Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

RÜZGAR GÜLÜ AKP

Her devletin kendi temel konularında, değişmeyen politikaları vardır. İktidarlar değişse de o politikalar değişmez. Devlet dediğin de böyle olur. AKP 2002 yılından itibaren FETÖ-CIA destekli yönlendirmeleriyle, T.C Devletinin kurumlarını teker-teker yok etmeye başladı. AKP, bir taraftan dilim politikasıyla Cumhuriyetin kurumlarını tahrip ederken, uyguladığı “Komşularla Sıfır Sorun” söylemiyle, dediğinin aksine çevremizde bir tane dost bırakmadı. AKP, bir gün dediğini ertesi gün inkar etti! T.C Devletinin yıllara dayalı tecrübelerle oluşmuş temel politikalarında, büyük dönüşler yaşandı. Bu tutarsız davranışlar devlet olarak inanılırlığımızı çok zedeledi. AKP’nin dönüşlerinden örnek vermek gerekirse; Avrupa Birliği; AKP’ye göre, Türkiye AB’ye girdi, Serbest Dolaşım hakkı elde edildi! Bunu, AKP’nin en yetkili ağızları defalarca canlı yayınlarda söylediler! Peki, şu an dedikleri oldu mu? Avrupa Birliği ülkelerinden BİR tane dostumuz var mı? Arap Birliği; AKP’nin tekrar-tekrar söylediğine göre, Arap Birliği Türkiye’nin yanındadır ve bunun sağlayan da “İslam Hilafeti” iddiasındaki AKP önderliğidir. Peki, şu an gerek Suriye’de gerekse Libya’da, gerek ABD gerekse Rusya-İran ile ilişkilerimizde Türkiye’yi destekleyen BİR tane Arap Ülkesi var mı? Kudüs Meselesi; AKP’ye göre, İsrail’in Kudüs’ü Başkent olarak ilanı kabul edilemez ve bizim kırmızı çizgimiz idi! Peki, ne oldu? İsrail, ABD desteğiyle Kudüs’ü Başkent olarak ilan etti! Çözüm Süreci; AKP, emperyalist ülkelerin baskısına dayanamayıp, çözüm sürecini uygulamaya koydu. Türk Devleti tarafından bitirtilme aşamasına getirilen PKK, tekrar canlandı. AKP, PKK Narko-Terör örgütü lideri Öcalan’ı Türk Devletinin muhatabı haline getirdi. Aradan çok zaman geçti, çok canlar kaybettik! AKP, bize Habur Rezaletini yaşattı. Şimdi, yüz seksen derece dönen AKP, bir zamanlar ayaklar altına aldığını söylediği, Milliyetçi söylemlere başvurdu! Aynı AKP, Türk Tarihinde ilk kez, Türk Ordusunu ÖSO denilen dinci militan topluluğunun muhatabı yaptı. Bu leke AKP yöneticilerinin ve şu anki Genelkurmay heyetinin alınlarından hiç çıkmayacak kara birer leke olarak kalacaktır! S-400; AKP en son, “Biz S-400 füzelerini aldık. Dikkat edin, alıyoruz demedik, aldık. O iş bitti” demişti. Peki, S-400 füzeleri nerede, gören bilen var mı? Değerli Okurlar; Bu zikzaklar modern demokrasilerde kabul edilemez. Bunun sebeplerinden en önemlisi şudur; Türkiye gibi büyük ve önemli bir ülkenin başında bulunan yöneticinin, Türkiye dışında sahip olduğu “kaynakları şüpheli” mal varlığı sebebiyle, emperyalist devletler tarafından rehin alınması ilk kez başımıza gelmektedir. Ülke tek adam yönetimine teslim edilmiş ve o tek adam rehin alınmışsa, ülke rehin alınmış olmaz mı? Bu durum aklımıza, acaba “Şahsi ayıplarını örtmek için mi herkesle kavgalıyız” sorusunu getiriyor. Olabilir mi? Yönetici dediğiniz kişi de insan değil mi? Ar damarı patlamış, utanmayı unutmuş bir ekibi ülkenin başına getirirseniz, bu ahlaksızlığı yapar, hatta daha ağır ihanetleri de yapar! Yazıyı Atatürk’ün bu konudaki sözüyle bağlayalım; “İhanetin nedeni olmaz (sütü-ahlakı bozuk kişi ihanet eder) ama bedeli çok ağır olur…” Not 1) Bir okurum soruyor; “Peki, şimdi Yunanistan, göçü engellemek için 30 kilometre Edirne’ye gireceğim” dese ne olacak? Not 2) Çalışma tempomuz çok yoğun. Yazılara birkaç gün ara… Sağlık ve başarı dileklerimle 04 Mart 2020 Rifat Serdaroğl
Ekleme Tarihi: 25 Şubat 2020 - Salı
Rıfat SERDAROĞLU

RÜZGAR GÜLÜ AKP

Her devletin kendi temel konularında, değişmeyen politikaları vardır. İktidarlar değişse de o politikalar değişmez. Devlet dediğin de böyle olur.

AKP 2002 yılından itibaren FETÖ-CIA destekli yönlendirmeleriyle, T.C Devletinin kurumlarını teker-teker yok etmeye başladı. AKP, bir taraftan dilim politikasıyla Cumhuriyetin kurumlarını tahrip ederken, uyguladığı “Komşularla Sıfır Sorun” söylemiyle, dediğinin aksine çevremizde bir tane dost bırakmadı.

AKP, bir gün dediğini ertesi gün inkar etti! T.C Devletinin yıllara dayalı tecrübelerle oluşmuş temel politikalarında, büyük dönüşler yaşandı. Bu tutarsız davranışlar devlet olarak inanılırlığımızı çok zedeledi.

AKP’nin dönüşlerinden örnek vermek gerekirse;

Avrupa Birliği; AKP’ye göre, Türkiye AB’ye girdi, Serbest Dolaşım hakkı elde edildi! Bunu, AKP’nin en yetkili ağızları defalarca canlı yayınlarda söylediler! Peki, şu an dedikleri oldu mu? Avrupa Birliği ülkelerinden BİR tane dostumuz var mı?

Arap Birliği; AKP’nin tekrar-tekrar söylediğine göre, Arap Birliği Türkiye’nin yanındadır ve bunun sağlayan da “İslam Hilafeti” iddiasındaki AKP önderliğidir. Peki, şu an gerek Suriye’de gerekse Libya’da, gerek ABD gerekse Rusya-İran ile ilişkilerimizde Türkiye’yi destekleyen BİR tane Arap Ülkesi var mı?

Kudüs Meselesi; AKP’ye göre, İsrail’in Kudüs’ü Başkent olarak ilanı kabul edilemez ve bizim kırmızı çizgimiz idi! Peki, ne oldu? İsrail, ABD desteğiyle Kudüs’ü Başkent olarak ilan etti!

Çözüm Süreci; AKP, emperyalist ülkelerin baskısına dayanamayıp, çözüm sürecini uygulamaya koydu. Türk Devleti tarafından bitirtilme aşamasına getirilen PKK, tekrar canlandı. AKP, PKK Narko-Terör örgütü lideri Öcalan’ı Türk Devletinin muhatabı haline getirdi. Aradan çok zaman geçti, çok canlar kaybettik! AKP, bize Habur Rezaletini yaşattı.

Şimdi, yüz seksen derece dönen AKP, bir zamanlar ayaklar altına aldığını söylediği, Milliyetçi söylemlere başvurdu!

Aynı AKP, Türk Tarihinde ilk kez, Türk Ordusunu ÖSO denilen dinci militan topluluğunun muhatabı yaptı. Bu leke AKP yöneticilerinin ve şu anki Genelkurmay heyetinin alınlarından hiç çıkmayacak kara birer leke olarak kalacaktır!

S-400; AKP en son, “Biz S-400 füzelerini aldık. Dikkat edin, alıyoruz demedik, aldık. O iş bitti” demişti. Peki, S-400 füzeleri nerede, gören bilen var mı?

Değerli Okurlar; Bu zikzaklar modern demokrasilerde kabul edilemez. Bunun sebeplerinden en önemlisi şudur; Türkiye gibi büyük ve önemli bir ülkenin başında bulunan yöneticinin, Türkiye dışında sahip olduğu “kaynakları şüpheli” mal varlığı sebebiyle, emperyalist devletler tarafından rehin alınması ilk kez başımıza gelmektedir. Ülke tek adam yönetimine teslim edilmiş ve o tek adam rehin alınmışsa, ülke rehin alınmış olmaz mı?

Bu durum aklımıza, acaba “Şahsi ayıplarını örtmek için mi herkesle kavgalıyız” sorusunu getiriyor. Olabilir mi? Yönetici dediğiniz kişi de insan değil mi? Ar damarı patlamış, utanmayı unutmuş bir ekibi ülkenin başına getirirseniz, bu ahlaksızlığı yapar, hatta daha ağır ihanetleri de yapar!

Yazıyı Atatürk’ün bu konudaki sözüyle bağlayalım; “İhanetin nedeni olmaz (sütü-ahlakı bozuk kişi ihanet eder) ama bedeli çok ağır olur…”

Not 1) Bir okurum soruyor; “Peki, şimdi Yunanistan, göçü engellemek için 30 kilometre Edirne’ye gireceğim” dese ne olacak? Not 2) Çalışma tempomuz çok yoğun. Yazılara birkaç gün ara…

Sağlık ve başarı dileklerimle 04 Mart 2020 Rifat Serdaroğl

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.