Onurunuzun çiğnenmemesini istiyorsanız, önce siz öz saygınızı koruyacaksınız! Kimsenin sizi itip kakmasına, yol saymasına izin vermeyeceksiniz. Aynı durum devletler için de geçerlidir. Devletinizi yöneten ve temsil eden kişiler, devletinizin saygınlığını korumak zorundadır. Devletinizin saygınlığını korumak ve arttırmak için, devleti yönetecek kişilerin tarihlerini bilmeleri ve insanını tanımaları şarttır. Devletinizi yöneten kişinin kendi milletine saygısı yoksa, kendi milletinin adını anmaktan çekiniyorsa, “Ben Türk değilim. Ben Gürcü’yüm, eşim de Arap’tır”, “Ben Rum patronların yanında yetiştim” diyorsa, emperyalist devletlerin eşbaşkanlığını kabul ediyorsa, orada çok ciddi bir problem var demektir. Ülkenizi yöneten kişiler, haksız olarak edindikleri servetleri sebebiyle rehin alınmışlarsa, kendi saygınlıklarını ve temsil ettikleri devletlerinin saygınlıklarını koruyamazlar. Örnekleyelim; Sizin askerinizin başına, kongrenizin “Onur Konuğu” olan eşkıyanın Peşmergelerinin desteğiyle ABD Askerleri tarafından çuval geçirilir ve ülkeyi yönetenler bu rezilliğe ses çıkarmayarak kabullenirse, bir dahaki sefere askerinizin başına çuval geçirmekle kalmazlar ayağındaki pantolonu de çıkarırlar. 1770 yılında Mozart “Türk Marşını” yazdığında, bugün dünyanın Jandarması rolünü oynayan Amerika henüz yeni kuruluyordu! Binlerce yıllık Türk Devleti ise aynı anda üç kıtada hükümrandı. Kendi tarihini bilmeyen, kendi milletine saygı duymayanlar, kendi ezikliklerinin ceremesini milletine çektirirler! Bir gerçeği daha dikkatinize sunmak isterim; AKP yöneticileri, rahmetli Atatürk’ü, rahmetli Demirel’i ve rahmetli Ecevit’i sevmezler ve adlarını hiç anmazlar. Kurtuluş Savaşımızı “Keşke Yunan kazansaydı” diyeni ve İstanbul’u İngilizlere teslim eden Sultan Vahdettin’i çok severler. Atatürk’ü; Türk Devletini kurduğu, bizleri tebaa olmaktan kurtarıp özgür bireyler haline getirdiği, laik Cumhuriyeti armağan ettiği için sevmezler. Demirel’i, bir gecede 22 ABD üssünü kapattığı, Ecevit’i ise ABD’nin haşhaş ekim yasağına uymadığı ve Kıbrıs Barış Harekatını gerçekleştirdiği için sevmezler. Siz kendi değerlerinize karşı olursanız, sizi öyle bir kullanırlar ki, şaşarsınız! Siz Türk Ordusuna düşman olursanız, başka orduların askeri olursunuz! Cumhuriyeti kuranları itibarsızlaştırmak uğruna, onları Dersim’de katliam yapmakla, İstiklal Mahkemelerinde çok sayıda cinayet işlemekle suçlayıp, Kuvayı Millicileri katil olmakla yaftalayıp, İngilizlere uşaklık yapan Mustafa Sabrileri, İskilipli Atıfları kahraman ilan edip, isimlerini devlet tesislerine verirseniz ve Cumhuriyet dönemini “Zulüm Dönemi” olarak adlandırırsanız, başkalarının devletinizi “Soykırımcı” diye tanımlamasını, sadece seyredersiniz… ABD Başkanı Biden, 1915 olaylarını 24 Nisan’da anarken “Soykırım” dedi! Onun ne dediği önemli değil! O önce kendi katliam-soykırım-sömürü dolu kendi tarihine baksın. Çiçek mikrobu bulaştırılmış 1 milyon battaniyeyi Kızılderililere verip milyonlarcasını bir anda öldüren ABD değil mi? Türklerin binlerce yıllık tarihinde hiçbir zaman soykırım olmamıştır. 1915 olaylarının soykırım olarak nitelendirilemeyeceği, Türk ve yabancı bilim insanları ve bizzat Ermeni siyasetçileri tarafından defalarca kanıtlandı. Başkaları ne söylerse söylesin şunu iyi bilin ki, sizin yüzünüze karşı “Yarın soykırım diyeceğim” ABD Başkanına vereceğiniz tek yanıt; “Siz bilirsiniz, ben de yarın Türkiye’deki tüm ABD üslerinin kapatılması emrini vereceğim” diyememeniz ve Türk Devletinin kurucularını aşağılayan, söyledikleriniz ve yaptıklarınız canımızı daha çok acıtıyor. Sizlerden utanıyoruz… Sağlık ve başarı dileklerimle 25 Nisan 2021 Rifat Serdaroğlu DOĞRU Parti Genel Başkanı