Türk Milleti kadar, sıkıntılarını kendince halleden, problemlerini çözen başka bir millet yoktur! Yeter ki, çok bildiklerini zannedenler, özellikle Ankara’daki uyanıklar vatandaşların işine, taş koymasınlar.
Zamanın Hükümeti sonbahar gelmeden Erzurum’a bir yazı gönderir, yazı muhtarlara kadar dağıtılır.
Yazıda “Kışın soğuk geçeceği tahmin edilmektedir. Isınmak için kullandığınız yakıtın cinsini, kod numarasını ve stok durumunu acilen bildirin” denilmektedir.
Kıdemli Köy Muhtarlarından biri Ankara’ya şöyle bir cevap yazar;
“Yakıtımız pohtir, kod numarası yohtir, stokumuz ise çohtir…”
Vali, Muhtar’a niçin böyle bir cevap yazdığını sorar?
Muhtar; “Vali Bey, sen yenisin. Ben Ankara’ya demek isterem ki; Biz kendi pohimiz içinde yaşar gideriz, sakın ola bize karışmayasınız!”
Ankara bu işe karışırsa, ya elimizdeki pohi alır, ya öküzün kıçına sayaç takar, ya poha vergi koyar! Hasılı, Ankara bir karar verene kadar köylü soğuktan telef olur gider. Anladııın???
2002 Kasımından beri adı AKP olan ama ne Adalet ile ne Kalkınma ile zerre kadar ilgisi olmayan, bir parti, 22 yıldır ülkeyi sözde yönetiyor!
Erzurumlu Muhtar’ın dediği gibi olsaydı, yani AKP hiçbir iş yapmadan, çamaşır sepeti gibi başımızda dursaydı, size yemin ediyorum ki, durumumuz bu günkünden fersah-fersah daha iyi olurdu!
Hiç olmazsa, emperyalist devletlerin tetikçiliğini yapmayı kabul eden AKP, sadece paramızı çalardı.
AKP’nin çalabileceği parayı, Türk Milleti olarak yeniden kazanır, yerine koyardık!
Fakat, hem soygun, hem rüşvet, hem ihanet, hem de İslam Ahlakına ve Türk Milliyetçiliğine yapılan saldırı ve yağmalar, bizi çok zor duruma düşürdü.
İnsanımızın kafası çok karışık! AKP ve haram para ile beslediği medya organları, soyguncu tarikat ve cemaatler, Türk Milletinin “İndirilmiş Kur’an’a” olan bağlılığını azalttılar, dinden soğuttular!
İslam adına konuşma, Polislerimizi-Askerlerimizi- İnsanlarımızı, Takarof marka silahla enselerinden tek kurşunla öldüren Hizbullah ve onun siyasi ayağı olan Hüda-Par denen Ticanilere kaldı.
Ulus Devletimizin en güçlü damarlarından olan “Milliyetçilik” ise, önce Erdoğan tarafından ayaklar altına alındı. Sonra da Laik Cumhuriyetin-Atatürk’ün-Türklüğün-Ulus Devletin-Üniter Yapının savunucuları olan Ülkücüler, Devlet Bahçeli tarafından şişeye sokuldular ve Bahçeli şişenin tıpasını sıkıca kapattı. Eskiden Milli hassasiyetleri çok hassas olan Ülkücüler, birbirini hatta büyüklerini dövmeye başladılar. Yetmedi, Ülkü Ocakları Eski Başkanı Sinan Ateş gibi bir akademisyeni, torbacılara öldürttüler. Cinayetin üzerinden tam SEKİZ AY geçmesine rağmen, ölüm emrini verenleri bulamadılar.
Çakıcı-Yılmaz-Şahin gibilerini cezaevinden çıkartmaya gücü yeten Bahçelinin gücü kendi evladının katilini, ölüm emrini vereni bulmaya yetmedi…
Türk Milleti bu gerçekleri bilmiyor. Yalan, yanlış ve sahtekarlıkla kafası karıştırılıyor. Anladık, İş alemi korkudan sinmiş. Zannediyorlar ki, bu düzen böyle gidecek! Yanılıyorlar!
Fakat gerçek İslam Bilginlerinin ve Türk Milliyetçiliği hakkında emek ve ömür tüketmiş bilim insanlarının suskunluğunu ne anlamam ne de kabullenmem mümkün değildir.
Türk Milletinden ayağa kalkıp kaderine el koymasını istiyoruz, doğru mu?
Peki, kimler yapacak bunu?
Türk Milliyetçiliğini yıkıp yerine Arap Milliyetçiliğini inşa eden Erdoğan mı?
Türk Milliyetçiliğinin tıpası olan, Erdoğan’ın şartsız destekçisi Bahçeli mi?
Anayasadan Türklüğü çıkaracaklarını söyleyenlere MV dağıtan Kılıçdaroğlu mu?
Türk Siyasetinde, “Saray Bekçisi” olmaya aday, MV sıralarının para ile satıldığı açıkça iddia edilen AKşener mi?
AKP larvaları olan Davutoğlu, Babacan gibi İngiliz tefecilerinin adamları mı?
Bizler, Milli Yol Partisi-Adalet Partisi-Doğru Parti- Genç Partili Atatürk Milliyetçileri, canımızı ortaya koyup mücadele ediyoruz ve edeceğiz.
Ama yetemiyoruz.
Bizler, gerçek İslam Bilginleri, Türk Milliyetçilerinin fikir babaları, Ekim başından itibaren tüm Anadolu’yu gezip, doğruları anlatmaya devam edeceğiz.
Ve sizler destek verirseniz Türk Milletini beraberce ayağa kaldıracağız…
Sağlık ve başarı dileklerimle 31 Ağustos 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı