerini gönüllü olarak para karşılığı satıp başkalarına namus taslayanlara, fikir orospuluğunu meslek edinmişlerin bizlere sapık fikirler dayatmalarına, hırsızlığı babadan oğula sürdürenlerin bize dürüstlük taslamalarına benziyor…
İşte gerçek nesebi gayri sahih diye bunlara denir. Çünkü bu yalaka takımının
anaları avro, babaları da dolardır. 
Siz daha fazla para verirseniz, sizin köpeğiniz olurlar…
Sağlık ve başarı dileklerimle 04 Haziran 2016
Rifat Serdaroğlu
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.