Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

SAVCI GÖREVİNİ YAPMALI!

Ya bu Savcı tesadüfen Savcı oldu, ya da eğer bir daha seçim olursa AKP’den milletvekili olmayı düşünüyor! AK Milletvekili olabilir mi? Bence olamaz. Saray tarafından milletvekili atanmanın ilk şartı yüzde yüz biat, yüzde yüz itaat kuralına uymaktır. Yüzde birlik bir açık olsa, o iş olmaz! AK Siyasetin emrinde olan Cumhuriyet Savcısı nasıl olmalıdır? Anlatayım; Uyuşturucu kaçakçılığından ve yaralamadan sabıkalı bir kişi, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanının üstüne, tam da şehit cenazesinin önünde “Ölüm Tehdidi” demek olan bir mermi attı diyelim. Mesela dedik yani! -Tahkikatı yürüten Savcı, dünyanın gözü önünde olan bu “Ölüm Tehdidi” eylemini yapan kişiyi, mahkemeye sevk etmeden serbest bırakıyorsa, o Savcı kesinlikle AK Siyasetin milletvekili olamaz! -Tahkikatı yürüten Savcı eğer AK Milletvekili olmak istiyorsa, üzerine kurşun atılan Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanını Cami avlusunda gözaltına alıp, “Suçüstü” kuralına göre tutuklanması talebiyle AK Asliye Ceza Hâkimliğine sevk etmesi gerekirdi! Nasıl yani? Hem Kılıçdaroğlu’nun üzerine kurşun atılacak, hem de Kılıçdaroğlu tutuklanacak ha? Hangi gerekçeyle? Böyle Hukuk Devleti olur mu diye ağlaştığınızı görür gibiyim. Olur, olur. Hem de bal gibi olur! Ne demişti Sultanımız; “Bu Anayasa fiilen rafa kaldırılmıştır. Yemişim sizin Anayasanızı! Gerekçe ve hukuki mütalaa mı istiyorsunuz! Alın o zaman, yiyin benim mütalaamı; “Cebi delik bir vatandaşın cebinden kaza ile düşen kurşunun üstüne atlayıp olay çıkartmak, kamu düzenini bozmak, Cami avlusunda ahlaka aykırı davranışlarda bulunarak Müslümanların din ve vicdan hürriyetini zedelemek, meydana gelen kargaşa sırasında cillop Başbakan Binali efendimizin sol ayağının mübarek küçük parmağının ezilmesine sebep olmak, tutuklanmamak için kamu görevlilerine direnmek, hatta polisin yumruğunu kavrayıp kendi burnuna vurmak…” Nasıl mütalaa ama? Taş gibi değil mi? Bu mütalaa’ya La Hey Adalet Divanı şapka çıkarmazsa, daha da mütalaa yazmam… İşte böyle delikanlı savcılarımız olsun, Sultanımızın ciğerini yesinler, yahu… Sağlık ve başarı dileklerimle 11 Haziran 2016 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 11 Haziran 2016 - Cumartesi
Rıfat SERDAROĞLU

SAVCI GÖREVİNİ YAPMALI!

Ya bu Savcı tesadüfen Savcı oldu, ya da eğer bir daha seçim olursa AKP’den milletvekili olmayı düşünüyor!
AK Milletvekili olabilir mi? Bence olamaz. Saray tarafından milletvekili atanmanın ilk şartı yüzde yüz biat, yüzde yüz itaat kuralına uymaktır.
Yüzde birlik bir açık olsa, o iş olmaz!

AK Siyasetin emrinde olan Cumhuriyet Savcısı nasıl olmalıdır? Anlatayım;
Uyuşturucu kaçakçılığından ve yaralamadan sabıkalı bir kişi, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanının üstüne, tam da şehit cenazesinin önünde
“Ölüm Tehdidi” demek olan bir mermi attı diyelim. Mesela dedik yani!
-Tahkikatı yürüten Savcı, dünyanın gözü önünde olan bu “Ölüm Tehdidi” eylemini yapan kişiyi, mahkemeye sevk etmeden serbest bırakıyorsa, o Savcı kesinlikle AK Siyasetin milletvekili olamaz!

-Tahkikatı yürüten Savcı eğer AK Milletvekili olmak istiyorsa, üzerine kurşun atılan Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanını Cami avlusunda gözaltına alıp, “Suçüstü” kuralına göre tutuklanması talebiyle AK Asliye Ceza Hâkimliğine sevk etmesi gerekirdi!
Nasıl yani? Hem Kılıçdaroğlu’nun üzerine kurşun atılacak, hem de Kılıçdaroğlu tutuklanacak ha? Hangi gerekçeyle? Böyle Hukuk Devleti olur mu diye ağlaştığınızı görür gibiyim.
Olur, olur. Hem de bal gibi olur! Ne demişti Sultanımız;
“Bu Anayasa fiilen rafa kaldırılmıştır. Yemişim sizin Anayasanızı!
Gerekçe ve hukuki mütalaa mı istiyorsunuz! Alın o zaman, yiyin benim mütalaamı;
Cebi delik bir vatandaşın cebinden kaza ile düşen kurşunun üstüne atlayıp olay çıkartmak, kamu düzenini bozmak, Cami avlusunda ahlaka aykırı davranışlarda bulunarak Müslümanların din ve vicdan hürriyetini zedelemek, meydana gelen kargaşa sırasında cillop Başbakan Binali efendimizin sol ayağının mübarek küçük parmağının ezilmesine sebep olmak, tutuklanmamak için kamu görevlilerine direnmek, hatta polisin yumruğunu kavrayıp kendi burnuna vurmak…”

Nasıl mütalaa ama? Taş gibi değil mi?
Bu mütalaa’ya La Hey Adalet Divanı şapka çıkarmazsa, daha da mütalaa yazmam…

İşte böyle delikanlı savcılarımız olsun, Sultanımızın ciğerini yesinler, yahu…

Sağlık ve başarı dileklerimle 11 Haziran 2016
Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.