Badem, dört yıl Belediye Başkanlığı yaptı.
Sonrasında Belediyeyi hiç bırakmadı. Genel Başkan-Başbakan-Cumhurbaşkanı-Dünya Lideri-Halife oldu ama İstanbul Belediyesini hiç bırakmadı!
Hatırlar mısınız? Bir ses kaydında karşısındakini nasıl fırçalıyordu; “Kardeşim sana söylemedim mi, kupon araziler benim diye?
Ha söylemedim mi? Nasıl verirsin yahu?”
İstanbul’da ki müteahhitler çok iyi bilirler ki, Bademden habersiz imar planı değişmez! Özellikle kupon arazi ve dikine yükselen binalar için!
Şimdi referandum geliyor ya, şirinlik zamanı! Milletin hoşuna gidecek şeyler söylemek lazım!
İstanbul’daki yüksek kulelerin tamamına yakınının yapımı için yandaşlara izin veren Badem şunu söylüyor; “Ben dikine değil yatay olan binaları severim. Ama bu aç gözlü müteahhitler daha fazla
para kazanmak için, İstanbul’u mahvettiler!”
Bu sözü söyleyen Badem, şunu da yapmalıdır;
2002 yılından bu yana yapılan yüksek binaların tamamının imar değişiklerinin kamuoyuna açıklanmasına izin vermek…
Delikanlılık ve dürüstlük lafla, palavrayla olmaz. Açıklayın bu imar değişikliklerini, görelim bakalım kim dik olanı, kim yatay olanı seviyormuş…
NASREDDİN BİNALİ
Nasreddin Hoca eşeğine her gün bir avuç daha az yem veriyormuş. Dostları, yanlış yapıyorsun diye uyarmışlar! Hoca dinlememiş ve eşeğin yemini her gün bir avuç daha azaltmaya devam etmiş.
Bir sabah kalktığında bir bakmış eşek ölmüş!
Hoca üzüntü içinde şöyle demiş; “Tüh be tam da açlığa alışıyordu, öldü gitti zavallı…
Başbakan Binali Yıldırım, iş adamlarına seslenmiş; “Önümüzdeki yaz sonundan itibaren her şey düzelecek, sıkılmayın dik durun!”
Adamların nefes alacak hali kalmamış! Dolar, Rabia’yı yani 4’ü yakalamak üzere. Durduk yerde adamların borcu her gün artıyor. Öldü ölecek gibiler! Yakında Binali’nin “Yahu yazı bekleyin dedik, bize inat dinlemeyip öldüler” dediğini duyacağız…
PARA-AKIL
Erdoğan, Türkiye-Mozambik İş Forumunda konuştu;
“Biz göreve geldiğimizde, para yoktu ama akıl vardı. Bilgiyi yönettik, insanı yönettik, parayı yönettik! Biri beşe katladık!”
2002 de 129 Milyar Dolar olan dış borç, 425 Milyar Dolara fırlamış!
Ülkenin yarıdan fazlası bankalara borçlanmış!
Yoksulluk sınırının altında yaşayan insan sayısı 20 Milyona yaklaşmış!
Çevremizde bir tane komşu kalmamış!
Devlette, iş adamlarında para bitmiş, devleti yönetenlerin kendilerinin ve çocuklarının servetleri beşe-elli beşe katlanmış!
Dünyadaki hiçbir demokratik ülke tarafından davet edilmeyen Erdoğan, Afrika diktatörlerine akıl satıyor!
Şaka gibi bunlar, gerçekten şaka gibiler…
Sağlık ve başarı dileklerimle 28 Ocak 2017
Rifat Serdaroğlu
Badem, dört yıl Belediye Başkanlığı yaptı.
Sonrasında Belediyeyi hiç bırakmadı. Genel Başkan-Başbakan-Cumhurbaşkanı-Dünya Lideri-Halife oldu ama İstanbul Belediyesini hiç bırakmadı!
Hatırlar mısınız? Bir ses kaydında karşısındakini nasıl fırçalıyordu; “Kardeşim sana söylemedim mi, kupon araziler benim diye?
Ha söylemedim mi? Nasıl verirsin yahu?”
İstanbul’da ki müteahhitler çok iyi bilirler ki, Bademden habersiz imar planı değişmez! Özellikle kupon arazi ve dikine yükselen binalar için!
Şimdi referandum geliyor ya, şirinlik zamanı! Milletin hoşuna gidecek şeyler söylemek lazım!
İstanbul’daki yüksek kulelerin tamamına yakınının yapımı için yandaşlara izin veren Badem şunu söylüyor; “Ben dikine değil yatay olan binaları severim. Ama bu aç gözlü müteahhitler daha fazla
para kazanmak için, İstanbul’u mahvettiler!”
Bu sözü söyleyen Badem, şunu da yapmalıdır;
2002 yılından bu yana yapılan yüksek binaların tamamının imar değişiklerinin kamuoyuna açıklanmasına izin vermek…
Delikanlılık ve dürüstlük lafla, palavrayla olmaz. Açıklayın bu imar değişikliklerini, görelim bakalım kim dik olanı, kim yatay olanı seviyormuş…
NASREDDİN BİNALİ
Nasreddin Hoca eşeğine her gün bir avuç daha az yem veriyormuş. Dostları, yanlış yapıyorsun diye uyarmışlar! Hoca dinlememiş ve eşeğin yemini her gün bir avuç daha azaltmaya devam etmiş.
Bir sabah kalktığında bir bakmış eşek ölmüş!
Hoca üzüntü içinde şöyle demiş; “Tüh be tam da açlığa alışıyordu, öldü gitti zavallı…
Başbakan Binali Yıldırım, iş adamlarına seslenmiş; “Önümüzdeki yaz sonundan itibaren her şey düzelecek, sıkılmayın dik durun!”
Adamların nefes alacak hali kalmamış! Dolar, Rabia’yı yani 4’ü yakalamak üzere. Durduk yerde adamların borcu her gün artıyor. Öldü ölecek gibiler! Yakında Binali’nin “Yahu yazı bekleyin dedik, bize inat dinlemeyip öldüler” dediğini duyacağız…
PARA-AKIL
Erdoğan, Türkiye-Mozambik İş Forumunda konuştu;
“Biz göreve geldiğimizde, para yoktu ama akıl vardı. Bilgiyi yönettik, insanı yönettik, parayı yönettik! Biri beşe katladık!”
2002 de 129 Milyar Dolar olan dış borç, 425 Milyar Dolara fırlamış!
Ülkenin yarıdan fazlası bankalara borçlanmış!
Yoksulluk sınırının altında yaşayan insan sayısı 20 Milyona yaklaşmış!
Çevremizde bir tane komşu kalmamış!
Devlette, iş adamlarında para bitmiş, devleti yönetenlerin kendilerinin ve çocuklarının servetleri beşe-elli beşe katlanmış!
Dünyadaki hiçbir demokratik ülke tarafından davet edilmeyen Erdoğan, Afrika diktatörlerine akıl satıyor!
Şaka gibi bunlar, gerçekten şaka gibiler…
Sağlık ve başarı dileklerimle 28 Ocak 2017
Rifat Serdaroğlu